AB, üye devletlerin savunma harcamalarını artırmalarını teşvik etmek için 150 milyar Euro’luk (yaklaşık 163 milyar dolar) bir kredi programı başlattı. Bu program, Avrupa’nın 2030 yılına kadar potansiyel saldırganlara karşı caydırıcı bir güç oluşturmasını hedefliyor.
“Sıcak Savaş” Uyarısı ve Acil Eylem Çağrısı
AB’nin dış politika başkanı Kaja Kallas, durumun ciddiyetini vurgulayarak, “Soğuk bir savaşımız yok, ancak Avrupa topraklarında sıcak bir savaşımız var ve tehdit varoluşsal. Olabileceği kadar gerçek” şeklinde konuştu. Danimarka istihbarat servislerinin, Moskova’nın NATO’yu zayıf görmesi halinde Rusya’nın beş yıl içinde Avrupa’da büyük çaplı bir savaşa hazır olabileceği yönündeki uyarıları, AB’nin acil eylem planlarını hızlandırmasına neden oldu. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, Brüksel’deki acil bir zirvede AB liderlerine 2030 yılına kadar yeniden silahlanma hedefi koymaları çağrısında bulundu.
“Avrupa’dan Satın Al” Yaklaşımı ve Stratejik Ortaklıklar
AB’nin yeni savunma stratejisi, “Avrupa’dan Satın Al” yaklaşımını benimsiyor. Bu, üye devletlerin savunma ekipmanlarını öncelikle AB içindeki ve müttefik ülkelerdeki tedarikçilerden temin etmelerini öngörüyor. Birleşik Krallık, ABD ve Türkiye, AB ile güvenlik ve savunma ortaklığı anlaşması imzalamadıkları sürece bu programın dışında tutulacak. Ancak Birleşik Krallık, “vazgeçilmez bir Avrupa müttefiki” olarak tanımlanıyor ve AB, bu ülkeyle savunma ve güvenlik ortaklığını güçlendirmeyi hedefliyor. AB ayrıca Avustralya, Kanada, Japonya, Yeni Zelanda ve Güney Kore gibi ülkelerle de işbirliğini derinleştirmeyi planlıyor.
Programın Detayları ve Olası Tepkiler
150 milyar Euro’luk kredi programı, üye devletlerin savunma harcamalarındaki artışın bir parçası olarak sunuluyor. Finanse edilen ekipmanların maliyetlerinin %65’inin AB, Norveç veya Ukrayna’daki tedarikçilerden gelmesi şartı bulunuyor. Bu durum, bazı üye devletlerin tepkisini çekebilir. Özellikle askeri harcamalara kısıtlama getirilmesine karşı çıkan ülkeler, bu plana itiraz edebilir. Ancak AB, Avrupa’nın güvenliğini sağlamak için bu adımların zorunlu olduğunu vurguluyor.
Bu kredi programı, AB’nin savunma alanındaki iddialı hedeflerini ve artan jeopolitik risklere karşı kararlılığını gösteriyor. Avrupa’nın savunma kabiliyetinin güçlendirilmesi, kıtanın gelecekteki güvenliği ve istikrarı için kritik bir öneme sahip.