"Zulüm ile abad olunmaz"

''Namık Kemal yazdığı “Vatan Yahut Silistre“ oyunu sahnelendiğinde büyük yankı uyandırır. Ancak Padişah ve hükümetin en küçük muhalif düşünceye tahammülü yoktur. Baskı rejimlerinin en iyi bildiği şey yapılır. Namık Kemal ve 4 arkadaşı gözaltına alınır. Yargılama yoktur. Neyle suçlandığını bilmez.''

SHABER3.COM

Ali Emir Pakkan | samanyoluhaber.com
Zulüm ile abad olunmaz

Fikirleri insanları hapsederek, sürgüne göndererek ve hatta katlederek yok edebilir misiniz?

Bütün otoriter rejimlerin denediği ancak sonunda hep kaybettikleri yöntemler bunlar.

Tarih o kadar örnekleri ile dolu ki! Hele de bizim tarihimiz.

Yazarlar, şairler, gazeteciler, aydınlar ve alimlerden bir liste yaptım. Sürgün deyince ilk akla gelen isim Namık Kemal’dir.

“Vatan şairi “ diye tarihe geçen Namık Kemal, 1840, Tekirdağ doğumlu. Osmanlı’nın son dönemlerinde kalemin gücünü kullanarak hürriyetçi ve milliyetçi fikirleri savunur.

Muhaliftir. Padişahı ve hükümeti eleştirmekten kaçınmaz. “Hokkamı dilenci çanağı, kalemimi iktidar değneği yapmayacağım” der.

Ve bedel öder.

Yazdığı gazete (Tasvir-i Efkar) kapatılır.

Babıali Tercüme odasındaki görevinden alınır, Erzurum’a tayin edilir. Ancak gitmez ve Paris’e kaçar. Muhbir gazetesinde bir süre yazar, Hürriyet’i çıkarır.

1870’te İstanbul’a döner. İbret’teki bir yazısı hükümeti yine rahatsız eder. Gazete 4 ay süreyle kapatılır. Namık Kemal Gelibolu mutasarrıflığına atanır.

Yazdığı “Vatan Yahut Silistre“ oyunu sahnelendiğinde büyük yankı uyandırır. Ancak Padişah ve hükümetin en küçük muhalif düşünceye tahammülü yoktur. Baskı rejimlerinin en iyi bildiği şey yapılır. Namık Kemal ve 4 arkadaşı gözaltına alınır.
Yargılama yoktur. Neyle suçlandığını bilmez.

Magosa’ya sürgüne gönderilir. Kaldığı küçük taş hücreyi “adeta yeryüzünde bir lahd içindeydim.” sözleri ile mezara benzetir. Sık sık hastalanır, sıtmaya yakalanır. Ailesinden, gazetecilikten uzak kalması onu çok üzer ve yıpratır.

Ama Namık Kemal, neredeyse bütün edebi eserlerini 3 yıl kaldığı bu sürgünde yazar.

1876’da 1. Meşrûtiyet ilan edilir. Namık Kemal İstanbul’a döner. Danıştay üyesi olur. Kanun-i esasiyi (anayasa) hazırlayan kurulda yer alır. 2. Abdülhamid’in Meclis-i Mebusan’ı kapatmasından sonra yine tutuklanır. 5 ay hapis ve ardından Midilli adasına sürülür.

İktidar onu İstanbul’dan uzak tutarak susturmaya çalışır. Ancak o vatan ve hürriyet mücadelesinden hiç vazgeçmez. Kendi ismini kullanamadığı zamanlarda başka isimlerle yazar.

Namık Kemal 2 Aralık 1888’de Sakız Adasında ölür.

Aciz iktidarların Namık Kemal’e yönettiği suçlar ne biliyor musunuz?

-Adab-ı devlet ü hükümete aykırı yayın yapmak.
-Gazetecilik ve neşriyat-ı muzurrada bulunmak.

Son 15 yılda 12 bin gazeteci yargılandı. Sadece 2019’da 59 gazeteciye 200 yıl hapis cezası verildi. 13 yılda 215 TV, 100 gazete kapandı. 11 bin gazeteci işsiz kaldı. Gazeteci ve yazarlar şimdi de af dışı bırakılıp katledilmek isteniyor.

Neyle suçladıklarına bakın! Aynı gerekçeleri göreceksiniz!

Namık Kemal’in tarihe geçen sözleri ile bitirelim:

“Halkına zulmü reva gören bir anlayışı lanetliyoruz. Zulüm ile abad olunmaz.”

<< Önceki Haber "Zulüm ile abad olunmaz" Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER