Haberde son iki ayda Türkiye üzerinden ülkeye gelen sığınmacıların sayısı hızlı bir artış gösterdiği vurgulandı. Sadece Nisan ayında 3 bin 600 kişi Meriç nehri üzerinden, 3 bin sığınmacı da deniz yoluyla Avrupa’nın Asya’ya açılan kapısına adım attı.
Çok sayıda mültecinin davasına bakan Yunan avukat Sotiris Livas’ın bu yaz Ege ve Meriç üzerinden Yunanistan’a göçlerin Türkiye’deki 24 Haziran seçimlerinin sonuçlarından doğrudan etkileneceği görüşünde. Erdoğan ya da Meral Akşener gibi adayların seçilmesi durumunda, “tutarsız milliyetçi politikalar” ortaya çıkarsa, Ankara’nın sınır kontrollerini azaltacağını, bunun da göçmen sayısında patlamaya sebep olabileceğini savunuyor ve ekliyor, “Tek ihtiyacımız olan güvenli ve barışçıl bir Türkiye.” dedi.
Atina'da Ramazan
Yaklaşık 55 bin sığınmacıya ev sahipliği yapan Yunanistan’ın başkenti Atina için iftar vakti. Gün yavaş yavaş batarken, kentin mülteci mahallesi olarak bilinen Omonia’da Müslümanlar oruçlarını açmaya hazırlanıyor. İslam dünyasının hemen her ülkesinden gelen sığınmacıların yaşadığı Omonio’da Ortadoğu mutfağının servis edildiği restoranlarda hareketlilik var.
Omonio meydanının iki alt sokağında yer alan ve kapısında Arapça ‘helal’ yazan Suriye lokantasında Somalili iki genç kadın iftar yapıyor.
Bu küçük Suriye lokantasında ‘felafil’den ‘şavurma’ya, Arap kebabından Arap tatlılarına kadar Ortadoğu mutfağının öne çıkan yiyeceklerini bulmak mümkün. Çoğunluğunu Arap ve Afrikalı göçmenlerin oluşturduğu müşteriler arasında farklı lezzetleri tatmak isteyen az sayıda Yunan da var.
22 yaşındaki Leyla abisiyle birlikte 6 aydır Atina’da yaşıyor. Ailesi Somali’de. Bir yıl önce ayrılmış onların yanından. 6 ay Türkiye’de kalmışlar. Ülkesini ve Türkiye’yi neden terk ettiği sorusuna “Özel sebepler” yanıtını veriyor. Tek hayali, Yunanistan’da oturum aldıktan sonra ailesini ziyaret etmek için ülkesine yasal yollardan gidebilmek. Bunun için en az bir sene geçmesi gerektiğini söylüyor. Hayatını ise Yunanistan’da kurmak istiyor. Leyla ve arkadaşının iftar menüsünde şiş tavuk, patates kızartması ve salata var.
Yezan, Halep’in Eşrefiye bölgesindeki evleri hava bombardımanında yıkılınca iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gitmiş. Babasını savaştan önce kaybeden Suriyeli Yezan’ın annesi İstanbul’da bir evlilik yapınca, o da hayatını kazanabilmek için Yunanistan’ın yolunu tutmuş. Kaçakçılara para ödemeden bir hafta boyunca yürüyerek Meriç üzerinden sınırı geçen Yezan, Atina’ya yeni gelmiş olmasına rağmen Suriye lokantasını bulmakta güçlük çekmemiş. Evinde kaldığı Suriyeli arkadaşı ona yeni hayatına alışmada yardımcı oluyor.
Apartman katındaki camide iftar
İftarını bir restoranda açacak kadar şanslı olmayan mülteciler de var. Örneğin Darussünneh Camii’ndeki bir kısmı evsiz sığınmacılar. Aralarından bazıları bekâr, geri kalanlar ise ailelerini ülkelerinde bırakmak zorunda kalmışlar. Yani, erkek erkeğe yemek zorundalar.
Omonia meydanının hemen yan sokağında bulunan günde beş vakit namazın kılındığı bir apartman dairesinden oluşan bir cami burası. Hem mescit hem de 4-5 evsizin evi. İmamı 10 yıl önce Yunanistan’a gelen Bangladeşli Abdülaziz. Günde 50-60 kişiye iftar verdiklerini anlatıyor. Herhangi bir dernek ya da cemaate bağlı değiller. Yemekler, camiye ve iftara gelenlerin katkılarıyla karşılanıyor. Bu caminin ziyaretçileri ağırlıklı olarak Pakistan ve Bangladeşliler. Elbette Omonia’nın en kalabalık milleti Suriyeliler de sofrada yerlerini alıyor.
Fotoğrafının çekilmesini istemeyen Bangladeşli Sadık, iki ay önce gelmiş Yunanistan’a. Yıllardır Türkiye’de yaşadığı için Türkçesi çok iyi. Diğer mültecilerle toplu iftar yapmanın keyifli olduğunu söylüyor. Sofradaki Suriyelilerden Muhammed ise, ailesini Türkiye’de bırakmak zorunda kalmış. Bu Ramazan için dileği, bir an önce oturum hakkı alıp, çocuklarını yanına alabilmek.
Apartman caminin mutfağında hazırlanan menüde bu akşam birkaç dilim karpuz, iki hurma, Pakistan usulü sarı pirinçten yapılmış etli pilav ve özel şerbet var. Dairenin namaz kılınan kısmında ezan başladı. Yaklaşık 15 saatlik açlık ve susuzluğun ardından ilk lokmalar alınıyor.
Yemekten hemen sonra yan odada akşam namazı başlıyor. Namazın ardından kalacak yeri olan mülteciler mescitten ayrılacak. İmam ve birlikte kaldığı dört sığınmacı ise burada sahuru bekleyecekler.
Yunanistan’a göç arttı, Meriç Ege’yi geride bıraktı
Birleşmiş Milletler’in verilerine göre son iki ayda Türkiye üzerinden ülkeye gelen sığınmacıların sayısı hızlı bir artış gösterdi. Sadece Nisan ayında 3 bin 600 kişi Meriç nehri üzerinden, 3 bin sığınmacı da deniz yoluyla Avrupa’nın Asya’ya açılan kapısına adım attı.
BM, 2013’ten bu yana ilk kez karadan gelenlerin sayısının denizden gelenlerin üzerine çıktığını açıkladı. Çok sayıda mültecinin davasına bakan Yunan avukat Sotiris Livas’ın Euronews’e verdiği bilgiye göre bunun sebebi, Ege’de Avrupa ülkeleri ve NATO’ya ait gemilerin kontrolleri artırmaları.
Sotiris Livas, Yunan makamlarının insan trafiğine karışan yat ve teknelerin birçoğunu yakalamasının da kaçakçıları plastik ve tahta botlar kullanmaya ittiğini söylüyor. Mülteciler için olmasa da, insan kaçakçıları için şu dönemde Meriç’in Ege’den daha “güvenli” olduğunu ifade ediyor.
Gelinen noktada Birleşmiş Milletler kayıtlarına göre Yunanistan’daki sığınmacı sayısı, ağırlama kapasitesinin üzerine çıkmış durumda. Yaklaşık 55 bin sığınmacı ülkede bulunuyor. Yunan makamları, bu yüzden daha önce hizmete kapatılmış kampları ya da sığınma noktalarını tekrar faaliyete geçirmiş durumda. BM de Yunan yetkililere ek 35 bin yardım ve kurtarma malzemesi ulaştırdı.
Çok sayıda mültecinin davasına bakan Yunan avukat Sotiris Livas
“Türkiye’deki seçim sonuçları göçmen sayısını doğrudan etkiler”
Yunan avukat Livas’a göre mültecin akınının artması sonucu oluşan problemleri çözmek için konunun kökenine inilmeli. Eş zamanlı olarak sınır güvenliğinin de sağlanması gerektiğini belirtiyor Livas. Ancak konu sadece güvenlik bağlamında ele alınırsa, 2016 tarihli Türkiye-AB mülteci antlaşmasında olduğu gibi kolayca manipüle edilebileceğini ya da Libya örneğinde olduğu gibi insanlık dışı uygulamalara yol açabileceğini savunuyor.
Livas, bu yaz Ege ve Meriç üzerinden Yunanistan’a göçlerin Türkiye’deki 24 Haziran seçimlerinin sonuçlarından doğrudan etkileneceği görüşünde. Erdoğan ya da Meral Akşener gibi adayların seçilmesi durumunda, “tutarsız milliyetçi politikalar” ortaya çıkarsa, Ankara’nın sınır kontrollerini azaltacağını, bunun da göçmen sayısında patlamaya sebep olabileceğini savunuyor ve ekliyor, “Tek ihtiyacımız olan güvenli ve barışçıl bir Türkiye.”