Zıtlar tekrarlanırken

Samanyoluhaber.com yazarlarından Safvet Senih, bugünkü yeni yazısında da Kur'an-ı Kerim'in dikkat çeken bazı yönlerini konu etti.

SHABER3.COM

         Kainatın yaratılışında matematik ölçülerin kullanıldığını görüldüğü gibi, Kur’an-ı Kerim’in birbirine zıt kelimeleri kullanırken aynı şekilde matematik yönden intizamla tevafuklara riayet ettiği görülmektedir.

         Kur’an-ı Kerim’de bazı kelimelerin tekrarları şöyledir.

         Dünya 115 defa, Âhiret 115 defa.

         Cennet 77 defa, Cehennem 77 defa.

         Melek 88 defa, Şeytan 88 defa.

         Yaz-sıcak 5 defa;  Affetmek 117X2 defa.

         Fakirlik 13 defa, Zenginlik 13x2 defa.

         “Biz göğü ‘bi eydin (büyük bir kudretle) binâ ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz.”  (Zâriyat Suresi, 47)

         Sızıntı dergisinde bu ilmî-fennî gerçek, “mekân tomurcuğu”  başlığı ile ele alındı.

         Rus fizikçi Alexander Friedmann ve Belçikalı bilim adamı Georges Lemaitre, yirminci asrın başında kainatın devamlı genişlediğini teorik olarak hesapladılar. 

Edmin Hubble kullandığı dev teleskopla gökyüzünü incelerken, yıldızların ve galaksilerin  devamlı surette birbirinden uzaklaştıklarını keşfetti. Hubble, ayrıca uzaklaşmalarıyla kızıl renge doğru yaklaşan bir ışık yaydıklarını tesbit etti… Bir de yıldızlar bizden birbirlerinde de uzaklaşıyorlardı. Yani siz bir balonun üzerine on tane işaret koyup şişirirseniz, bu işaretler balon şiştikçe, birbirlerinden uzaklaşmaya başlarlar. Bu demektir ki, balonun hacmi genişliyor. Aynı şekilde kainatta da bir mekan genişlemesinin olduğu ve durmadan yeni şeylerin yaratıldığı anlaşılmış oldu.

*                           *                 *

         Bu ilmî tesbitler, “hiçbir şey yeniden yeniden yaratılmaz” şeklindeki materyalist görüşü çürütmüş, “tarihi maddecilik anlayışını da” yerle bir etmiş oldu.

*                  *                 *

         Bazı materyalist öğrenciler, Kur’an’daki ilmî-fennî gerçeklerden bahsetmemden rahatsız oluyor, gerçekleri kabul etmemek için “Bin  dereden su getirerek bizi kandırmaya çalışıyorsun!” diyorlardı. Ben  de öğretmen olarak onlara:

         “Üstünüzdeki semâyı ‘korunmuş bir tavan’ kıldık.” (Enbiya Suresi, 32)  âyeti var. İlkokul beş öğrencisini çağırsak ve sorsak, bize nasıl cevap veri?”  dedim. Dediler ki, “Der ki, ‘Bu tavan, güneşin zararlı ışınlarından koruyan atmosfer tabakasıdır.’  Başka ne söyleyecek?”

         Dedim ki: “Bu gerçek bu ayet 1400 sene önce inince atmosferin varlığını ve bu bilgileri insanlar biliyorlar mı idi?”   “Hayır!”  dediler. O zaman ben: “Bu gerçeği ortaya koymak için bin dereden su getirmeye gerek var mı?”

         Kur’an’da üstümüzdeki semânın yedi kat olduğu ifade ediliyor: “Bakara Suresi, 29”  “Fussilet Suresi, 11-12”

         Atmosferdeki yedi katman da şöyle sıralanmaktadır:

         1-Troposfer

         2-Statosfer

         3-Mezosfer

         4-Termosfer

         5-Ekzosfer

         6-İyonısfer

         7-Manyetosfer

         Atmosferin koruyucu özelliği bunlarla kalmaz. Dünya fezanın ortalama eksi 270 derecelik dondurucu soğuğundan, yine atmosfer sayesinde korunur.

         Dünyayı zararlı tesirlerden koruyan yalnız atmosfer değildir. Atmosferin yanı sıra “Van Allen Kuşakları” denilen ve Dünyanın manyetik alanından kaynaklanan bir tabaka da dünyaya gelen zararlı ışınlara karşı bir kalkan görevi yapar.

         İlim ve fennin ortaya koyduğu gerçekler, Kur’an’ı tasdik ettiği gibi, bu hârika kitabın Allah kelamı olduğunu da isbat etmektedir.
<< Önceki Haber Zıtlar tekrarlanırken Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER