Zinde ve sağlıklı bir yaşam için her gün bir fincan kahve

Dünyanın en çok tükektilen içeceklerinden bir kahve hiç şüphesiz. Bununla birlikte 'kahve zararlı mı' tartışmaları da zaman zaman gündeme geliyor. Samanyoluhaber.com yazarlarından Esra Büyükcombak kahve severlerin dikkatini çekecek bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı...

SHABER3.COM

Kahve, çoğumuz için bir içecekten çok daha fazlasıdır. Kimimiz için bir kültür, kimimiz için bir alışkanlık, kimimiz için ise kırk yıl hatırı olan bir muhabbettir. Son zamanlarda kahvenin sağlığımıza olumlu etkileriyle ilgili haberlerin arttığını fark etmişsinizdir. Eskiden uyku kaçırma veya çarpıntıya neden olma gibi zararlarıyla bilinen kahve, günümüzde faydalarıyla anılarak itibarını geri kazanmış görünüyor. Peki, bu değişimin arkasında ne yatıyor olabilir? Kahvenin hazırlanma şeklinin değişmesi ve daha farklı kahve çeşitlerinin popülerleşmesi, bu dönüşümün ana sebeplerinden.

Çoğu zaman, kahve günümüzün kurtarıcısıdır. Sabahları güne zinde başlamamıza, gün içinde işimize odaklanmamıza ve öğleden sonraları yorgunluğu yenmemize yardımcı olur. Milyonlarca insan uzun yıllar boyunca, kahvenin zengin aroması, tadı ve kokusundan dolayı  keyifli anların ritüeli haline getirmiştir. Kahve sadece bir içecek olmanın ötesinde, birçok kültürde önemli bir yere sahiptir ve sosyalleşme aracıdır. Aile ve arkadaşlarla bir araya gelmek, sohbet etmek ve güzel vakit geçirmek için ideal bir ortam sunar.

Kahvenin ritüeli, kahve çekirdeklerinin yetiştirilmesinden fincana dökülüp içilmesine kadar uzanan bir süreçtir. Bu süreç, her kültürde farklılık gösterse de, özen ve keyifle tamamlanan ortak adımları içerir.

Etiyopyalı keçiden dünyaya kahve ikramı

Dünya çapında yetiştirilen kahvenin kökeni, Etiyopya'nın kahve ormanlarına kadar uzanır. Rivayete göre, Habeşli bir çoban olan Kaldi, kahve çekirdeklerinin etkisini keçilerini gözlemleyerek keşfeder. Keçilerinin, bilinmeyen bir ağacın meyvelerini yedikten sonra geceleri uyumak istemeyecek kadar enerjik olduklarını fark eden Kaldi, bu durumun sebebini araştırmaya başlar. Bu gözlemini sık sık gittiği manastırın başrahibine anlatır. Başrahip, bu çekirdeklerle bir içecek hazırlar ve kendisini akşam geç saatlere kadar uyanık ve zinde tuttuğunu fark eder. Bu durumu manastırdaki diğer keşişlerle paylaşır  ve enerjik meyvelerin bilgisi hızla yayılır. Haber doğuya doğru ilerleyip Arap yarımadasına ulaştığında, kahve çekirdeklerinin dünyaya yayılan yolculuğu başlar. Arapçada içecek anlamına gelen “qahwah” kelimesi, Osmanlıcada “kahve” olarak yerini alır ve bu kadim içecek, zengin aroması ve canlandırıcı etkisiyle dünyanın dört bir yanında sevilerek tüketilen içecek haline gelir.

Lezzet Durakları: Kahve Çekirdekleri ve Farklılıkları

Kahvenin o eşsiz lezzeti, sadece bir fincanda gizlenen sihirli bir formül değil, aynı zamanda farklı coğrafyalardan gelen kahve çekirdeklerinin de bir araya gelmesiyle oluşan bir armoni gibidir. Dünyada yüz yirmi dörtten fazla kahve ağacı türü bulunsa da, en yaygın iki tür, Arabica ve Robusta'dır. Bu iki kahve çekirdeği, lezzet profilleri ve yetiştirilme şekilleri bakımından da birbirinden ayrılır. Robusta çekirdekleri, soluk yeşil renkte ve daha küçük boyutludur. Robusta, daha keskin ve sert bir lezzete sahip yüksek kafeinli çekirdeklerdir.

Arabica çekirdekleri ise koyu yeşil renkte ve daha büyüktür. Robusta'ya nazaran daha az kafein içeren Arabica, daha yumuşak ve aromatik bir lezzete sahiptir. Yetiştirilmesi daha özenli ve emek isteyen Arabica çekirdekleri, bu nedenle daha yüksek kalitede kabul edilir ve Türk kahvesi gibi özel kahvelerin yapımında tercih edilir.

Diğer çok yaygın olmayan kahve çekirdekleri ise Liberica ve Excelsa’dır. Kahvenin lezzet dünyasını keşfederken, her bir çekirdek türünün kendine özgü özelliklerini ve farklı yetiştirme koşullarını göz önünde bulundurmak, fincandaki o eşsiz aromayı daha da anlamlı hale getirir.

Kahvenin faydalarından bazıları şunlardır:


Enerji verir ve zihinsel performansı artırır: Kahvede bulunan kafein, merkezi sinir sistemini uyararak uyanıklığı ve konsantrasyonu artırır. Bu da daha üretken olmamıza ve zihinsel görevleri daha iyi yerine getirmemize yardımcı olur.

Ruh halini iyileştirir: Kahve tüketimi, dopamin ve serotonin gibi nörotransmitterlerin salınımını sağlayarak ruh halinin iyileşmesine katkıda bulunur. Bu da stresi azaltmaya ve depresyon riskini düşürmeye yardımcı olabilir.

Bazı hastalıklara karşı korur: Kahve, antioksidanlar açısından zengin bir besindir. Antioksidanlar, serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarını önleyerek kalp hastalığı, kanser ve Alzheimer gibi bazı kronik hastalıklara karşı koruma sağlayabilir.

Kilo vermeye yardımcı olabilir: Kahve, metabolizmayı hızlandırarak ve yağ yakımını teşvik ederek kilo vermeye yardımcı olabilir. Bu özelliğini arttırabilmek için bir fincan kahvenize bir tatlı kaşığı veya fincanınızın büyüklüğüne göre bir çay kaşığı hindistan cevizi yağı ekleyip hem aromasını hem de yağ yakıcı özelliğini arttırabilirsiniz.

Elbette kahvenin aşırı tüketilmesinin bazı yan etkileri de olabilir. Bu nedenle, günde üç dört fincandan fazla kahve tüketmemek önemlidir.

...Ve tüm bu faydaları göz önüne aldığımızda, kahvenin gerçekten de günümüzün kurtarıcısı olduğunu söyleyebiliriz. Herkesin kahve hassasiyeti birbirinden farklıdır. Bu yüzden kendimizi deneyimleyerek keşfedip kahvenin keyfini çıkarmanın farklı yollarını hatırlamak gerekir. Kahvenizi sade olarak içebilir, süt veya krema ile tatlandırabilir veya farklı aromalar ekleyebilirsiniz. Soğuk kahve veya buzlu kahve gibi farklı kahve türlerini de deneyebilirsiniz. Lezzet  ve muhabbet dolu kahvelerle sağlıklı günler dilerim!

Yazıyı dinlemek isterseniz:

https://youtu.be/OWjL2Bt_qm4

https://spotifyanchor-web.app.link/e/st7VFzmmjLb

[email protected]  X:@esrabc
<< Önceki Haber Zinde ve sağlıklı bir yaşam için her gün bir fincan kahve Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER