Türkiye, Yırca köylülerini bir gecede 6000 zeytin ağacının kesilmesiyle tanıdı. Manisa’nın Soma ilçesindeki şirin köyün sakinleri, geçim kaynaklarına vurulan darbeye isyan etmişti. Aradan geçen zaman, sadece zeytin ağaçları değil sofralara aş olan ekmek parasının da kesildiğini gün yüzüne çıkardı. Yırcalıların ekmek kapısı artık sadece kömürle açılıyor.

Yıllar önce pamuk ve pancar üretiminin yapıldığı bölgeye vurulan ilk darbe ağaçların kesilmesi değil. 1980 yılında faaliyete geçen termik santral, tarım için kullanılan yeraltı sularını çekince çiftçiler için daha az su isteyen tütün üretimine geçmekten başka çare kalmadı. Zamanla santralın külleri tütün üretimini de verimsiz hale getirince köylülerin toprakla son bağı zeytin oldu. Bir süre zeytin üretimiyle evlerine bakan köylülere son darbe geçen yıl vuruldu. İtirazlara rağmen kamulaştırılan arazide, bir gecede 6000 ağaç kesilince geçim derdine düşen köylülerin tek çaresi kömür kaldı.

Santralın atıkları, Yırca Köyü’nün yakınındaki araziye dökülüyor. Köyün gençleri madenlerde iş ararken kadınlar ve yaşlılar termik santralın yakılamayan kömürlerini toplayıp satarak para kazanmaya çalışıyor. Köyün sakinlerinden Nazmiye Süer, daha önce dedesinin 20 dönüm arsasının kamulaştırıldığını söylüyor. Bu arazi üzerinde santralın atıkları için ‘Kül Barajı’ yapıldığını anlatıyor. Zamanla dolan barajın yanında şimdi kül dağları yükselmiş durumda.

Kömür toplama işi ise oldukça zahmetli. Köylüler, santralın atıklarını taşıyan kamyonları, ellerinde çuvalları ve aslında tarım için kullanılan çapalarla bekliyor. Genellikle öğlene kadar süren dökümde toplanan kömürler, çuvalı 10 TL civarında bir fiyatla satılıyor. Bu parayla sofraya bir kap yemek konulsa da köyde ciddi sağlık sorunları baş göstermiş durumda. Kömürle çalışan termik santraldan, özellikle geceleri yoğun dumanlar salınıyor. Bu dumana, rüzgârla kül barajından savrulan küller eklenince bölge halkı başta akciğer hastalıkları olmak üzere birçok hastalıkla  mücadele ediyor.