Özellikle ilkbahar ve sonbahar yağmurlarından sonra ağaç diplerinde çıkan ve bilinçsizce toplanarak yenen mantarlar, her yıl ciddi sıkıntılara yol açıyor. Şifa Üniversitesi Hastanesi Karaciğer Nakli Merkezi Direktörü Doç. Dr. Onur Yaprak, her yıl onlarca kişinin mantar zehirlenmesine bağlı akut karaciğer yetmezliğine girdiğini, bunlardan bir bölümünün de karaciğer nakli olmak zorunda kaldığını söyledi.

Doç. Dr. Yaprak, mantar zehirlenmesi ve hastalığın seyri hakkında şu bilgileri verdi: "Mantarlar, sporla üreyen saprofit veya parazit yaşayan klorofil içermeyen organizmalardır. Doğada 5 bin çeşit mantar olduğu ve bunların 50-100 kadarının zehirli olduğu bilinmektedir. Zehirli mantarların en zararlısı ise amanita phalloides türü mantarlar olup ülkemizde de sıkça rastlamak mümkündür. Maalesef amatoksinler pişirilmeyle de yok edilemezler. Bu yüzden de Batı Avrupa'da her yıl 100 kadar hasta mantar zehirlenmelerinden hayatını kaybederken ülkemizde de mantar zehirlenmesinin yol açtığı ölümlere maalesef zaman zaman rastlıyoruz."

'BAZEN HİÇ BULGU VERMEZ'

Çoğu mantar zehirlenmesinin, ya hiç klinik bulgu vermediğini ya da bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı gibi basit gastrointestinal bulgularla kendini belli ettiğini belirten Onur Yaprak, "Bazı hastalarda sersemlik, bulanık görme, tansiyon ve nabız değişiklikleri ile seyredip iyileşebildiği gibi az bir kısmında ise karaciğer ve böbrek hasarına bağlı ölümlere kadar gidebilmektedir. Mantar zehirlenmelerinde klinik şikayetler genelde ilk 6 saat içinde başlar. Eğer karaciğer hasarı meydana gelecekse bu durum genelde zehirlenmenin üçüncü gününden sonra başlar ki bu hastaların bir kısmı iyileşse de yapılan tüm tıbbi ilaç tedavilerine rağmen yüzde 50'si maalesef kaybedilmektedir. Nispeten daha şanslı olup da organ bulabilen hastalar ise karaciğer nakli ile ancak hayata tutunabilmektedirler." dedi. CİHAN