Zarureti -i Hamse; Namazla Neslin Muhafazası

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Nisan 9 2023
Hayvanlar alemi dahi neslini muhafaza edecek şekilde yaratılmıştır. Her giden kendi neslini devam ettirecek numunelerini çekirdeklerini arkada bırakarak gider. Nesli devam ettirmek ancak muhafazasını temin etmekle mümkündür.
Zarureti -i Hamse; Namazla Neslin Muhafazası
HÜSEYİN ODABAŞI

Fizik, kimya ve matematik gibi ilimlerin imkanlarıyla okumaya çalıştığımız kâinat kitabıyla Kur'an-ı Kerim kitabı arasında söylem birliği vardır. Temel noktalar aynıdır. Risale-i Nur’da kâinat kitabında anlatıldığı söylenen iman esasları gibi neslin muhafazası da iki kitabın da ele aldığı mühim müşterek bir konudur. Çünkü toprağa düşen elma tohumu, ağaç olup geliştikten sonra neslinin devamını çekirdeklerine emanet eder. Hatta bir tohumdan meydana gelen bir ağacın hemen her sene onlarca meyve verdiğini dolaysıyla çekirdeklerine taşındığını düşünürsek neslin muhafazası meselesinin kâinatta nasıl bir cari kanun olduğunu daha iyi anlamış oluruz. Örneğin karpuzu yardığınızda içinde yüzlere baliğ çekirdeklerle aynı karpuz soyunun geleceğe taşınmak için planlandığını görürsünüz. Toprağa ekilen karpuz çekirdeğinden aynı şekilde ve aynı cinsten karpuzlar meydana gelir. Yani her nebat kendi neslinin hayatını muhafaza eder. 

Hayvanlar alemi dahi neslini muhafaza edecek şekilde yaratılmıştır. Her giden kendi neslini devam ettirecek numunelerini çekirdeklerini arkada bırakarak gider. Nesli devam ettirmek ancak muhafazasını temin etmekle mümkündür. 

Fakat insanda neslin muhafazasını sadece “biyolojik hayatını devamı” şeklinde düşünemeyiz. Çünkü insan mahiyeti itibarıyla insanlıktan şeytanlığa, oradan insanlığa ve melekleşmeye kadar sayısız mertebedeki varlıklara mahiyet olarak dönüşebilir (Nas Suresi).  Bu bakımdan neslin muhafazasını bizim hayatımızın Müslüman, ahlaklı, kültürel esaslarımıza uygun olarak insanî ve dindar bir mahiyet içinde varlığını devam ettirmesi şeklinde anlamalıyız. Bu bakımdan neslin mahiyet olarak bozulmasını, korunamamasını Kur'an-ı Kerim, daha sonra gelen nesiller tarafından en başta dinin direği olan Namazın zayi edilmesine, bozulmasına bağlamıştır: “Nihayet, bunların ardından öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı terk e

Bu haberler de ilginizi çekebilir