Ilhan Tanir, Washington DC
Washington Hattı sitesinden İlhan Tanır'ın Amerikalı kaynaklardan edindiği bilgilere göre Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hafta başında ABD Adalet Bakanı Jeff Sessions ile görüşmek üzere Washington’a gelecek.
Bekir Bozdağ’ın Washington’a gelişi, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve MIT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Washington’a gelişinin birkaç gün sonrasına denk gelmiş olacak. Akar, Kalın ve Fidan Cuma sabahı Türkiye’den ayrıldılar ve Washington’a Cuma günü akşam saatlerinde ulaştılar.
Bozdağ’ın ABD Adalet Bakanı Sessions ile hafta başında, Pazartesi veya Salı günü görüşmesi bekleniyor.
ABD Adalet Bakanlığı sözcüleri henüz bu görüşmeyi teyit etmediler. Ziyaretin olacağı veya olmayacağı konusunda ABD Adalet Bakanlığından resmi bir yorum gelmedi.
Bozdağ Zarrab için geliyor
Amerikalı kaynaklar Bozdağ’ın Sessions ile görüşmesinin ilk konusunun Reza Zarrab olacağı beklentisindeler.
Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan da Washington’a Mayıs 16, 17 tarihlerinde ulaşacak ve Başkan Trump ile görüşmesi planlanıyor.
Hatırlanacağı gibi Türk hükümeti AKP’nin aynı zamanda lobicisi olan ve Reza Zarrab’ın da avukatı olmak için başvuran, halihazırda avukatlık için uygun olup, olmadığı üzerine celselerin yapıldığı Rudy Giuliani de ABD Adalet Bakanı Jeff Sessions ve diğer üst düzey ABD Adalet Bakanlığı yetkilileri ile Zarrab için görüştüğünü daha önce belirtmişti. Bu görüşmenin nedeninin Zarrab’ı hapisten çıkartmak olduğu biliniyor. Giuliani, Türk ve ABD hükümetleri arasında bir ‘anlaşma’ aradığını ve iki ülkenin yetkililerinin böyle bir anlaşmaya açık olduğunu daha önce belirtmişti.
Eğer görüşme gerçekleşirse böylece Giuliani’den sonra Bozdağ da ABD Adalet Bakanı Sessions ile Erdoğan ziyareti öncesi görüşmüş olacak.
ABD Adalet Bakanı, aynı zamanda ABD’de tüm bölge savcılarının da başında ve başsavcı olarak adlandırılıyor.
ABD Adalet Bakanlığının, bölge savcılarına yürüttükleri davalar hakkında talepler yapmak hakkı da bulunuyor. Ama bu taleplerin siyaset için olmadığı, yargı sürecine siyasetin karıştırılmaması gerekiyor. Diğer tarafta ABD’nin ulusal çıkarı ve güvenliğini bazı federal davalarda söz konusu olsa da, bu konuların ‘perde arkasında’ yapıldığı, Giuliani’nin yaptığı gibi tümüyle kamuoyu önüne dökülmüyor. Giuliani de yaptığı pazarlıkları ilk olarak basından saklamak istemiş ne var ki New York Güney Bölgesi Başsavcılığı bu görüşmeleri basına sızdırmıştı.
Giuliani de daha sonra mahkemeye verdiği ‘yeminli ifadede’ Türk hükümeti ile ABD’nin ulusal çıkarları için görüştüğünü belirtmişti.
Bu konuda haklı bazı sorular sorulmuş ve ABD’nin ulusal güvenlik çıkarları varsa, Türkiye’nin Zarrab’ın serbest bırakılması için yaptığı pazarlıklarda, sunduğu tekliflerde ne gibi çıkarları olduğu sorulmuştu. Bu sorular halen karşılığını bulmuş değil ve tatmin edici bir cevap da verilmiş değil.
Kendisi de eski bir diplomat olan Sinan Ülgen New York Times’e verdiği demeçte, Zarrab’ın karşılığında Türkiye’nin Suriye’deki ABD-PYD ortaklığına katlanacağının sinyallerini vermişti.