Zalime Karşı Güçbirliği Kurumu 'Hılfu'l Fudûl'dan Günümüze

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cumartesi, Ocak 9 2021
"Hılfu'l Fudûl cemiyetinin ne kadar önemli olduğunu, Hz. Peygamber (s.a.s.) şu sözleriyle ifade etmişlerdir: “Abdullah b. Cud’a’nın evindeki yeminleşmede ben de bulunmuştum. Bana göre o yemin, kırmızı tüylü develere sahip olmaktan daha sevimlidir. Ben ona İslâmiyet döneminde bile çağrılsam, durmam hemen koşar giderim”
Zalime Karşı Güçbirliği Kurumu 'Hılfu'l Fudûl'dan Günümüze

Prof. Dr. Muhittin AKGÜL | samanyoluhaber.com
Zalime Karşı Güçbirliği Kurumu 'Hılfu'l Fudûl'dan Günümüze

İnsanlık tarihi, gücü eline geçiren, kuvveti hak yerine koyan, haklı da olsalar zayıfları ezen ve haklarını gasp eden nice zorbayla karşılaşmıştır. Bu tiranlara her dönemde hakkı savunan, haklı ve zayıfın yanında yer alan nice kahramanlar da hep olagelmiştir. İşte bu yazımda, Mekke’de belli bir süre varlığını ve etkinliğini devam ettiren ve Allah Resûlü’nün de üyesi olarak bulunduğu Hılfu’l-Fudul cemiyeti ve günümüze yansıyan benzer teşebbüsleri kısaca ele almaya çalışacağım.

Siyer’le ilgili hemen hemen bütün kaynaklar, İslâmiyet gelmeden önce Mekke’deki “faziletliler topluluğu”, “faziletli kimselerin yemini” veya “haksız yere alınan malların sahibine iade edildiği” gibi anlamları içeren “hılfu’l-fudûl” cemiyetinden bahsederler. (Bkz:İbn Hişam, 1/134; Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve, 2/40-48).

Adı geçen Cemiyet’in tam olarak ne zaman kurulduğu ve ismiyle ilgili olarak farklı rivayetler olmakla beraber, onun bizi ilgilendiren asıl yönü, bu cemiyetin fonksiyonu ve yapmış olduğu hayati öneme haiz aktiviteleridir.

Sivil ve vicdanlı kimselerin bir araya gelerek kurdukları bu cemiyet, gerek Mekke içindeki kabile ve şahısların aralarındaki anlaşmazlıkları gidermede, gerekse Mekke’ye dışarıdan ticaret veya Hac için gelenlere yapılan haksızlıkları ortadan kaldırma ve çözüme kavuşturma hususunda hep aktif olmuştur.  

Allah Resûlü de, henüz yirmi yaşlarındaki iken bu sivil kurumun asil üyelerinden biri olmuştur. Anlaşmaya göre, şayet Mekke’de herhangi bir kimseye zulüm ve haksızlık yapılırsa, bunu yapan kimse ister iyi ister kötü, ister yerli isterse yabancı olsun, kendisine hakkı verilinceye kadar bir tek el gibi hareket edileceğine söz verilir. Hatta bu konu öylesine net ve kesin vurgulanır ki, deniz

Bu haberler de ilginizi çekebilir