[Z. Hicran Yıldırım yazdı] ''Medyundur O Masum'a (sav) bütün bir beşeriyet’'
⏱ Okuma Süresi 3 dk•Yayınlanma Çarşamba, Ekim 14 2020
Rebîülevvel ayının 12. gecesi. 14 asır önce Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (sas) gözlerini açmasıyla birlikte, dünyanın doğusunu ve batısını aydınlatan nurun görüldüğü, Kâbe'deki putların yıkıldığı, ateşe tapanların bin yıldır aralıksız yanan ateşlerinin hiç sebepsiz söndüğü, insanların kendisine taptığı rivayet edilen Sâve Gölü'nün sularının bir anda çekildiği gün... Mevlit Kandili... Bu yıl 28 Ekim'i 29 Ekim'e bağlayan gece idrak edilecek. Eğitimci-yazar Z. Hicran Yıldırım'ın Rehberlik Köşesi'nde "Mevlit Kandili" üzerine bir yazı dizisi kaleme alacak.
''Medyundur O Masum'a (sav) bütün bir beşeriyet’'
Z. Hicran Yıldırım | Samanyoluhaber
Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) dünyayı şereflendirdiği Mevlid Kandili’nin manevi atmosferine girmiş bulunuyoruz. O Peygamber ki (sallallahu aleyhi ve sellem):
“Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemin.” Yani “Ey Resulüm, Biz seni bütün insanlara sırf bir rahmet vesilesi olman için gönderdik!” (Enbiyâ, 107) buyrulan varlığın özü, yaratılış gayesidir.
Samimi bütün insanlar O’nunla (sallallahu aleyhi ve sellem) yeniden doğacakları bu kutlu günü heyecanla ve hasretle bekliyorlar.
On dört asır evvel, yine bir böyle geceydi,
Kumdan, ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi!
Lâkin o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler… M.Akif
Hissetmedi gözler… Zira dünya, o zamanlar, buhranlar içindeydi, bugünden de beterdi. O devirde, Bizans ve Fars (İran) olmak üzere iki kutuplu bir dünya vardı. Zaman zaman bu iki ülke arasında savaşlar, ardı arkası kesilmeyen mücadeleler sürüp gidiyordu.
Dünyada külli bir çöküş yaşanıyordu; dini hayat adına bir emare kalmamış, ahlak sükût içinde ve sosyal hayat da bunalımların pençesinde can çekişiyordu. Karanlığın en koyu tonunun yaşandığı bir dönemi gösteriyordu. “…derin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibi. Öyle bir deniz ki onu, dalga üstüne dalga kaplıyor... Üstünde de koyu bulut. Üst üste binmiş karanlıklar... İçinde bulunan insan, elini uzatsa nerdeyse kendi elini bile göremiyor.” (Nur Suresi, 40)
Hicaz bölgesi de bu çöküşten nasibini almıştı; tamamen gücün egemen olduğu bir sosyal yapı kendini gösteriyordu. Hak ve hukuk, yerini tamamen kaba kuvvete bırakmış ve güçlü olanlar ne derse, uygulama o istikamette cereyan ediyordu.
Kabîleler arasında kan davası ve sınır anlaşmazlıkları gibi sebe
Bu haberler de ilginizi çekebilir
En Çok Okunanlar
1.Hocaefendi'nin yeğeni elinde pazar poşetiyle evine giderken gözaltına alındı2.Bu kez İzmit'e İHA düştü.3.KHK'lıları ilgilendiren önemli haber: AİHM başvuru kriterlerini değiştirdi işte detaylar!4.Geceyarısı gözaltına alınan Gültekin hakkında karar verildi!5.26 şirkete operasyon! Çok sayıda gözaltı var
6.İtirafçı, Mehmet Akif Ersoy soruşturmasında Soylu'nun adını da verdi!7.Kahramanmaraş'ta yürekleri ağızlara getiren deprem!8.Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran hakkındaki suçlamalar belli oldu: 'Geliyorum' dedi9.Amerika hayali kuranlar şokta: ABD Green Card programını süresiz olarak askıya aldı!10.Gökçek mahkeme zoruyla tahliye edildi, şimdi de anahtarları vermiyor!

PROF. DR. OSMAN ŞAHİN

SAFVET SENİH

NUMAN YILMAZ YİĞİT

CUMA KARAMAN

ERTUĞRUL İNCEKUL
ÇOK OKUNAN HABERLER







