Vatandaşların çoğu konut alma salgınına kapıldı, maaşlar da yetmeyince banka kredisi ve kredi kartıyla hayat dönmeye başladı.
Tabii gelirler olduğu gibi banka borçlarına aktarılınca mecburen tasarruf yani harcayamama durumu başladı, gıda dahil harcamalar sürekli kısılırken acil olmayan birçok ihtiyaç da erteleniyor.
Örneğin yılın ilk ayında hem oto hem de beyaz eşya satışlarında şiddetli düşüşler var. Bu tablo TÜİK’in açıkladığı büyüme rakamlarıyla uyumlu değil ancak zaten hemen tüm uzmanlar böylesine durgunluk yaşayan bir ekonomide yaşanan rekor büyüme karşısında şaşkın.
Dünya’dan Tevfik Güngör piyasalardaki durgunluğun en önemli göstergelerinden perakende sektöründeki yavaşlamayı yazıyor. TÜİK’in açıkladığı veriler için ‘Perakende Satış Endeksleri, perakende ticaret sektöründe farklı tür ve büyüklükteki girişimlerin aylık ve yıllık satışlarındaki değişimi izleme imkanı veriyor. Perakende ticaret sektöründe iş hacmini ölçmesinin yanı sıra hane halkı talebindeki değişimi gösteriyor’ diyor.
Perakende ticaretin, Anadolu anlatımıyla ‘piyasa’ demek olduğunu kaydeden . Güngör, TÜİK’in verilerine göre perakende satışların reel olarak 2014 yılında yüzde 3.9, 2015’te yüzde 3.6, 2016’da yüzde 0.8, 2017’de ise yüzde 1 büyüdüğünü ifade ediyor.
Perakende ticarette büyümenin düşüklüğünün dikkat çekici olduğunu kaydeden Güngör,‘Çünkü genel kabul görmüş inanış, halkımızın aşırı tüketim yaptığı şeklindedir’ diye yazıyor.
2017 yılında sanayi üretiminin yüzde 6.3 oranında arttığını ekonominin yüzde 7 büyümesinin beklendiğini kaydeden yazar şunları söylüyor:
‘Sanayi üretimi artarken, ekonomi büyürken, perakende satışların sadece % 1.0 oranında artması dikkat çekiyor. Gıda, içecek ve tütün satışlarında ise küçülme var. Yıl ortalaması olarak sabit fiyatlarla gıda, içecek, tütün satışları % 1.0 oranında küçüldü. Nüfus artarken, içecek ve tütünde perakende satışların % 1.0 oranında küçülmesi ; (1) Genelde halkın satın alma gücünün azaldığını, (2) Perakende sektöründe işlerin beklenen ölçüde büyümediğini gösteriyor.’