Anayasa değişikliği referandum süreci bugüne kadar görülmemiş bir kampanya ile ilerledi. Hayır kampanyasına yakın duran çok sayıda medya ya yasaklandı ya da kapatıldı. Ya da gazeteciler tutuklandı. Darbe girişimi sonrasında ayrıca kitlesel işten çıkarmalar ve ceza davalarıyla olağan üstü bir hava oluşturuldu. Saray ve AKP- MHP Cephesi bu kampanyayı adeta tek kale maça çevirdi. Peki bu durumda Adil Gür'ün iddia ettiği gibi %60 gibi bir oyla referandumdan 'evet' çıkarsa zafer naraları ata bilecek mi?
Bu Kampanyayı içine sindirenler aslında onuda yapacaklardır ama gerçekten Zafer mi ? Hezimet mi? bu konuda biraz daha kafa yormak lazım
Emin Çölaşan Sözcü Gazetesinde yayınlanan köşe yazısında yüzde 60 oy oranının bile ktidar açısından kesin bir yenilgi olacaktır. diyor. İşte Çölaşan'ın değerlendirmesi
Şimdi iktidarın şu referandum kampanyası boyunca harcadığı korkunç paraları düşünüyorum, bu paraların
nereden bulunduğunu doğrusu merak ediyorum.
İş alemine bastırdılar, yüklü paralar aldılar.
Yandaş kuruluşlar ve sendikalar devreye sokuldu.
Yurt dışından, özellikle Katar ve Suudi Arabistan'dan büyük paralar geldi.
* * *
Muhalefet partilerinin, özellikle CHP'nin parası yoktu. Salon kiralarını bile ödemekte zorlandılar.
Milletvekillerinin çoğu kampanya harcamalarını kendi ceplerinden yapmak zorunda kaldı.
Bazılarına çeşitli baskılarla salon bile verilmedi.
Bir de karşı tarafa bakın!
Altlarında devletin uçakları, helikopterleri, son model makam araçları…
Emirlerinde valiler, kaymakamlar, kendi adamları olan bütün kamu yöneticileri ve hatta cami imamları!..
Ve işbirlikçi özel sektör.
Bu olanakları kullanarak 81 ilde mitingler ve toplantılar yaptılar, her tarafı donattılar, medyayı tepe tepe
kullandılar.
Medyanın tamamına yakını iktidarın elinde.
Üstelik OHAL var, istediğini alıp içeri tıkıyorsun!
* * *
Referanduma işte bu koşullar altında gidiyoruz ama ortalıkta iktidarın da çok iyi bildiği bir sıkıntı var.
Böylesine eşit olmayan koşullarda, milletin beyninin böylesine propaganda yöntemleriyle yıkandığı bir
ortamda, normalde şöyle bir sonuç gerekir:
Evet yüzde 80, hayır yüzde 20.
Oysa durum öyle değil.
Hayır oylarının daha yüksek olduğu görülüyor…
Ve bu durum iktidarda inanılmaz bir korku ve paniğe neden oluyor.
Hepsinin kafasında aynı kuşku ve soru var:
Hayır çıkarsa ne yaparız?
O yüzden bu kadar asılıyorlar, bu kadar harcama yapıyorlar!
* * *
Bu korkuyu özellikle Recep Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım ve onların destekçisi olan Bay Devlet
Bahçeli yaşıyor.
Burada bir şey söyleyeceğim ama sakın yanlış anlaşılmasın, sadece bir varsayıma dayanacağım.
Varsayalım Pazar günü sandıktan yüzde 60 evet, yüzde 40 hayır oyu çıktı ve bir hilkat garibesi olan
bu yeni anayasa kabul edildi.
Böyle bir sonuç bu üçlünün zaferi değil, açıkça yenilgisi olacaktır…
Sen devletin ve milletin bütün parasını, kamu kurumlarıyla birlikte personelini, camileri, yandaş medyayı,
yandaş kuruluşlar ve akla gelen her şeyi bütün gücünle kampanyada kullanacaksın, sonsuz paralar
harcayacaksın, topluma her türlü baskıyı yapıp korkutacaksın, evet demeyenleri terörist olmakla
suçlayacaksın ve sonuçta (yine varsayalım) yüzde 60 evet oyu alacaksın!..
Evet, böyle bir durum iktidar açısından kesin bir yenilgi olacaktır.