İşte dikkat çeken o yazısı;
Az olmak, azınlıkta olmak farklıdır. Hep bir yanınız eksiktir. O eksik yanınızı tamamlamak, toplum içerisinde kendinizi ifade edebilmek, size yakışan bir şekilde yaşayabilmek için daha çok çalışmanız, daha çok dikkat etmeniz daha fazla birşeyler olmanız gerekir. Kenya’da müslüman olmak böyle birşeydir.
Sakın yanlış anlaşılmasın, Kenya’da nüfusun yüzde 20’sini oluşturan müslümanlarla çoğunluk olan hristiyanlar arasında dünyanın hiçbir yerinde rastlayamayacağınız bir hoşgörü ve diyalog iklimi vardır. Kimse kimsenin diniyle ilgilenmez, hristiyanı kilisesine gider, müslümanı camisine. Hatta Cuma günleri müslümanlar, ister devlet işinde ister özel sektörde çalışıyor olsun uzun beyaz entarileriyle iş yerlerine gidebilir, namaz saatinde de rahatça namazını eda edebilir.
Mesela Kenya’da hiç bir dönemde başörtüsü bir problem olmamıştır. İnsanlar namaz kıldığı için fişlenmemiş, müslüman olduğu için dışlanmamış, eşi örtülü mü değil mi diye kapılarına kadar istihbaratçılar gönderilmemiş, kız öğrenciler bırakın üniversiteyi ilkokul kapısından bile çevrilmemiştir.
Son zamanlarda El Şebap teröristlerinin hristiyanlara yönelik saldırıları bile iki inançlı kesim arasında bir kriz çıkarmaya, onları birbirine düşürmeye yetmemiştir. Uluslararası medya kuruluşlarının günlerce “İslami (!) Terör Örgütü, müslümanları salıverdi hristiyanları öldürdü” şeklinde yayınlar yapmaları da birlikte yaşayan bu insanların aklını çelememiştir.
Ama azınlıksanız aidiyetinizi korumak, dininizi öğrenmek için ekstra çaba sarfetmeniz gerekir. Mesela okula giden müslüman çocuklar, dersler bittikten sonra bir de medreseye giderler, saat 4’ten sonra iki saat de din eğitimi alırlar. Çünkü okullarda dinlerini öğrenebilecekleri bir imkan yoktur.
Ailesinde dini hassasiyet olmadığı için kimliğini yitirmiş çok insan görürsünüz. Çok insan görürsünüz adı Salim, Zeynep, Zekiye, Ahmet, olduğu halde hristiyan olduğunu söyleyen. Çok insan görürsünüz “dedem müslümandı ama ben herhangi bir dine mensup değilim” diyen.
Dışarıya çıktığınızda gidebileceğiniz, çocuklarınızı götürebileceğiniz, oturup birşeyler yiyip içebileceğiniz çok fazla bir seçeneğiniz yoktur. Herşey size yabancıdır ve bu yüzden az olmak, azınlıkta olmak zordur.
Bayramlarda bunu daha fazla hisseder az olanlar. Yılbaşında bütün ülke bayram yaparken sizin bayramınız mütevazıdır. Sokaklara inmez sevinciniz, çocuk sesleri duymazsınız şen şakrak. Camiiler ya da evlerin duvarları arasından dışarıya taşmaz bayram. Ama bir istisnası vardır Kenya’da bayramların. Yurt dışından gelenler...
Kenya’ya bu yıl yüzlerce bayram gönüllüsü geldi. Heybelerinde kurbanlıklar, çocuklar için balonlar, şekerler, oyuncaklar vardı. Getirdikleri, Kenyalı fakirler için elbette önemliydi ama gelmeleri bambaşka bir güzellikti. Zira bayram namazından sonra dört duvar arkasına çekilen bayram bir nebze olsun sokaklara yansıdı.
Kurbanları Kenyalı müslümanlarla birlikte kestiler, birlikte gittiler varoşlara. Yüzbinlerce pay dağıtıldı. Yüzbinlerce evin, ailenin kapısını çaldı bayram.
Hele çocuklar... Peşlerine takıldılar evlerine gelen yabancı ama onlar gibi inanan insanların. Hiç abartısız mahalleleri dışında bir hayat olup olmadığını bile bilmeyen çocuklar kendileri gibi inanan dilleri renkleri farklı insanların varlığıyla tanıştı. Bayramlaştılar, harçlıklarını, şekerlerini, balonlarını, oyuncaklarını aldılar. Yalnız olmadıklarına, az bile olsalar, dünyada din kardeşleri olduğuna inandılar, sevindiler.
Eski poşetleri sararak yaptıkları toplarını bir süreliğine kapı önünde bıraktılar. Balonlar ve yeni oyuncaklarıyla çıktılar sokağa, bayram sokağa taştı.
İyi ki bu bayramda da birileri, bütün baskılara, engellemelere rağmen Afrika’yı, Kenya’yı unutmadı. İyi ki gönüllüler Afrika deyip burun kıvırmadı, etrafın kirine, tozuna, gecekondu mahallelerinin kötü kokusuna aldanıp o insanların kapılarını çalmaktan geri kalmadı. İyi ki güler yüzlerini, güzel sözlerini o çocuklardan esirgemedi.
Bilin ki gönül aldınız, güzel dinimizin sadece terör örgütleriyle özdeşleştirilmeye çalışıldığı bir coğrafyada gönüller kazandınız. İyi ki geldiniz, sefalar getirdiniz. Yine bekleriz.
twitter: @nadirkilic