Gazete Duvar'dan Nikolaos Stelya'nın haberine göre, YD mensuplarının iddiaları, mayıs seçimlerinde merkez sol SYRİZA'nın elinde kalan yegâne 'kale' olan Rodopi ili ile ilgili. Mayıs seçimlerinde Yunanistan'ın geneli YD'nin rengi laciverte boyanırken Rodopi ana muhalefetin 'son kalesi' olarak öne çıkmıştı.
Yunanistan İstihbarat Kurumu'nun (EİP) da müdahil olduğu "Türkiye seçimlere müdahale etti" iddialarının odağında Batı Trakya'da yeni Yunanistan meclisine seçilen Türkiye asıllı siyasetçiler var. YD'nin iddialarında ismi geçenlerden biri de 38 yaşındaki diş hekimi ve siyasetçi Özgür Ferhat. Batı Trakya'nın Müslüman-Türk toplumuna mensup olan Özgür Ferhat, Rodopi'ye bağlı İasmos'ta doğdu ve bugün yaşamını memleketinde sürdürüyor.
Yıllarca SYNASPİSMOS-SYRİZA çizgisinde siyaset yapan Nazif Ferhat'ın oğlu olan Özgür Ferhat, geçmişte SYRİZA'nın bilimsel danışmanı olarak çalıştı ve 2019'da milletvekili adayı oldu. Ferhat'ın Müslüman topluma mensup olması, son seçimlerde aldığı kayda değer oy oranı ile birleşince milliyetçi ve muhafazakâr kesimlerin tepkisini çekti. Mayıs seçimlerinden sonra Özgür Ferhat'ın seçim başarısını başta YD olmak üzere birçok rakip parti Türkiye'nin seçimlere müdahalesi olarak lanse etmeye başladı.
YD'nin üst düzey yetkilileri, Ferhat gibi politikacıların Gümülcine Konsolosluğu ile bağlantıları olduğunu iddia ediyor ve EİP'in durumu takip ettiğini öne sürüyor. Ayrıca, YD'nin durumdan SYRİZA yetkililerini mayıs seçimleri öncesinde haberdar ettiğini iddia ediyor.
YD lideri ve eski başbakan Kiryakos Miçotakis, konu hakkında bugün bir açıklama yaparak, "Bu seçimlerde Türk konsolosluğu Rodopi ve Ksanthi'de (İskeçe) iki aday için çok sert müdahalelerde bulundu. Biri seçimlerden önce sayın Çipras'ın ofisine genel brifing, diğeri de seçimlerden sonra olmak üzere iki brifing (hükümet tarafından 'müdahale' iddiaları için) yapıldı. Mesele Trakya'nın 'mavi' olması değil, ulusal bir politika izlememiz gerektiği" dedi.
Miçotakis, şöyle devam etti: "Ksanthi'ye ilk kez babam başbakan adayı olduğunda gitmiştim. O zamandan bu yana ileriye doğru birçok adım atıldı. Bu konu kapanmalı: (Bölgede yaşayanlar ve seçimlerde aday olanlar) Lozan Antlaşması'na saygılı Yunan Müslüman vatandaşları olduklarını beyan etsin. Azınlık yine aynı şekilde (muhalefet yanlısı) oy kullanabilir. Bu benim politikamı değiştirmeyecek. Ancak Türk konsolosluğu tarafından bu şekilde utanmazca araçsallaştırılmasına izin vermek utanç verici."
Miçotakis gibi YD'nin üst düzey isimleri de "Türkiye seçimlere müdahale etti" iddiasını gündeme taşımayı sürdürüyor. Bu vekillerden biri de eski hükümet sözcüsü Yannis Oikonomou. "MEGA" televizyon kanalının haberine göre, Oikonomou seçimler öncesi SYRİZA'ya iki bilgilendirme yapıldığı iddiasını yineledi. Oikonomou şunları ifade etti:
"İki bilgilendirme oldu. İlki 21 Mayıs seçimlerinden hemen önceydi; ikincisi ise geçici hükümetin görevi devralmasından bir gün önceydi. Gerçek bu. Bu sorunu ele almak için yapılması gereken yapıldı. Bugün (SYRİZA yetkilileri) brifingi almadıklarını öne sürüyor. Cep telefonlarından çıkan 'Türkler Türklere oy veriyor' mesajlarını bilmiyorlar mı? Ankara'nın yıllardır azınlığı araçsallaştırmaya ve kontrol etmeye çalıştığını herkes biliyor."
YD'nin iddiaları, partinin başka mensuplarının yanı sıra muhalefet partilerinde de karşılık buldu. "Capital" haber sitesinde yer alan habere göre, PASOK milletvekili adayı Andreas Loverdos, SYRİZA'nın eski milletvekili Hüseyin Zeybek'in bir önceki parlamento dönemi boyunca Türk konsolosluğu ile aynı çizgide olduğunu iddia etti.
Andreas Loverdos, "Sayın Zeybek'i görüşlerinden tanıyorum; kendisini tanımıyorum. Parlamentoda Türk konsolosluğunun söyledikleriyle ondan daha uyumlu bir milletvekili yoktu. Türk parlamentosunda Türk bakanlar kadar Türk parlamentosuyla yakın teması olmayan başka bir Türk milletvekili yoktu" iddiasını dile getirdi.
Kamu yayıncısı "ERT"de yer alan habere göre, Yunanistan Komünist Partisi (KKE) Genel Sekreteri Dimitris Koutsoumbas da YD'nin iddiaları ile ilgili değerlendirmede bulundu. "(Mesele) sadece Trakya ve Kuzey Yunanistan sakinleri tarafından değil, tüm Yunanistan tarafından iyi biliniyor" diyen Koutsoumbas, şöyle konuştu:
"Yunanistan, onlarca yıldır Türk konsolosluğunun, Türk yönetici sınıfının, hükümetlerin her zaman müdahale ettiğini ve azınlığı kendi oyunlarında kullanmaya çalıştığını biliyor. Ne yazık ki bizim tarafımız da geçmişte bazı hükümetler gibi, azınlığı yine benzer oyunlarda kullanıyor. Buna bir son verilmeli, azınlıklar halklar arasında dostluk, dayanışma, anlayış köprüleri olmalı ve başka çıkarlara alet edilmemeli.
Sınırlar savaşlarla değiştirilir. Çok dikkatli olmalıyız ve diğer siyasi partilere ve sorunları yöneten hükümetlere olduğu kadar komşu halklara da sesleniyorum. Türkiye Komünist Partisi ile, Türk işçilerle, sıradan insanlarla çok iyi ilişkilerimiz var; biz komşu halklarız, halklarımızın refahı için barış içinde yaşamalıyız."
Rakip partilerin gündeme taşıdığı iddialar karşısında açıklama yapan SYRİZA milletvekili adayı Efi Achtsioglou, "MEGA" televizyon kanalına verdiği demeçte, partisinin Rodopi'deki seçim başarısı nedeniyle hedef tahtasına oturtulduğu mesajını verdi.
"Demokrasi ve seçim tartışmalarının yürütülme şekli açısından çok tehlikeli bir yola giriyoruz" diyen Achtsioglou, "Muhalefet partisini, SYRİZA'ya oy veren 1 milyondan fazla vatandaşı hainlikle ya da ulusal güvenliğe hizmet etmemekle suçlamak mümkün değil. Bu bizi karanlık günlere geri götürür. SYRİZA'nın pozisyonu net. (Geçmişte de) Müslüman azınlık vardı; var olmaya devam ediyor ve var olacak" ifadelerini kullandı.
Achtsioglou ayrıca, mayıs seçimleri öncesinde hükümet veya devlet kanadından Trakya'daki iddialar ile ilgili partisine hiçbir bilgilendirmenin yapılmadığını kaydetti.