Yeni kabine üyelerinin Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropoulou ve Başbakan Kiryakos Mitsotakis'in huzurunda yemin etmesinin ardından bakanlıklardaki devir-teslim törenlerine geçildi. Yeni kabinenin tam kadro ilk toplantısı ise 28 Haziran Çarşamba günü Atina'daki Maksimou Başbakanlık Konağı'nda gerçekleştirilecek.
Gazete Duvar'dan Nikolaos Stelya'nın haberine göre, Başbakan Miçotakis'in dün açıklanan yeni kabinesinde bazı değişikliklere gittiği görülmüştü. Bu değişikliklerden biri de Dışişleri Bakanlığı'nda oldu. Miçotakis, ikinci başbakanlık döneminde bu mevkiye hukukçu-akademisyen Yorgos Gerapetritis'i getirdi.
1967 yılında Karpathos Adası'nda doğan ve Pire'de büyüyen Yorgos Gerapetritis, Miçotakis'in ilk hükümetinde Temmuz 2019'dan Mayıs 2023'e kadar devlet bakanı olarak görev yapmıştı. Gerapetritis, 1 Mart 2023 tarihinde Tempe'deki büyük tren kazasından sonra Miçotakis'in kararıyla Altyapı ve Ulaştırma Bakanlığı'nın yönetimini devraldı.
Pire'deki Ionideos Standart Okulu'ndan 1985'te mezun olan Gerapetritis, Atina Ulusal ve Kapodistrian Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1989 yılında mezun oldu. Daha sonra Edinburgh Üniversitesi'nde Kamu Hukuku üzerine lisansüstü çalışmalar yapan Gerapetritis, 1995 yılında Oxford Üniversitesi'nde hukuk alanında eğitim gördü.
Sonraki yıllarda avukatlık mesleğine odaklanan Gerapetritis, Atina Üniversitesi'nde Anayasa Hukuku alanında dersler verdi, Oxford Üniversitesi, LSE ve Institute of Advanced Legal Studies gibi yabancı akademik kuruluşlarda da misafir araştırmacı olarak bulundu.
PAPANDREOU HÜKÜMETİNDE GÖREV ALDI
Gerapetritis, 2000'li yıllarda sosyal demokrat çizgideki Yorgos Papandreou hükümetinde hükümet genel sekreteri olarak görev yaptı. Bu görevinden önce Dışişleri Bakanlığı ile İçişleri ve Kamu Yönetimi Bakanlığı'nda danışmanlık ve Yunanistan Telekomünikasyon Kurumu OTE'nin iştiraklerinde hukuk danışmanlığı görevlerinde bulundu.
2005'te OTE Yönetim Kurulu üyeliğine atanan Gerapetritis, Şubat 2016'da YD'nin yeni lideri Miçotakis tarafından partinin programının ilerlemesini izleyen yedi üyeli danışma kuruluna atandı. Daha sonra Ekim 2017'de "Konstantinos Karamanlis" Demokrasi Enstitüsü Bilim Konseyi üyesi oldu. Aynı dönemde, Mitsotakis tarafından partinin danışma grubunun başkanı olarak atandı. Gerapetritis, 2019 seçimlerinde milletvekili seçildi.
Yorgos Gerapetritis, Eylül 2019'da, milletvekili olduğu ve Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin gergin olduğu bir dönemde, 'hem Kıbrıs'ta hem de Ege'de ulusal politikamızın ilke konularından taviz verilmeyeceği' mesajını vermişti.
"SKAİ" televizyonuna konuşan Gerapetritis, "Türk hükûmeti şu anda taleplerine Avrupa'da diplomatik destek sağlamak için Türk-Yunan ilişkilerindeki ikili ilişkileri kullanıyor gibi görünüyor. Nefret ve düşmanlık söylemleri arasında tartışma olamayacağı açıktır" demişti.
Yorgos Gerapetritis, Eylül 2021'de Türkiye ile ilişkiler hakkında yaptığı bir açıklamada ise "Şu anda yoğun bir retorik saldırganlık ve aynı zamanda Türkiye'nin genel saldırganlığı aşamasından geçiyoruz. Hepimiz Avrupa bölgesinde kurulan ittifakların önemini anlıyoruz ve bu bile Türkiye tarafından Yunanistan'ın saldırgan bir hamlesi olarak değerlendiriliyor. Yunanistan'ın egemenliğinin, egemenlik haklarının uluslararası hukuk temelinde tam olarak uygulanması sürecek" ifadelerini kullandı.
Gerapetritis ayrıca o dönem "Yunan Silahlı Kuvvetleri'nin operasyonel olarak yenilenmesi bir gerçektir ve Başbakan'ın teçhizat konusundaki tutumu da nettir. Silahlı kuvvetlerinde eşi benzeri olmayan bir moral ve canlılık var. Operasyonel açıdan güçlü olmanın ne anlama geldiğini gerçekte gördüğümüz Evros'taki (Meriç) görüntüler çok taze. Hem sahada hem de diplomaside son derece güçlüyüz" mesajını verdi.
Gerapetritis, yakın zaman önce ise mevcut koşullar altında Türkiye ile verimli ve anlamlı bir diyalog kurulamayacağını öne sürerek, 'Yunanistan'ın her türlü saldırganlığa sahada karşı koymaya hazır olduğunu' ifade etti.
Aynı açıklama çerçevesinde Gerapetritis şunları da ekledi: "Biz aslında kesin ve kararlı bir şekilde diyalogdan yanayız; bunu teknik düzeyde gerçekleşen görüşmelerde, güven yaratıcı önlemler konusunda ve son derece verimli bir tutum sergilediğimiz iki liderin son görüşmesinde gösterdik. Diyaloğun göstermelik değil, etkili olabilmesi için iki unsura dayanması gerektiği açıktır. Kışkırtıcı söylemler ya da saldırgan eylemler olmamalı ve dayandığımız ortak bir uluslararası hukuk temeli olmalıdır. Bu koşullar yerine getirilmediği sürece anlamlı bir diyaloğun olamayacağını söylemeye gerek yok."