Duvarlarla çevrili kampları ve giderek sıkılaşan sınır kontrolleriyle Yunanistan, göçmenlerin toplandığı yaz öncesi göç politikasına yaklaşımını sertleştirdi. Yunanistan hükümeti adeta yardım gruplarının eleştirilerine meydan okuyor ve Avrupa’nın geri kalanından destek görmediği için çok az seçeneği olduğunu söylüyor.
GEÇEN SENE MÜLTECİ KAMPINDA YANGIN ÇIKMIŞTI
Yunanistan’da birçok sığınmacı zor şartlar altında yaşamak zorunda. Geçen yıl Midilli Adası’ndaki Moria Kampı’nda bir yangın meydana gelmişti. Denizden gelen rüzgârın da etkisiyle giderek büyüyen yangında kamp harap olmuştu. Bu yangında bir gecede yaklaşık 12 bin 500 kişi yerinden edildi. Midilli Adası’nda eski bir askeri alana kurulan bir başka Sığınmacı Kampı da yüksek ve öldürücü kurşun seviyesi ile gündeme gelmişti.
GERİ İTME
Yunanistan’ın gündeme geldiği bir başka konu da “geri itme”. Geri itme, Türkiye’nin Ege Kıyılarından çıkan botları Yunan Sahil Güvenlikleri tarafından Türkiye’ye geri döndürmeye zorlaması. Bunu bazen kaba kuvvet yoluyla bazen de botun etrafında hızla dönüp dalga yaratarak alabora etmeye çalışarak yapıyorlar.
Reuters’ın haberine göre, geri itme (pushback) ile ilgili birçok suçlama olmasına rağmen Yunanistan suçlamaları kabul etmiyor. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, 3 Mayıs tarihli Yunan bakanlara yönelik yayınlanan bir mektupta, sığınmacıların en az 2017’den bu yana yasadışı bir şekilde Türkiye’ye geri döndürülmesine ve denizde başıboş bırakılmasına dair “çok sayıda güvenilir iddia” olduğunu, ancak Atina’nın basitçe reddettiğini yazmıştı.
Göç Bakanı Notis Mitarachi, “Hükümet, insanları Yunanistan’a gelmeye teşvik etmek gibi yanlış bir mesaj göndermemek için daha sert bir yaklaşım benimsedi.” dedi. Mitarachi, Reuters’e verdiği demeçte, “Politikamız katı ama adil” şeklinde konuştu.
DUVARLARLA ÇEVRİLİ KASABA
Yunanistan, Suriye, Irak ve Afganistan’dan bir milyon mültecinin geldiği 2015 yılında Avrupa’daki göç krizinin ön cephesiydi. Rakamlar o zamandan beri keskin bir şekilde yavaşladı, ancak Yunanistan hala yükün çoğunu omuzladığını söylüyor.
Atina’nın dışındaki Ritsona kampında, daha katı politikanın işaretleri görülüyor. Beton çitlerle çevrili duvarlar, derme çatma marketler ve kasaplar, Arap müziği çalan bir kafe ile adeta duvarlarla çevrili küçük bir kasabayı andırıyor.
BİRÇOK SIĞINMACI İÇİN HAPİSHANE GİBİ
2018’de kuraklık ve silahlı çatışmalar Somali’de boy gösterdi. Nüfusun yarısı yiyeceksiz, susuz veya barınaksız kaldı. Somali’den kaçan ve sığınma başvurusu beklemede olduğu için tam adının kullanılmamasını isteyen Liban, “Daha önce görünmez bir hapishanedeydik. Şimdi görünür bir hapishanedeyiz” diyerek durumu özetledi.
Yunanistan, kampları çitle çevirmeye ek olarak, yangınla yok olan Moria’ Kampının eski sakinlerinin terk edilmiş bir ordu atış poligonuna yerleştirdi. Ayrıca Yunanistan, Samos ve Midilli adalarında iki tane kapalı tip tesis inşa etmek için Haziran ayında Avrupa Birliği (AB) çapında bir ihale açtı.
Atina, önlemlerin kampları daha güvenli hale getireceğini söylüyor ancak yardım grupları, çevreleme politikalarının savaş ve çatışma nedeniyle zaten travma geçirmiş insanlara zarar verdiğini söylüyor. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri ise Yunanistan’ı konuyu yeniden düşünmeye çağırdı.
“CAYDIRICILIK VE KONTROL SADECE ACIYA NEDEN OLUYOR”
Tıbbi yardım kuruluşu Medecins Sans Frontieres (MSF), Türkiye yakınlarındaki beş adada “siyaset kaynaklı bir insani krizin” ortaya çıktığını ve burada üçte biri çocuk olmak üzere 1300’den fazla kişinin akıl sağlığı sorunları nedeniyle tedavi edildiğini söyledi.
MSF’nin Yunanistan direktörü Christina Psarra, “Bu caydırıcılık ve kontrol takıntısı ve entegrasyona olan sıfır yatırım sadece acıya neden oluyor, başka bir şeye değil.” dedi. Yunanistan, ‘AB göç kurallarının elden geçirilmesi’ önerisi konusunda AB ülkelerini destek için zorluyor. Göç Bakanı Mitarachi, AB fonlarının yükün bir kısmını hafiflettiğini ama dayanışma eksikliği olduğunu söyledi.