Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Çatışma ve savaş ortamında ne asker ne polis ne sivil ne çocuk ne kadın ne de genç, hiçbir yurttaşımızın artık yaşamını kaybetmesini istemiyoruz. Bunu yürekten diliyoruz. Bu yaşanan kaos ve şiddet ortamının temel nedeninin siyasetteki tıkanıklık olduğunu görmemiz gerekiyor." dedi.
Batman'da partisince düzenlenen mitinge katılmak üzere şehre gelen HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, mitingin ardından basın mensuplarının sorunlarını cevapladı. HDP İl Başkanlığı'nda gazetecilerle bir araya gelen Yüksekdağ, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Yapılması planlanan mitingin iptal edilmesi ile ilgili soruya cevap veren Yüksekdağ, şunları söyledi:
"Son dönemde yaşanan çatışma, kaos şiddet ortamı içerisinde siyaset kurumunun sözünü daha sağlıklı bir şekilde söyleyebilmesi, aynı zamanda söylenen sözleri tartışmasına ihtiyaç vardır. Son zamanlarda siyaset kurumunun söylemleri adeta duyulmuyor. Biz bunu mitingler yoluyla aktarmak istiyoruz. Öz yönetim derken Kürt halkının, halkımızın neyi kastettiğini, yerel demokrasi derken neyi kastettiğimizi bütün bir topluma anlatmak istedik. Mitinglerimizin ikincisini Batman'da gerçekleştirmek istedik. Ancak valilik tarafından yasaklandı. Yasak gerekçesi ise trajik komik bir gerekçe. Kamu güvenliği ve güvenlik gerekçesi ile kişilerin bireylerin Batman halkının huzuru gerekçesi ile bu miting yasaklanıyor."
Çınar ilçesinde polis lojmanlarına yönelik gerçekleşen saldırıyla ilgili soruyu da cevaplayan Yüksekdağ, şunları söyledi: "Çınar polis lojmanlarına dün bir saldırı yapıldı ve can kayıpları meydana geldi. yaşamını kaybedenlerin ailelerine baş sağlığı diliyorum. Acılarını paylaşıyoruz. Biz geçmiş süreçlerde çok net şunu söyledik; çatışma ve savaş ortamında ne asker ne polis ne sivil ne çocuk ne kadın ne de genç, hiçbir yurttaşımızın artık yaşamını kaybetmesini istemiyoruz. Bunu yürekten diliyoruz. Bu yaşanan kaos ve şiddet ortamının temel nedeninin siyasetteki tıkanıklık olduğunu görmemiz gerekiyor. Bu şiddet ortamı ortadan kaldırılmadığı müddetçe siyasi çözüm temelinde barış ve barışı kalıcılaştırma temelinde toplumun huzurunu sağalama temelinde bir tartışma süreci başlatmadığımız müddetçe bu tip talihsiz gelişmelerin yaşanması da ne yazık ki mümkün oluyor. Biz istiyoruz ki bunlar artık yaşanmasın. Bizler istiyoruz ki polis lojmanlarına da insanların evine de bombalar atılmasın. Hiçbir yerde bombalar patlamasın ölümler olmasın. Bunların durdurulmasının adresi ise siyasi iktidardır."
Yüksekdağ, bir soru üzerine, Sedat Peker'in sözlerini de değerlendirerek, "İşte ne yazıkki akademisyenlerin, aydınların barış istiyoruz demesi ve sürdürülen ölüm siyasetine ve bu siyaset yolu ile işlenen ölümlere ortak olmayacağız söylemini, bir siyasi iktidar doğrudan hedef tahtası haline getirebiliyor. Siyasi linç kampanyası düzenleyebiliyor. Ama diğer taraftan bir mafya şefinin oluk oluk kanlarını akıtacağız ve o kanlarla duş alacağız söylemi, herhangi bir soruşturmanın tepkisi haline gelmiyor. Türkiye işte bu hale geldi. O kadar trajik gelişmeler yaşanıyor ki gencecik bir öğretmenin 'Çocuklar ölmesin' söylemi yine bir siyasi lincin gerekçesi haline getirildi. Cumhurbaşkanı'ndan tutun Başbakan'ın, polisin, istihbaratın hedefi haline getirildi. Çocuklar ölmesin demek kötü bir şey değil ama bu sözün üstünü örttüler. Çocuklar ölmesin sözünü bir siyasi linç gerekçesi yaptılar." Yüksekdağ, basın toplantısının ardından ilden ayrıldı.
CİHAN