Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Devletin yazılı kanununda uygulanan bu zulmün karşılığı yoktur. Kendi yazdıkları baskıcı, yasakçı kanunlar bile artık bu zulüm uygulamasına yetmiyor." dedi.
HDP Meclis Grup toplantısının bu hafta Diyarbakır'da gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ; "Grup toplantımızı burada gerçekleştirme kararı aldık. Dün Sur'daki saldırganlığa, devlet şiddetine ve yıkıcılığa dikkat çekmek için bir demokratik kitle etkinliği gerçekleştirmek istedik. Parti grubumuzla birlikte, halkımızla birlikte bir yürüyüş gerçekleştirmek istedik. Normal koşullarda demokrasilerde hiçbir engel olmaksızın bir talep ve tepkinin karşısında yine siyasi iktidarın yasak ve engelleme tutumuyla karşı karşıya kaldık. Diyarbakır Valiliği bu etkinliği hiç gecikmeden hemen kanunsuz ilan ediverdi. Acı acı güldük. Hiç bir kanun tanımayan, hiçbir kanuna dayanmayan bir siyasi iktidarın temsilcisinin bize kanunlardan bahsetmesi karşısında acı acı güldük sadece. En demokratik bir hakkımız valilik tarafından, AKP saray iktidarının Diyarbakır'daki temsilcileri tarafından bir çırpıda kanunsuz ilan ediliverdi. O gün bu basın açıklaması ve yürüyüşe katılmak için sokağa çıkan her vatandaşımız hedef haline getirildi. Bizler hedef haline getirildik." dedi.
Yüksekdağ sözlerine şöyle devam etti: "Aylardan bu yana bu topraklarda siyasi iktidar kendi koyduğu ve korumakla mükellef olduğu kanunları tanımıyor. Aylardır kanunsuz bir şekilde hiç bir anayasal dayanağı olmadan sokağa çıkma yasakları ilan ediliyor. Devletin resmi olarak kanunlara bağlı olan güçleriyle hiçbir kanuna bağlı olmayan ve yine devlete bağlı olan güçleri bu topraklarda katliam uyguluyor. Sokak infazları ve halkın yaşam alanlarının tahrip edilmesi yıkıma uğratılması tarihimizin doğamızın kültürümüzün hedef haline getirilmesi… Devletin yazılı kanununda uygulanan bu zulmün karşılığı yoktur. Kendi yazdıkları baskıcı yasakçı kanunlar bile artık bu zulüm uygulamasına yetmiyor. Cumhurbaşkanı çıkıyor diyor ya 'Anayasa yamalı bohçaya döndü.' Çünkü defalarca deldiler o anayasayı. Bir darbe anayasasını bile hatırlatmak zorunda bıraktılar bir topluma. Bir muhalefete. 82 darbe anayasasında dahi kısmen tanınan, kabul edilen bazı haklar ve alanlar bu siyasi iktidar tarafından tamamen ortadan kaldırıldı. Kendi yazdıkları anayasayı, kendi koydukları kanunları dahi delik deşik ederek hiçbir kanuna sığmayan bir zulüm ve yıkım siyaseti uyguladılar. Biz bu topraklarda uygulanan zulmü artık hiçbir kelime ile tarif edemiyoruz. Anlatamıyoruz." CİHAN