AYM’nin onay verip devamını sağladığı düzenlemeler arasında, soruşturma aşamasında yargıya müdahaleyi suç olmaktan çıkaran, bütün takipsizlik kararlarına itirazların, özel misyon yüklenen sulh ceza hâkimliklerince karara bağlanmasını öngören düzenlemeler de yer aldı. AKP’nin kaldırılan Özel Yetkili Mahkemelerin (ÖYM) yerine yeni ve çok daha özel bir yargı oluşturma hedefiyle hazırladığı 6545 sayılı paket kanunu, geçen Haziran ayında yürürlüğe girmişti. Adli ve idari yargıyı yeniden dizayn eden kanunun tartışmalı maddeleri bazı mahkemeler ve CHP tarafından AYM’ye taşınmıştı. AYM, bir süre önce mahkemelerden gelen davaları sonuçlandırmış ve ÖYM’lerin yerine Sulh Ceza Hakimlikleri kurulmasına ve çok tartışmalı yetkilerle donatılmasına ilişkin temel maddelerin iptal istemini reddetmişti.
ÖZEL YARGIYA TEK İPTAL YOK
AYM, bu kez, aynı kanunun geriye kalan ve ağırlıkla CHP’nin iptalini istediği diğer düzenlemelerle ilgili kararını açıkladı. AYM’nin 13 mart tarihli kararının gerekçeleri dün yayımlandı. Buna göre; AYM, 6545 sayılı kanuna yönelik CHP’nin bir bölge idare mahkemesinin tüm iptal istemlerini reddetti. AYM, tüm ret kararlarında kanun koyucunun böylesi düzenlemeler yapmada takdir hakkı olduğu gerekçesini kullandı, düzenlemelerin hak arama özgürlüğü, adil yargılanma hakkı ile yargı bağımsızlığı-tarafsızlığı vb.ilkelerine aykırı olmadığı savunuldu. AYM’nin aldığı kararlar ve muhtemel sonuçları özetle şöyle:
MÜDAHALE SUÇ OLMAKTAN ÇIKTI
AYM; soruşturma aşamasında görevi yapan savcılar ile bilirkişi ve tanıkları etkilemeye teşebbüs fiilini suç olmaktan çıkaran düzenlemenin iptal istemini reddetti. Buna göre artık;, dava açılana kadar yargı görevi yapanlar ile bilirkişi ve tanıkları etkilemek diye bir suç (Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın savcılara açık talimatları gibi) olmayacak ve bu nedenle kimse cezalandırılmayacak. Oysa, kovuşturma aşamasında (dava açıldıktan sonraki aşama) yargı görevini yapanları etkileme suçuna 2 yıldan 4 yıl hapis cezası verilmeye devam edilecek. Bu iptal kararı bir oy farkla 9 oyla alınabildi. 17 üyeli AYM’de 7 üye düzenlemenin iptali yönünde karşı oy kullandı.
SULH CEZA PADİŞAHLIĞI SÜRECEK
AYM, kapatılan ÖYM’lerin yerine getirilen sulh ceza hâkimliklerine desteğini de sürdürdü. Savcılıkların verdiği kovuşturmaya yer olmadığı kararlarına karşı yapılacak itirazların üç kişilik ağır ceza mahkemesi yerine, Sulh Ceza Hakimliğince karara bağlanacağına ilişkin maddenin iptal istemini de reddetti. AYM’nin 5 üyesi, bu düzenlemenin de iptal edilmesini, aksi halde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının, hak arama özgürlüğünün tehlikeye gireceğine dikkat çekti. Buna göre, tek bir savcının ve ardından Sulh Ceza hakiminin kapattığı (örneğin büyük yolsuzluk dosyaları) dosyaları suçtan zarar görenlerin itirazları üzerine yeniden açtırmak, hiç de kolay olmayacak. Sulh ceza hakimleri öte yandan, savcının kapattığı dosyalardan istediğini yeniden açtırıp davaya dönüştürülmesini sağlamaya devam edeceği gibi, savcının daha önce kapattığı ancak yeni deliller üzerine açılmak istenen dosyaların açılmasını da engelleyebilecek.
AKÇELİ DAVALAR
AYM, üçüncü olarak ise, özelleştirmelerle ilgili tüm ÖYK kararları, yasaklama kararları hariç ihalelerle ilgili tüm işlemler, acele kamulaştırma kararları, ÇED raporları, Turizmi Teşvik kanunu uyarınca yapılan tahsis-satış ve kiralamalar ile afet riski altındaki alanların dönüştürülmesine ilişkin kararları kapsayan büyük akçeli işlerle ilgili davalarda ‘ivedi yargılama’ usülü getiren düzenlemelerin de tümüne onay verdi. AYM, idari yargıya getirilen bu sistemle ilgili tüm maddelerin iptal istemini reddetti.
AYM’nin anayasaya uygundur-kanun koyucunun bunları yapma yetkisi vardır-diyerek devamını sağladığı düzenlemelerin getirdiği ivedi yargılama sistemi bundan sonra da şöyle işleyecek: İvedi yargılama kapsamında kalan ve en büyük rantlara konu olan tüm işlem ve kararlarla ilgili idari dava açma süresi 30 gün olacak. Bu davalarda yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlara karşı itiraz yolu kapalı olacak. İvedi usule tabi davalarda ilk inceleme 7 gün içinde yapılırken savunma süresi 15 günle sınırlanacak. Bu davalarda idarenin verdiği cevaplara karşı cevap hakkı da kullanılamayacak. Dava açmadan önce idareye başvuru hali, dava açma süresini durdurmayacak. Bu davalarda İstinaf yoluna gidilemeyeceği gibi, Danıştay’ın kararlarına karşı karar düzeltme başvurusu da yapılamayacak. Bu davaların temyiz incelemeleri ise en geç iki ayda, tebligat işlemleri ise bir ayda tamamlanacak.
ADNAN KESKİN / TARAF