Sibel Tekin, yaz saati uygulamasıyla ilgili bir belgesel için Ankara'nın Tuzluçayır semtinde çekim yaparken aracı görüntülenen polislerin şikayeti üzerine, geçen cuma günü evinde gözaltına alınmıştı. Polis, Tekin'in evinde arama yapmış ve evde bulunan dijital malzemelerle görüntü arşivine el koymuştu. Tekin, savcılık sorgusunun ardından önceki akşam saatlerinde sevk edildiği Ankara 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından, örgüt ismi verilmeden "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan tutuklanmış ve Sincan Kapalı Cezaevi'ne gönderilmişti.
Sakinci: Sistem bir terörist yaratmaya çalışıyor
Tekin'in "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan gözaltına alınmasına tepki gösteren Avukat Sakinci, "'Sibel, çekmemesi gereken şeyleri çekmemesi gereken zamanda çekmiş' dendi bize. Biz Sibel'in serbest bırakılmasını beklerken Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü dallanıp budaklandırmaya çalıştı" dedi.
Suçlamanın mesnetsiz olduğunu savunan Sakinci, "Bütün mücadelemiz, ilk etapta serbest bırakılması ve ayrıca iade-i itibarı. Sibel, 'talimatı kimden aldığı' gibi sorularla karşılaştı. Emeğiyle çalışan bir insandan bu sistem bir terörist yaratmaya çalışıyor. Bu dosyada şüpheli yok, örgüt üyesi çıkarılamaz" diye konuştu.
Toplantıda İHD adına yapılan açıklamayı ise Sevinç Koçak okudu. Koçak, "Sibel Tekin, 'silahlı terör örgütü üyesi olma' suçlamasıyla tutuklandı. TEM dosyasında, tutuklama kararında, cezaevine gönder'len belgelerde Sibel'in hangi örgütün üyesi olduğuna dair herhangi bir bilgi yer almıyor. Hangi örgütün tutuklusu olduğunu ne tutuklamaya sevk eden savcı ne tutuklama kararını veren mahkeme heyeti ne Sibel biliyor ne biz biliyoruz ne de cezaevi yönetimi. Bir absürt komedi saçmalığında olan bu tutuklama kararı son derece gerçek. Savcı ve mahkeme heyetine hukuksal dayanakla verilmeyen bu kararı hangi gerekçeyle verdiklerini sormak istiyoruz. Sibel ve kamerasının hangi örgütün üyesi olduklarına karar vermelerini merakla bekliyoruz" dedi.
"Arşivi geri verilmeli"
Belgesel Sinemacılar Birliği adına Tufan Taştan konuştu. Taştan, şunları söyledi:
“Sibel, birliğimizin her türlü faaliyetine emek vermiş, yorulmak bilmeyen bir arkadaşımız. Çocuklarımız, gençlerimiz için iyi şeyler yapanları cezalandırmak zorunda mıyız? Arşivlemek, bizim mesleki sorumluluğumuz. Sibel, hakikat adına bu sorumluluğu yerine getiriyor. Sibel Tekin derhal serbest bırakılmalı. El konulan bütün ekipman ve arşivi geri verilmeli.”
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şubesi Başkanı Sibel Hürtaş da "İnsan hakları savunucularına yönelik politikanın son halkası, Sibel Tekin'in tutuklanması. Sibel, bu kentin gözü, hafızası, sesi. Her zaman bizim yanımızda oldu, bugün de biz Sibel'in yanındayız" diye konuştu.
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Sekreteri Burak Ustaoğlu da "Biz, Sibel'i, onların yaftalarıyla değil sokaklardaki Sibel olarak tanıyoruz. Bu yaftaların hepsini iade edeceğiz" dedi.
Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü'nde öğretim görevlisi olarak çalışan Sibel Tekin, Gezi Parkı eylemleri, Tekel grevi, 10 Ekim gibi toplumsal konulara kamerasıyla tanıklık etmişti.