Bir çok dalda dünyanın en iyisi ödülünü alan oteli gibi üniversitesinin de işlerini halletme karşılığında istenildiğini açıkladı. İşte İpek'in Can Erzincan TV'ye yaptığı çarpıcı açıklamalardan satırbaşları....
Özgür Bugün'ün haberine göre, alakası olmayan insanlar kendini göstereceğim diye onlar da eziyet etmenin içine katılıyorlar, belediye gibi. Şirkete kayyum gelmiş belediyenin ne alakası var, o da onu hatırlıyor gidiyor, ben de duvarları yıkayım diye. Şimdi böyle bir cinnet hali, böyle bir nefret ortaya çıkınca, insanların gözleri kararınca ellerine palayı, silahı alıp köylere kasabalara dalan bir grup gibi çoluk çocuk ihtiyar dinlemeden herkese zulmetmeye başlıyorlar.
Bugün yine havuz medyasından bir tanesi diyor ki: 27 milyon lira kar etmiş 36 milyon lira bağışlamış, bağışlamış dediği de 36 milyon himmet toplamış, bu işte dışarıdan geldi falan. Bilanço okumayı bilmez, dönem sonu kar ne bilmez, dışarıdan sanki himmet gelmiş gibi benim bağışladığım parayı ben almışım gibi yazar, benim bağışladığım para da benim kendi vakfıma bağışlamışım. Üniversite yapmışım. Üniversite de YÖK'e tabi. YÖK kontrolünde olan kamuya ait bir kurum. Onu dünyanın en güzel üniversitelerden biri haline getirmişim yaptığım budur.
YARGILANDIĞINA ŞAŞIRMADIM
Bir çok iftira silsilesiyle benim şirketlerime kayyum atamışlardır. Bu iftira silsilesini açıklayan bilirkişi denilen adam hukukçu değil, bu adam Erzurum da bir hoca. Bu adam diyor ki Maliye Bakanlığı bu şirketi denetlemiş ve hiç bir şey bulamamıştır. MASAK burayı denetlemiş suç olacak hiç bir şey bulamamış. Sonra bir şey bulamayınca deniliyor ki "her ne kadar mükemmel olsa da şüphelerim var" diyor. Adam kendini yargı yerine koyuyor. Daha sonra bilirkişi raporuyla devletin bütün resmi kurumlarını bir tarafa bırakıyorsun, onursal denetim kurumlarının verdiği raporları bir tarafa bırakıyorsun ve ulusal maden kurumlarını bir tarafa bırakıyorsun. İftiracı adam mutlaka imza attığı şeyin sorumluluğunu taşıyacaktır. Bunun çok önemli hukuki karşılıkları olacaktır. Çünkü düpe düz hakkımda suç uyduruldu ve hakkım da iftira atıldı ve bu organize bir şekilde yapıldı.
BU ÜLKE İÇİN FEDA OLSUN
Bilirkişinin raporunu iftiracının raporu olarak kabul ediyorum. Bilirkişinin dolandırıcılıktan yargılanmış olmasına hiç şaşırmadım. Çok normal karşıladım. Haysiyetli ve vicdanlı bir insan öyle bir rapor zaten yazmaz. Fakat bizim bu adi rekabet ortamında yapmış olduğumuz iş ile rekabet edemedikleri için böyle bir yola tenezzül ettiler. Bütün grubun içinde yapmış olduğumuz yurtlar dahil uluslararası mimari dallarında ödüller alıyorlar. Üniversitemiz var, onu da istediler, onu da söyleyeyim. Feda olsun ben onu zaten ülkem için yaptım. Kızımın notu tutmadı, oradan ayrılmak zorunda kaldı.
BU ÜLKENİN EN BÜYÜK KONUSU HUKUK
Mahkeme kararı, resmi gazetede yayınlanmasıyla yürürlüğe girer. Kapıyı açıp girmen için resmi gazetede yayımlanması lazım. Onlar orada yetkili değil iken tarumar ettiler bütün medyayı. Arkadaşlarıma üzülüyorum. Ağrıma gitti. Apar topar benim yayın yönetmenimi dışarı atıyorlar. Onun masasına başkası geçip resim çektiriyor. Yaşananları anlatmaya çalıştığınız zaman, karşınızda ıslık çalıp gezen dinlemeyen insanlar geliyor. Kaba kuvvetle, personelimi içeriye sokmuyorlar. Sizin müracaat edeceğiniz hiçbir yer ve kişi kalmadı.
HERKESİN BAŞINA GELECEK
Yarın, hiç kimsenin şüphesi olmasın herkesin başına gelecek. Neden bunu bize yapıyorlar? Çünkü bizden daha fazlasını istiyorlar. Ne yaparsan yap, ne verirsen ver daha fazla diyecekler. Herkes daha fazlası olayına girince de artık bunun sınırı kalmıyor. Herkesin başına gelebilecek bir şey bu. Daha önce defalarca bu ülkenin en önemli konusu hukuktur dedim. Bu evrensel hukuktur.
YÜRÜTMENİN HİÇ Mİ İLGİSİ YOK
Bazı kişiler hukuk işliyor diyor. Bize yapılan şuan yargı kararı mı? Yargı kararı olarak Yürütmenin bu kararda hiçbir ilgisi yok mudur? Milyarlarca dolarlık bir şirkete sen kayyum atıyorsan acaba Maliye Makanımız sormaz mı "Ne olmuş suçları ne falan" diye. Türkiye’nin dördüncü büyük medya kuruluşu, en çok izlenen haber kanalına kayyum atanmış. Hükümet acaba sormaz mı "Ya acaba ne olmuş bunun gerekçesi ne" diye? Biz hukuku arıyoruz.
BENİM DÜŞÜNCEMDEN DE OLSA ALLAH KİMSEYE KONTROLSÜZ GÜÇ VERMESİN
Allah bir daha bu ülkeye, benim düşüncemi paylaşan insanlar da dahil, tek başına, kontrolsüz denetimsiz bir güç vermesin, yaşatmasın. Mutlaka denetlenecek, kontrol edilebilecek bir ortak yönetim ortaya çıksın. Üniversiteleri de kapatacaklar yarın. Devlet üniversitelerinin de durumunu görüyorsun, atamalarını görüyorsun. Böyle olmaz. Biz her düşünceden insana liyakatı varsa görev vermeliyiz. Yoksa bana yakın bir insan diye görev vermemeliyiz. Bu sorunun en büyük kaynaklarından bir tanesi. Para ve makam hırsı insanı köle haline getiriyor. Makamda kalacağım diye liyakatı olmayan adam her şeyi yapmaya başlıyor. Dünkü tanıdığımız mütedeyin insan değişiyor canavar gibi bir adam oluyor.
YALANLARIYLA BAŞA EDEMEMEYİNCE
Benim hatalarım olabilir, gazetem belli bir düşünceyi savunuyor olabilir ama kardeşim bunun karşılığında hukuk var, sende avukatınla cevap verirsin. Ama sen bununla rekabet edemediğin için bizim medyamız gerçeği söylediği için ve sen de yalanla bununla rekabet edemediğin için başka yollarla saldırmaya başlıyorsun. Doğrudan zorla kapıyı kırıp, girip bizi dışarıya atıp sen oturuyorsun böyle bir şey olabilir mi? Bunlar çıkmaz yollar tehlikeli sokaklar.
SANSÜR ZİNCİRİ
Bu Türk Hava Yolları’ndan(THY) başladı. THY’nin yarısı kamu yarısı halka açık bir şirket. Burada bu ülkenin bütün vatandaşlarının hakkı var. Bütün bu vatandaşlarında kendine ait bir dünya görüşü var. Sen oranın yönetimine geçtiğin zaman, benim gibi düşünmeyen insanların okumak istediği gazeteyi ona vermem sadece benim verdiğim şeyi okurlar diyorsun. Böyle bir şey olabilir mi? O zaman buna çok itiraz ettik ama dinleyen yok. Herkes duvar. Daha sonra sizin başınıza gelen Digitürk konusu. Digitürk’e kayıtlı milyonlarca insan var ve kendileri de biliyorlar en çok izlenen kanalsın, adamlar bu ülkenin bütün insanlarından, kamu malında bu TMSF’ye ait. Vergilerini almış olduğun, idare etmiş olduğun kurumun içerisinden senin gibi düşünmeyen herkesi çıkarıp atıyorsun. Tek kalemle herkesi çıkarmadılar. Teker teker yapıyorlar. Yarın göreceksin, diğerlerini de çıkaracaklar. Yetmiyor, dönüyorsun uydu yayınını lisansım olmasına rağmen bütün ülkeye hitap eden bir kanalı, senin gibi düşünmeyen insanların tek kalemle telefonla hepsini birden uydudan atıyorsun. Dünyanın neresinde bunun bir örneği var, nasıl böyle bir şey olabilir demeye kalmıyor, tutuyorsun bizim grubun tamamına birden kayyım atıyorsun. Bunların hiçbirisinin ne hukuki ne ahlaki ne vicdani ne insani bir dayanağı yok. Ben yaptım oldu diyorsun kardeşim. Ve bu şekilde ilerlemeye devam ediyor. Bugün bizim gelmiş olduğumuz noktada sadece ben değil herkes bize yapılan muameleye maruz kalacak. Ben muhafazar bir insanım, ellerimi semaya açıp Allah'a dua ederken de inanmayan insanlar için de dua ediyorum. Bizim insanlara bakışımız, ayırt etmeden iyi bir şey istiyorsak herkes için istiyoruz.