Yitip giden Canan öğretmenin ardından: Bir de bu açıdan bakmak lazım

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Haziran 20 2019
Türkiye'den kalmış insanların halini hatırını sormanın, bir telefon etmenin veya mesaj atmanın çoğu zaman maddi yardımlardan daha hayati.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile öğretmenlik mesleğinden ihraç edilen iki çocuk annesi 40 yaşındaki Canan Deniz kendini mutfağın tavanına iple asarak hayatına son vermişti. 

Canan öğretmenin kaybı üzerine benzer süreçten geçen KHK mağduru anne duygularını anlatmış. 

Aynı zamanda ilahiyatçı olan okurumuz "Türkiye'deki insanların halini hatırını sormanın, bir telefon etmenin veya mesaj atmanın çoğu zaman maddi yardımlardan daha hayati" olduğuna işaret ediyor.


Okur mektubu şeklinde bu duygu dolu yazıyı yayımlıyoruz: 


EY MUSA’NIN KIZ KARDEŞLERİ: ONLARIN İZLERİNİ TAKİP EDİN

… “Çünkü firavun, (Mısır) toprağında gerçekten azmış, halkını parça parça etmişti. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu. Belli ki o bozgunculardandı… O esnada Musa’nın anasına “Onu emzir, kendisine zarar geleceğinden kaygılandığında onu denize bırakıver, hiç korkup kaygılanma, çünkü biz onu tekrar sana vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız.” diye bildirdik. Nihayet firavun ve ailesi onu yitik olarak aldı. Çünkü O, sonunda kendileri için bir düşman ve bir tasa olacaktı. Şüphesiz firavun ile haman ve askerleri yanılıyordu. ”(Kasas:4.7.8.ayetler) 

“Musa’nın anasının yüreği (tasadan) bomboş kalıverdi. Eğer biz (vaadimize) inananlardan olması için kalbini pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse işi meydana çıkaracaktı.”( Kasas suresi: 10)

“Musa’nın annesi içinde gittikçe artan büyüyen bir acı bir boşluk hissediyordu. Kalbi, yani gönlü bomboş sabahı etti, şaşkınlık ve tasadan gönlüne hiçbir şey girmiyor, aklı sıfıra inmiş bir halde telaş ve acele ile haber alacağım diye, yaptığını sezdirece

Bu haberler de ilginizi çekebilir