Saymaz, "Yalova'da bir dini grup tarafından kurulan Kamiller İlim, Kültür ve Çevre Vakfı geçen yıl eylül ayında bünyesinde Halil Bağlı Talebe Yurdu'nu açtı. Yani vakıf, aynı zamanda yurt binasıydı. Yurdun ruhsatı bulunmadığı halde 20'yi aşkın ortaokul öğrencisi kabul edildi. Öğrenci başına en az 20 bin TL alındı." diyerek kaçak yurdun 9 aydır ruhsatsız olarak faaliyet gösterdiğini yazdı.
Saymaz'ın yazısının bir bölümü şöyle:
O çocuklardan biri de, 12 yaşındaki U.E.
U.E., okuduğu ortaokula ve dedesinin evine yakın olan bu yurda verildi. Babası M.E., "Hem okula gitsin, hem dini görevlerini öğrensin diye yurtta kalmasını uygun gördüm" diyor.
U.E.'nin savcılıktaki ifadelerine göre Kuran ve Türkçe dersi veren 26 yaşındaki M.Z. "Keşke benim çocuğum olsan" diyerek, çocuğa yaklaştı. Altı ay sonra U.E. yatakhanede diğer çocuklarla uyurken, M.Z. yatağına girdi ve istismarda bulundu.
Bir ay sonra gece yarısı geldi ve U.E.'ye tecavüz etti.
U.E., "Utandığım için ses çıkaramadım" diyor.
Sonra bir daha...
M.Z., haftada bir-iki kez bazen çocuk yatakhanesinde, bazen kendi odasında U.E.'ye tecavüzde bulundu. Son tecavüz 12 Haziran gecesi meydana geldi.
U.E., dayanamadığı için 16 Haziran'da, başından geçenleri aşçıya anlattı.
Ardından yurt arkadaşı B.G.'ye söyledi.
Ondan cep telefonunu istedi.
Babası M.E.'yi aradı.
"Baba, arkadaşım sana bir şey söyleyecek" diyerek, telefonu B.G.'ye verdi. Söylediklerini babasına anlatmasını istedi.
B.G., babaya şunları söyledi:
"Amca yurtta çok kötü şeyler oluyor. U. sana anlatmaya utanıyor. M.Z. hoca, U.'ya tecavüz ediyor!"
İstanbul'da yaşayan M.E., özel aracıyla Yalova'ya gitti. Yurda varınca oğlunu çağırdı. "Ne oldu?" diye sordu. U., "Hoca bana eylül ayından beri tecavüz ediyor" dedi.
Baba, M.Z.'nin odasına girmeden önce telefonun ses kayıt sistemini açtı.
"Oğluma tecavüz ettin mi?" diye sordu.
M.Z., "Abi nefsime uydum, özür dilerim" dedi.
Baba telefonla M.Z.'nin kafasına vurdu.
Baba anlatıyor:
"Oğluma tecavüz eden şahıs kaçtı. Diğer hocalara 'Nasıl böyle bir şeye izin verirsiniz' dedim. 'Bu olaylardan yeni haberimiz oldu, bugün öğrendik' dediler."
Baba M.E. ve oğlu şikayette bulunmak için Emniyete gitti.
Yurt müdürü İ.Ö. yanlarına geldi.
Baba:
"Yurdun ruhsatı yok, kuruluş aşamasındayız. Sorun çıksın istemiyorum' dedi. Başka çocukların zarar görüp görmediğini sordum. M.E.U.'ya da tecavüz ettiğini söylediğimde 'Bu çocuğun ismini verme, akrabam olur. Kimse bilmesin' dedi. 'Kime tecavüz ettiyse ortaya çıkması için herkesin ismini söyleyeceğim' dedim."
O gün U.E. ve babası M.E.'nin ifadesi alındı.
U.E., kendisinden başka M.E.U.'yu M.Z.'nin odasına girip çıkarken gördüğünü ifade etti.
M.E.U., şöyle konuştu:
"M.Z., diğer çocuklarla yaşanan sorunlar sebebiyle genellikle yatsı namazından sonra beni odasına çağrıyordu. Beni koltuk altımdan ve göbeğimden gıdıklıyordu. Gıdıklamayı ne amaçla yaptığını bilmiyorum."
Yalova Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü mezunu olduğunu anlatan 26 yaşındaki M.Z., çocukların eylülden beri yurtta kaldığını ancak resmi açılışın bir ay sonra yapılacağını vurguladı. Tecavüzü red, istismarı kabul etti.
Şu ifadeyi verdi:
"U.E.'ye iki aydır samimi davranışlarda bulundum. Öncelerde sadece sarılıp öptüm. Zaman ilerledikçe cinsel isteklerim arttı ve cinsel yaklaşımlarda bulundum. Dokundum, sürtündüm. Tecavüz etmedim fakat istismarda bulundum. Başka çocuğa istismarda bulunmadım."
M.Z. tutuklandı.
Müdür İ.Ö. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.