Yıllarca diyalize bağlı yaşadıktan sonra böbrek nakliyle hayata tutunan gençler, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin yenilenen çocuk nefroloji kliniğinin açılışında organ bağışı çağrısında bulundu.
Bursa UÜ Tıp Fakültesi'nde organ bekleyen çocukların ve ailelerinin kaldığı 9 oda yeniden düzenlendi. Kapısından pencerelerine, televizyonlarından dolaplarına kadar yeniden dizayn edilen odalarda kalan çocuklar daha güzel ortamda tedavi edilecek.
CANITEZ: 5 MİLYONLUK NÜFUSA HİTAP EDİYORUZ
Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Yakup Canıtez, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin bölgenin tek üçüncü basamak sağlık kuruluşu olduğunu belirterek, "Güney Marmara bölgesi yaklaşık 5,5 milyon nüfusu ile ciddi bir nüfus barındırıyor. UÜ Tıp Fakültesi de bölgenin tek üçüncü basamak sağlık kuruluşu. Dolayısıyla çok önemli bir sağlık yükünü buradaki bütün arkadaşlarımız yüklenmiş durumdalar." dedi.
Üniversitenin devletin desteği ile ayakta durduğunu anlatan Başhekim Canıtez, ancak devletin ayırdığı bütçe veya üniversitelerin öz kaynaklarının sınırlı olduğunu belirterek, hayırseverlerden daha çok katkı beklediklerini sözlerine ekledi.
20 BİN ÇOCUĞA HİZMET VERİYORUZ
Çocuk Nefroloji Romatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Dönmez ise 1997 yılından beri güney Marmara Bölgesi'nde yıllık ortalama 20 bin çocuk hastaya hizmet verdiklerini söyledi.
Türkiye'de kadavra ve canlıdan çocuk böbrek nakli yapan merkezler arasında birinci sırada olduklarını ifade eden Dönmez, "Ayda 2-3 böbrek nakli yapıyoruz. Sadece Türkiye'den değil, yurt dışından gelen hastalarımıza da nakil yapıyoruz. En son Cezayirli bir çocuk hastamıza babasından böbrek nakli yaptık, hayata tutundu. Ancak hasta odalarımızın tefriş edilmesi ihtiyacımız ortaya çıkmıştı. Bu ihtiyacı gideren dostlarımıza teşekkür ediyoruz." dedi.
BAĞIŞLARDA BULUNUN VE HAYATLARI KURTARIN
Organ bağışı ile hayat bulan Ayşegül Harun ve Ayça Torlak da yaptıkları konuşmalarla yaşadıkları sıkıntıları ve kurtuluşlarında duydukları mutluluğu dile getirdi.
Herkesi organ bağışı yapmaya davet eden Harun, "Ben 2 yaşından beri rahatsızdım. Hastalığım 15 yaşına kadar devam etti. 13 yıl diyaliz hayatı yaşadım. Bu zaman boyunca hep bu kliniklerde yattım. Şartlar çok zordu. Serum kolunuzda bağlı iken vakit geçirememek benim için çok zordu. 15 yaşında nakil oldum ve nihayet sağlığıma kavuştum derken ailemi kaybettim. Şu an en büyük hazinem sağlığım. Onun için bir organ bir can demek. Bağışlarda bulunun ve hayatları kurtarın. Yaşarken ölmek çok zor." dedi.
Ayça Torlak ise böbrek yetmezliği hastalığına 8 yaşında yakalandığını ve o zamanlar hastalığın kendisine neler getireceği hakkında bir bilgisi olmadığını anlattı. Çocukluğunu yaşayamadığını belirten Ayça Torlak, "Yaşadığımı bile anlamıyordum. Kendimi ilaçlara, makinelere bağımlı hissediyorsun. Ben bu hastalıkla büyüdüm. Bir kurtuluşum olduğunu bilmiyordum. Hep böyle olacağım gibi geliyordu. 16 yaşıma kadar böyle yaşadım. Sonra Uludağ Üniversitesi'nde nakil ameliyatları yapılmaya başladı. Nakil olan arkadaşlarımın sağlığına kavuştuklarını gördüm. Bir gün bana da sıra geldi. Ben böbreğimi babamdan aldım. Organ nakli olalı 2 buçuk yıl oldu ve şu an her şey yolunda. Yaşadığımı ve mutlu olduğumu hissediyorum. Yaşamak elbette güzel, ama sağlıklı yaşamak çok daha güzel. Organ nakli hayat kurtarır. Sizler de organlarınızı ihtiyacı olanlara bağışlayabilirsiniz" şeklinde duygularını anlattı.
Açılış töreninin ardından üniversite yönetimi tarafından odaların tefrişi konusunda destek verenlere plaket takdim yapıldı. Ardından yenilenen ünite ve odaların açılışı yapıldı.
Organ nakliyle hayata dönen Ayşegül Harun ve Ayça Torlak de odaları gezerek organ bekleyen çocuklara moral verdi.
CİHAN