Yezit’leri, Haccac’ları, Tiran’ları adalete davet etmek boş hayal mi?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Ekim 12 2017
''İslam dünyasında ruhu bunalan, zulme maruz bırakılan, malından canından emin olmayan insanlar, yaşadıkları beldeden ayrılma mecburiyeti hissettiğinde neden kendine huzur vaat eden bir Müslüman ülke bulamıyor?''
Ekrem Dumanlı / TR724
İSLÂM DÜNYASININ BÜYÜK UTANCI!

Bağrı yanık bir şair, Hazreti Peygambere şöyle seslenmişti:

Mekke’de bunalırsan
Medine’ye göçerdin…
Biz dünyadan nereye
Göçelim ya Muhammet!
Yeryüzünde riya, inkâr, hıyanet
Altın devrini yaşıyor…
Diller, sayfalar, satırlar
‘Ebu Leheb öldü’ diyorlar:
Ebu Leheb ölmedi ya Muhammed!
Ebu Cehil kıtalar dolaşıyor!..

Yıllar önce yazılmış bu yanık naatın bugün hâlâ yüreklerde yankılanmasının derin bir sebebi olmalı. Şimdi müminler bunalıp daraldığında en mukaddes, en emin beldelere bile gidemiyor. Şam’dan, Halep’ten, İstanbul’dan akın akın sürgüne/hicrete mecbur bırakılan kitleler, Avrupa’ya Amerika’ya, Kanada’ya, Avustralya’ya vs. ulaşmak için çırpınıyor.

Tam bu kavşakta durup bir durum değerlendirmesi yapmak zorunda değil miyiz?

BU YAŞANANLAR NEDEN DERİN BİR UTANÇ DOĞURMUYOR?

İnsanın içini kemiren, kalbini delik deşik edecek kadar feci bir vaka işittim yakın zamanda: Malumunuz, ‘İslamî idare’ ile yönetildiği iddia edilen bir ülkede bazı masum insanlar gözaltına alınmıştı. Sırf bir diktatör istedi diye! İade edilmemeleri için çok uğraş verildi. Ne yazık ki yıllardır emin beldelerde yaşayan o insanlar günlerce karakollarda bekletildi ve sonunda iade edildi. Ne acıdır ki o bekleme sürecinde kötü muameleye (hatta işittiğim doğruysa işkenceye) maruz kalmıştı masum insanlar. Sebep?

Uzun bir zaman diliminde bir büyük medeniyete ev sahipliği yapmış güzel beldeler, mağdur edilmiş insanların sığınağı emin diyarlar değil midir? Mesela dünyanın bir yanı

Bu haberler de ilginizi çekebilir