Yeryüzü mirasçısının dördüncü vasfı
⏱ Okuma Süresi 3 dk•Yayınlanma Pazartesi, Ekim 16 2017
''M. Fethullah Gülen Hocaefendi Yeryüzü mirasçısının dördüncü vasfı hakkında şunları söylüyor: “Onun, kainat, insan ve hayat mülahazalarını bir kere daha gözden geçirip yanlış ve doğrularını kritik etmesidir''
M. Fethullah Gülen Hocaefendi, Mirasçının dördüncü vasfı için; “Onun, kâinat, insan ve hayat mülâhazalarını bir kere daha gözden geçirip yanlış ve doğrularını kritik etmesidir.” diyor. Bunun için de üç husus üzerinde duruyor:
Aslında Hocaefendinin özlü ifadelerle, genişçe anlattığı bu meseleyi 1920’de Bediüzzaman Hazretleri, Buharî hadis-i şerifinde geçen “Hak ulvîdir, onun üzerine çıkılmaz, o, mağlup edilmez” ifadesine karşı, “Madem Hak ulvîdir, neden kâfirler Müslümanlara, kuvvet de Hakka galipdir?” diye sorulan bir suale dört nokta ile cevap verirken ele alıyor. Şu günlerde bile geçerli olan bu soruyu, 1925’te Azerbaycan’da yazılan tarihî “Ali ile Nino” romanında da rastlıyoruz. Halbuki Üstad Hazretleri bunun cevabını 1925’ten beş sene önce “Lemaat” isimli manzum şaheserinde vermiş. Anladığımız kadarı ile aktarmaya çalışacak olursak: Hak davâ ayrıdır; onu tahakkuk ettirecek hak vesileler ayrıdır. Dava hak olsa bile vesilesi bâtıl olursa, karşısındaki hak vesileler karşısında mağlup olur. Aslında mağlup olan Hak dava değil; bâtıl vesilelerdir. Yani işin özünde yine galip gelen hak vesiledir…
Ayrıca her Müslümanın her vasıf ve sıfatı Müslüman olması, meşru olması gerekir ama maalesef realitede tam tersi olabiliyor. Müslüman olmayanlarda da Müslümanlığa yakışır meşru vasıf ve sıfatlar bulunabiliyor.
Üstad Hazretlerinin bu hususu İşârâtü’l-İ’caz tefsirinde işaret ettiği üzere: İlk insan Hz. Adem Aleyhisselam bir peygamber olduğu gibi ondan sonra 124 bin veya 224 bin peygamber geldiği rivayet ediliyor. Bu yüce rehberler Altı İman esasının yanında ahlâkî güzellikleri insanî evrensel değerleri de getirdiler ve bizzat yaşayıp temsil ettiler. Daha sonra insanlar itikadî esasları unutup putlara da tapsalar, toplumlarda örf, âdet, kültür ve gelenek halinde gelen bu güzel vasıf ve sıfatları yaşamaya devam ettiler. Yani Müslüman olmayanların da bu sebeple güzel vasıfları olmaktadır. Şimdi eğer Müslümanda bu güzel ve meşru
Bu haberler de ilginizi çekebilir
En Çok Okunanlar
1.Almanya kara kara düşünüyor: 120 bin kamyon/TIR şoförü açığı var!2.Erden Timur tutuklandı!3.M. Ertuğrul İncekul'dan yeni kitap: Tutsak Zamanlar4.Kenya’da gözaltına alınan eğitimci Mustafa Güngör, günler sonra serbest bırakıldı5.Türk askeri Gazze'ye gidecek mi? Trump: Netanyahu ile Türkiye’yi görüşeceğiz

ABDULLAH AYMAZ

ORHAN KESKİN

ARİF ASALIOĞLU

KADİR GÜRCAN








