Mustafa Sarıtaş'ın sunduğu programda hüzün ve sevinç bir arada yaşandı. Aylarca hummalı bir şekilde yürütülen çalışmanın sonunda sahne alan genç yetenekler Zülfü Livaneli'nin klasikleşen eseri 'Merhaba' ile programa başladı. Şarkıya çok sayıda izleyici de eşlik etti. Hemen ardından yine Livaneli'den bir eser vardı. Bu kez iki genç ses Kevser ve Kübra 'Sürgün' parçasını yorumladı.
Programın en hüzünlü anlarından biri KHK’lı öğretmen Fadime Güler'in vefatından önce yazdığı 'Elveda' şiiriydi. Adıyaman'da din kültürü öğretmeni olan Fadime Güler, KHK ile öğrencilerinden koparıldıktan sonra amansız bir hastalık olan kansere yakalanır. Uğradığı zulme hastalığın eklenmesiyle zor günler geçiren Fadime Öğretmen, ruhunun ufkuna yürümeden önce 'Elveda' şiirini yazar. Geride gözü yaşlı bir eş ve iki evlat bırakan Fadime öğretmenin Elveda şiirini Nurefşan seslendirdiğinde salonda hüzün ve gözyaşı vardı.
Türkiye'nin zengin müzik kültürü geniş bir yelpazede profesyonel sanatçıları aratmayan gençler tarafından icra edildi. Genç yetenekler Grup Yorum'dan 'Uğurlama', Manga'dan 'Dursun Zaman', Cem Adrian'dan 'Kül' eserlerini, büyük bir ustalıkla yorumladı. Almanya'dan Ebubekir, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 'Bir Yiğit Vardı' şiirini seslendirdi.
Türkiye'nin renklerini yansıtan eserleri sadece Türkiye kökenliler seslendirmedi. Tanzanya’dan Amin ve Said, Orta Asya'dan Mığtıbek Ümit Nağmeleri'nin kadrosundaydı. Amin, Necip Fazıl Kısakürek'in 'Bizim Şarkımız' şiirini, Türkçe Olimpiyatları ve IFLC sahnelerinden yetişen, Mığtıbek 'Kendine İyi Bak' diyerek Ahmet Kaya, Said ise 'İtirazım Var' şarkısıyla seyircileri Müslüm Gürses yolculuğuna çıkardı.
Türkiye'nin farklı yörelerinden derlenen türküleri, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bestelenen eserleri takip etti. Hocaefendi'nin 'Çıktık Dikenli Yollara, Geriye Dönmeyeceğiz' şiirini okuyan genç sanatçılar, gecenin finalini Hocaefendi'nin 'Bir Işık Sun' isimli eserinden bestelenen 'Namın Duyulsun’la yaptı.
Ümit Nağmeleri sanatın evrensel dili ile sadece şarkı ve türkü icra etmiyor. Hizmet Hareketi gönüllülerinin içinden geçtiği sosyal soykırımı da sanat ve müziğin diliyle geniş kitlelere ulaştırmaya çalıştı. Evrensel hukuka göre suç olmayan eylemlerden dolayı özgürlüklerinden mahrum tutsakların içerden yazdıkları özlem ve umut dolu satırlar seslendirildi. Program sonra sahne alan öğrencilere hediyeler verildi.