MALATYA (A.A) - Zirve Yayınevinde 1i Alman 3 kişinin boğazının
kesilerek öldürülmesi olayına ilişkin davanın 44. duruşmasının öğleden sonraki
bölümünde tutuklu sanıklar muvazzaf askerler Adil Akçay ile Abdullah Atılgan
savunmalarını yaptı.
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 44. duruşmada yazılı olarak
hazırladığı 100 sayfalık savunmasını okuyan Adil Akçay, hakkındaki suçlamaları
reddederek İlker Çınar, Ruhi Abat, Haydar Yeşil ve Mehmet Ülgerle zaman zaman
bir araya geldiklerinin doğru olduğunu, bu görüşmelere kendi isteğiyle değil,
çağrıldığı için katıldığını iddia etti.
Görüşmelerde misyonerlikle ilgili konuları konuşmadıklarını, Türkiyede
yaşayan Romanların sayısı, dünyadaki Kürtlerin sayısı ve Kürtlerin aslında
Hristiyan olduğu, Müslümanlığı sonradan kabul ettikleri gibi konuların
görüşüldüğünü ileri süren Akçay, savunmasına şöyle devam etti:
Bu başlıklar altındaki konularda İlker Çınarın getirdiği bilgiler
üzerinden konuşulduğunu hatırlatıyorum. İddianamede astsubay olmama rağmen uzman
çavuş olduğumun yazılmış olması da iddianamenin güvenilirliğini ortaya
koymaktadır. Teröristler el yapımı bombaların tahrip gücünü artırmak için içine
çivi ve cam parçaları koyarlar. Komplocular da bu soruşturmanın etkisini artırmak
için Gülen cemaati ve hükümeti dahil etmişler.
Misyonerlik faaliyetlerini takip etmenin suç olmadığını ileri süren Akçay,
bunun herhangi bir yasaya da aykırı olmadığını savundu. Akçay, savunmasını
tamamlarken olayda hayatını kaybedenlere başsağlığı ve sabır dilediğini belirtti.
-Atılganın savunması-
Tutuklu sanık muvazzaf asker Abdullah Atılgan da misyonerlikle ilgili
faaliyetleri izlemekten ötürü suçlanıyorsa, kendisine bu görevi verenlerin de
suçlu olduğunu savundu. Yakınlarını kaybedenlere taziyelerini sunduğunu dile
getiren Atılgan, savunmasında şunları belirtti:
762 sayfalık iddianame, 8 kez ifade değiştiren İlker Çınarın beyanlarıyla
tanzim edilmiştir. İlker Çınarla 31 Ocak 2005 yılında üstlerimin talimatıyla
Mersinde yanımda 2 askeri personelle birlikte tanıştım. Kendisine haber
elemanlığı teklif ettim. O da kabul etti. İlker Çınar, diğer tüm haber
elemanlarım gibi vasıfsız ve sıradan biridir. Duruşma salonunda bulunan
sanıklardan Murat Göktürk ve Ruhi Abat dışındakilerin hiçbirini tanımam. Murat
Göktürkle eski bir arkadaşlığımız olduğu için tanırım. Ruhi Abatı da Murat
Göktürk tanıştırmıştır. İlker Çınar, JİTEMin infaz yaptığını ve JİTEM
elemanlarının Jandarma İstihbarat personeli arasından seçildiğini iddia ederek,
1839 yılında kurulmuş bir kuruma iftira atmış ve suç işlemiştir.
Bu arada, Abdullah Atılganın savunmasında, 26 yıllık meslek hayatımda
TUSHAD, Beyaz Kuvvetler, JİTEM isimlerini ilk kez burada duydum demesi üzerine
Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, Sen Güneydoğuda hiç görev yaptın mı- diye
sordu. Kısa, aldığı Evet yanıtına Ben şimdi sana bir şey söylerdim ama
içeride gazeteciler var. Hemen yazarlar karşılığını verdi.
Mahkeme heyeti, savunmaları 10 Eylül Pazartesi günü almaya devam etme kararı
verip, duruşmayı erteledi.
Muhabir: Ensar Özdemir / Seyit Ahmet Eksik / Tuba Karahan
Yayıncı: Tarkan Demir