TRABZON (A.A) - Trabzon Halk Sağlığı Müdürü Köksal Hamzaoğlu,
çocukların sağlıklı olabilmeleri ve zatürre gibi tedavisi mümkün hastalıklardan
dolayı kaybedilmemeleri için atılacak en önemli adımın, anne ve babalar ile genel
olarak tüm toplumun bilgilendirilmesini sağlamak olduğunu bildirdi.
Hamzaoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, beş yaş altı çocuklarda zatürreye
bağlı ölümleri azaltmak, erken teşhis ve uygun tedaviyi sağlamak, gereksiz
antibiyotik kullanımını önleyerek, bebek ve çocuklara yönelik koruyucu yöntemleri
geliştirmek amacı ile her yıl 22-28 Kasım tarihinin, Zatürre Ölümlerinin
Önlenmesi Haftası olarak belirlendiğini belirtti.
Hastalığa karşı mücadelede bilinç ve duyarlılık düzeyini artırmak amacıyla
1988 yılından itibaren Akut Solunum Yolu Enfeksiyonlarının Kontrolü Programının
yürütüldüğünü ifade eden Hamzaoğlu, şöyle devam etti:
Kış mevsiminde artış gösteren zatürre, bir veya birkaç akciğer lobunun
iltihaplanması şeklinde ortaya çıkan, daha çok küçük çocuklarda, ileri
yaştakilerde ve kronik bir hastalığı bulunan kişilerde daha ağır seyreden ve
bazen ölümle sonuçlanabilen ateşli bir hastalıktır. Bu hastalıkta akciğerlerde
bulunan hava kesecikleri iltihabi bir sıvıyla dolar. Akciğerlerin görevi olan
oksijen alış veriş fonksiyonu bozulur ve bu nedenle kanda oksijen düzeyi azalır.
Hastalık sağlıklı kişilere bir iki metrelik mesafelerden öksürük, aksırık ya
da hasta kişilerin konuşması sırasında havaya yayılan damlacıkların doğrudan
solunması yoluyla bulaşır. Hastalık, yüksek ateş, titreme, sarı veya yeşil renkte
balgam çıkarma, pas renginde olan koyu kırmızımsı kıvamlı balgam, göğüs ağrısı,
kuru ve hırıltılı öksürük, soluk alındığı zaman sırta çivi batırılıyormuş gibi
ağrı hissi, şiddetli baş ağrısı, şiddetli bir titremenin ardından ateş
yükselmesi, yorgunluk, önde meme bölgesi ve arkada ise kürek kemiğinin ucunda
duyulan ağrı, solunum hareketleri ve öksürüğe bağlı olarak şiddetlenen göğüs
ağrısı, kas ağrısı, iştah azalması, dalgınlık, algılama bozuklukları, dudaklarda
oluşan uçuklar, halsizlik, aşırı susama, hızlı solunum, bayılacak gibi olma, baş
dönmesi, yüzde şişme, boğaz ağrısı ve yan ağrısı şeklinde belirtiler gösterir.
Hamzaoğlu, akut solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde ailelere önemli
görevler düştüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti:
Özellikle bebeklerin ve çocukların bulunduğu ortamların havası uygun
sıcaklıkta, nemli ve temiz olmalıdır. Bebek ve çocukların yanında sigara
içilmemeli, odaları sık sık havalandırılmalıdır. Ateşi, öksürüğü, solunum
güçlüğü, boğaz ağrısı, burun akıntısı, kulağında sorunları olan bebek ve çocuklar
mutlaka bir sağlık kuruluşuna götürülmelidir. Bebek ve çocuklara doktor kontrolü
dışında ilaç kullanılmamalı ve ilaçlar doktorun önerdiği şekilde kullanılmalıdır.
Bebek ve çocuklarımız herhangi bir yakınması olmadan da düzenli sağlık
kontrollerine götürülmelidir.
Bebeklerin doğumdan hemen sonra emzirmeye başlanması ve ilk 6 ay sadece anne
sütü ile beslenmeleri gerektiğine dikkati çeken Hamzaoğlu, sözlerine şöyle devam
etti:
6. aydan sonra ek gıdalara başlanarak anne sütü ile beslemeye 2 yaşa kadar
devam edilmelidir. Hastalık sırasında çocukların beslenmesine özen gösterilmeli,
eğer çocuk anne sütüyle besleniyorsa daha sık emzirilmelidir. Hastalıktan sonra
çocuk, bir hafta boyunca fazladan bir öğün ile beslenmeli ve bu fazla öğün çocuk
normal kilosuna ulaşıncaya kadar sürdürülmelidir. Solunum yolu enfeksiyonu olan
çocuk, özellikle ateşli olduğunda normalden çok sıvı kaybedebilir. Bu nedenle
çocuğa her zamankinden çok sıvı verilmelidir. Bebek ve çocukların zamanında ve
düzenli aşılanmaları sağlanarak, aşı ile önlenebilir bazı hastalıklardan
(kızamık, boğmaca gibi) korunmaları sağlanmalıdır. Aile Sağlığı Merkezleri ve
Toplum Sağlığı Merkezlerinde bu aşılar ücretsiz olarak yapılmaktadır. Pnömokok
aşıları da aşı programına eklenmiştir. Çocuklarımızın sağlıklı olabilmeleri ve
zatürre gibi tedavisi mümkün hastalıklardan dolayı kaybedilmemeleri için atılacak
en önemli adım anne ve babalar ile genel olarak tüm toplumun bilgilendirilmesini
sağlamaktır.
Yayıncı: Tuğba Yardımcı Mısır