DİYARBAKIR (A.A) - Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker,
2011 ve 2012 rakamlarına göre tarım sektöründe ABden 3 kat daha fazla
büyüdüklerini söyledi.
Diyarbakır Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezinde Ekonomi Bakanı Zafer
Çağlayanın da katıldığı yeni Teşvik Yasası tanıtım toplantısında konuşan Eker,
yeni teşvik sistemi ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) rakamlarının burada
açıklanmasının Diyarbakıra verilen önemin göstergesi olduğunu vurguladı.
Türkiye ekonomisinin büyük bölümünü hala ana sektörü itibarıyla tarımın
oluşturduğunu belirten Eker, Gerek istihdam, gerek milli gelire katkısı
bakımından önemlidir. Türkiyenin tarihsel marka alanını gıda ürünleri
oluşturuyor. Hem dış ticaret potansiyeli bakımından, hem de buradaki ekonomik
faaliyeti gerçekte daha etkin, daha çok istihdam yaratacak bir faaliyete
dönüştürmek bakımından, tarım ve hayvancılığın bu bölgede geliştirilmesi son
derece önemlidir dedi.
-2011 ve 2012 rakamlarına göre tarım sektöründe ABden 3 kat daha fazla
büyüdük-
Bakan Eker, Türkiye tarım sektörünün son 8 yılın 7 yılında pozitif olarak
büyüdüğünü, geçmiş yüz yıla bakıldığı zaman tarım sektörünün üst üste 3 yıl
büyüdüğünün görülmesinin istisna olduğunu kaydetti.
Tabiat şartlarına bağlı bir şeyler olduğunda, büyümenin hemen azaldığını
ifade eden Eker, şöyle dedi:
Ama alınan tedbirlerle tarımın tabiat şartlarına bağımlılığı minimum
seviyeye çekiliyor. Bu nedenle de tarım sektörü Türkiyede pozitif şekilde
büyüdü. 2011 yılında yüzde 5,6 oranında büyüdü tarım sektörü. ABnin 2011 tarım
sektörü büyümesi sadece yüzde 3. 2011 ve 2012 rakamlarına göre biz tarım
sektöründe ABden 3 kat daha fazla büyüdük. Türkiye son 10 yılda tarım sektörü
hasılatını 23 milyar dolardan, 62 milyar dolara çıkardı. Geçen hafta Maltadaydım
Akdeniz ülkeleri tarım bakanları toplantısı vardı. Orada da konuşuldu AB ülkeleri
içerisinde Türkiye 62 milyar dolarlık hasılasıyla bir numaraya yükselmiş durumda.
son 5 yıldır biz buraya geldik yerleştik. 5-6 yılda Fransa, İspanya ve İtalyayı
tarım sektörü hasılasında geçtik. Dünyada da sadece bizden büyük kıta ülkeleri
var. Çin, Hindistan ve ABD gibi ülkeler var. Bu ihracata da yansıdı. İhracatta
bundan 10 yıl önce Türkiye 4 milyar dolarlık tarım ürünü ihraç ediyordu, bugün 15
milyar dolarlık ihracat yapıyor. Dolayısıyla buna baktığımız zaman önemli bir
performans var. Yüzde 283lük bir ihracat artışı var. Tarım ürünlerinin
ihracatının bu kadar ilerlemesi elbette durduk yerde olmadı, destekleme
politikalarında ciddi stratejik değişiklikle oluştu.
-2003-2012 yılları arasında Türkiyeye tarım için 6 milyar dolarlık
yabancı sermaye geldi
Eker, daha önce 161 ülkeye tarım ürünleri ihracatı yaptıklarını, şimdi ise
186 ülkeye ihracat yaptıklarını bildirdi.
Bin 400 adet tarım ürünü ihraç edilirken şimdi bin 532 ürün ihraç edildiğine
dikkati çeken Eker, şunları söyledi:
Yaş meyve sebzede ihracat 1,6 milyon iken 3,3 milyon tona çıktı. Bu tabii
küresel sermayenin de ilgisini çekiyor ve son yıllarda 2003-2012 yılları arasında
6 milyar dolarlık Türkiyeye tarım için bir yabancı sermaye geldi. Türkiyedeki
yerli ortaklarla birlikte bu kadar tarım sektörüne yatırım yaptılar. Gıda ve
tarım maddeleri ihracatı ile ilgili şöyle bir gelişme var. Eskiden Türkiye sadece
bir pazarda ürünlerinin büyük bir bölümünü ihraç ediyorken, şimdi alan genişledi.
Avrupaya 2002 yılında yüzde 55 oranında ihracat yapılıyordu bunun payı yüzde
43e düştü. Ancak Asya ülkelerine yapılan ihracat yüzde 18 iken, yüzde 36ya
çıktı. yani daha geniş bir alana doğru yayılıyor. Dün AK Parti olarak kongremiz
vardı. Orada yabancı devlet adamları vardı. Sayın Mesut Barzani de geldi
kongremizde bir konuşma yaptı. Türkiyenin Iraka yaptığı ihracatın 12 milyar
dolar civarında olduğunu bunun 11 milyar dolarlık kısmanın Kuzey Iraka, oradaki
Kürdistan Özerk Bölgesine yapıldığını söyledi. Tabii bu bölgeden yapılan ihracat
açısından komşu olmamız hasebiyle son derece önemlidir. Çünkü burada büyük bir
gelişme imkanı var. Biz bu gelişmeyi altyapı ile iyi kanalize eder, iyi
işletirsek burada üretebileceğimiz tarımsal ham maddeleri, özellikle gıda sanayi
ürünlerini bu pazarlara doğru çok daha rahat bir şekilde döndürebiliriz.
Burada gelişmenin en önemli alanlarından bir tanesinin de GAP Eylem Planı
olduğuna değinen Eker, bakanlık olarak GAP Eylem Planı ile ilgili ayrılan
ödeneklerinin 1 milyar 400 milyon lira olduğunu, bunun 1 milyar 200 milyon
lirasını kullandıklarını ve yıl sonuna kadar kalan miktarı da kullanacaklarını
kaydetti.
Eker, GAP Bölgesinde tarıma dayalı 621 sanayi tesisine yüzde 50 hibe desteği
vererek tamamladıklarını ve şu anda bölgede 100 bin tonun üzerinde ilave süt
üretildiğini, son birkaç yıl içerisinde tamamladıkları projelerle ciddi şekilde
bir süt üretimi yapılmaya başlandığı ve artık sanayicilerin arzu ettikleri
atılımı burada gerçekleştirebileceklerini söyledi.
-Şantiyeyi basıp aracı yakanlara dur bakalım diyebilmemiz lazım-
Bakan Eker, hükümet olarak Kürt sorununu demokratikleşme ve sivilleşme
yoluyla çözme konusunda hiçbir dönemde, hiçbir zaman cesaret edilmeyen adımları
attıklarını vurguladı. Eker, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Fakat, sorunu kan dökmek, daha çok kan dökmek suretiyle kendi politik
çıkarları doğrultusunda büyütmeye çalışan veya bir takım karanlık güçler bu
içeride olabilir, dışarıda olabilir, onlara taşeronluk yapan bir terör örgütü
var. Bizim bunlara da sesimizi çıkarabilmemiz lazım. Onlara da arkadaş sen
Diyarbakırda kurulmuş atölyenin sahibinden ne istiyorsun- neden onun iş
makinasını yakıyorsun- diyebilmemiz lazım. Onları demediğimiz zaman, sadece tek
başına efendim işte şiddet dursun, kan dursun eyvallah. Gelip de şantiyeyi
basıp aracı yakanlara önce bir dur bakalım diyebilme cesaretini göstermemiz
lazım. O nedenle burada evet demokratikleşme ve sivilleşme ile ilgili adımları
atıyoruz. Ama bunu sabote eden bir örgüt var. Bunu sadece Diyarbakırlı Kürt ve AK
Partili biri olarak söylemiyorum. Bunu aklı olan vicdanı ve bilgisi olan herkes
de bunu bilir. Ama bazıları korkar sesini çıkaramaz baskı, tehdit, şantaj
altındadır, bunu bu şekilde söyleyemez. Susmak suretiyle de bir yere varamayız.
Biz hükümet olarak, kamu olarak, devlet olarak bu bölgede yapılan yatırımlara
asla ara vermeyiz, hızını kesmeyiz. Pabuç bırakmayacağız, bugüne kadar bırakmadık
bundan böyle de yapmayacağız. Eğer bizden öncekiler de bizim tavırlarımızı
takınsalardı belki bugün bu noktada olmayacaktı, daha iyi durumlarda olurdu. Ama
bombalasalar da, mayın da kursalar, saldırsalar da hizmetlerimizi sürdüreceğiz.
Sivil toplum kuruluşlarından meslek örgütlerinden ricam şu; korkunun ecele
faydası yok, bunu bilin. Haksıza haksız diyeceğiz ve önünde duracağız. Önünde
duramadığımız sürece, bunu diyemediğimiz sürece veya sessiz kaldığımız sürece bir
yere varamayız. Çünkü haksızlık var, zulüm var. Neden herkes senin gibi düşünmek
zorunda arkadaş- Herkes senin gibi düşünmek zorunda değil. Herkes senin istediğin
yerlere oy vermek zorunda değil. Bunu baskıyla, hayata geçirmeye hakkın yok. Buna
hayır diyebileceğiz.
Muhabir: Nail Kadırhan-Aziz Aslan
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu