GAZİANTEP (A.A) - Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Psikoloğu Pelin
Özufacık, çocukların karnesinde zayıf olmasının doğal olduğunu belirterek,
karnedeki notların hem çocuğun hem de ailenin başarısı olduğunu belirtti.
Özufacık, yaptığı yazılı açıklamada, okullarda yarıyıl tatilinin 25 Ocakta
başlayacağını anımsatarak, tatilin tüm öğrenciler için dinlenme fırsatı
sunacağını ifade etti.
Yarıyıl tatilinde asıl hedefin çocuğun kendisini değerlendirmesini
sağlamak, başarısızlık varsa çözüm yollarını aramak, yorgunluk ve stres atmak,
dinlenmek ve yeni bir dönemi karşılamaya hazırlanmak olması gerektiğini aktaran
Özufacık, Karne notu ne olursa olsun dönemin bitmesi her çocuk için tatilin
başlaması anlamına gelir değerlendirmesinde bulundu.
Beklentileri karşılamayan bir karne ile gelen çocuk için yarıyıl tatili,
anne baba tarafından sadece bir telafi fırsatı olarak planlanabilmektedir
düşüncesini aktaran Özufacık, şu uyarılarda bulundu:
Oysa karnesinde kötü notlar bulunan bir çocuğun tatil ihtiyacı, iyi bir
karneye sahip çocuğun tatil ihtiyacı ile aynıdır. Başarısızlık varsa, öncelikle
başarısızlığın sebeplerinin aile tarafından değerlendirilmesi gerekir. Çocuklar
tek başlarına kendilerini değerlendiremezler. Aileler, alay etmeden,
eleştirilerde bulunmadan, ne yapılması gerektiğinin kararını vermelidir.
Çocuğun karnesinde zayıf olmasının doğal olduğunu kaydeden Özufacık, her
öğrencinin her zaman aynı başarıyı gösteremeyeceğini vurguladı.
Ben sana demiştim, Çalışmazsan sonuç bu olur gibi sözler yerine,
Şu anda ne yapılmalı- sorusuna yanıt aranması gerektiğinin altını çizen
Özufacık, açıklamasında, Tabii ki aileler için çocuklarının iyi bir karne ile
gelmeleri önemlidir. Ama unutulmamalıdır ki, karnedeki notlar çocuğun ve ailenin
başarısıdır görüşlerine yer verdi.
Ailelerin karne için verdiği olumlu ya da olumsuz aşırı tepkilerin çocukları
duygusal yönde etkileyebildiğine işaret eden Özufacık, bu durumun çocukların
başarı oranına göre sevildiklerini ve başarılı olmaları koşulu ile
sevilebileceklerini düşünmelerine neden olduğunu belirtti.
Ödüllendirmede aşırıya kaçılmasının, ödülün değerini azaltacağını savunan
Özufacık, şunları kaydetti:
Bir süre sonra öğrenci ödüle ulaşmak için başlangıçtaki heyecanı
duymayacaktır. Cezalandırma da önermiyoruz. Sevdiği aktivitelere küçük sınırlılık
getirme işe yarayabilir. Ancak sert cezalandırmalar çocuk ile ailenin arasının
açılmasına neden olabilir. Dengeli bir ödül-ceza sistemi ideal olacaktır.
-Tatilde neler yapılmalı-
Tatilde yapılması gerekenler konusunda da önerilerde bulunan Özufacık,
havaların soğuk olmasının, çocukların sürekli evde kapalı ortamda kalmasını
gerektirmediğini ifade etti.
Çocuğun ailesi ve arkadaşlarıyla sinema, kafe, alışveriş merkezi gibi
yerlere gitmesinin birçok faydası bulunduğunu bildiren Pelin Özufacık, soğuk
havayı bahane edip sürekli evde oturmanın çocuğun televizyon veya bilgisayar
karşısında çok fazla zaman geçirmesine neden olduğunu anımsattı.
Özufacık, açıklamasını şöyle sürdürdü:
Böylece çocuk hareketsiz kalır, avare olur ve verimsiz bir gün geçirir.
Günün belli saatlerinde bilgisayar ile oynamanın veya televizyonda ilgi çeken bir
programı izlemenin bir sakıncası yoktur. Ancak bütün bir gün evde kalmış bir
çocuğun biraz da sıkıntıdan bilgisayar veya televizyon karşısında oyalanmak
zorunda kaldığını unutmamak gerekir.
Özufacık, tatilde çocuğun psikolojik ve fizyolojik sağlığı açısından mümkün
olduğunca dışarıdaki çeşitli aktivitelere katılmasına izin vermek gerektiğini de
sözlerine ekledi.
Muhabir: Orhan Çiçek
Yayıncı: Sevil Çelik