AĞRI (A.A) - Cemil Karip - Diyadin ilçesinde Başbakanlık
İletişim Merkezine (BİMER) başvuran bir öğrenci, köyündeki tarihi Toklucak
Kalesinin birinci derecede arkeolojik sit alanı olarak tescillenmesini sağladı.
İlçe merkezine 26 kilometre uzaklıktaki Toklucak köyünde yaşayan Karabük
Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğrencisi Halil İbrahim Onyıl, 6 ay
önce BİMERe başvuruda bulunarak, Toklucak Kalesinin sit alanı olarak
tescillenip koruma altına alınmasını istedi.
Yapılan yazışmaların ardından Van Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
Müdürlüğü sorumluluk alanına giren kalede, inceleme yapıldı. İncelemeler sonunda
kale, birinci derecede arkeolojik sit alanı olarak tescillendi.
Onyıl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köyünde bulunan Toklucak Kalesinin
şimdiye kadar hiçbir tanıtımının yapılmadığını, bu yüzden de BİMERe başvurduğunu
söyledi.
Kalenin farklı mimarisiyle çok dikkat çektiğini, tanıtımı için uzun süre
çalışma ve araştırma yaptığını belirten Onyıl, şöyle devam etti:
"Kendi köyümüz olması dolayısıyla kalemiz çok dikkatimi çekiyordu. Kalenin
tanıtımı konusunda çeşitli inceleme ve araştırmalar yaptık. Köy hiç tanıtılmamış,
kalesi hiç tanıtılmamış. Biz de bunu tanıtalım dedik. Bunun için güzel bir süreç
başlattık. 6 ayımızı aldı. Kale ve etrafı sit alanı olduğu için çok mutluyum.
Kale, doğal bir yapıya sahip, üst tarafında bulunan çeşitli kapılardan yere doğru
merdivenler bulunuyor. Çeşitli giriş ve çıkışları var. 1992 yılında araştırmalar
yapılmış ve kalenin ağzı açılmış. Yere kadar 42 merdivenin olduğu ve yerden sonra
da 375 merdivenin olduğu biliniyor. Bundan sonra yetkililerden yardım
bekliyoruz."
-"Demir Çağı kaleleriyle büyük benzerlik gösteriyor"-
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi
Bölümü Başkanı Doç. Dr. Yusuf Çetin de Toklucak köyünde bulunan kalenin,
stratejik açıdan müstahkem bir tepe üzerine konumlandırıldığını kaydetti.
Van Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından birinci
derecede arkeolojik sit alan olarak tescil kaydı yapılan kaleyle ilgili henüz
arkeolojik bir çalışma yapılmadığını anlatan Çetin, "Konumu ve mimari özellikleri
bakımından Demir Çağı kaleleriyle büyük benzerlik göstermektedir. Ortaçağ ve
sonrasında da kullanılan kalenin bazı yerlerinde rastlanan haç işaretleri ve
seramik parçaları bu durumu ispatlamaktadır. Kale duvarları oluşturulurken kaya
kütlelerinden büyük ölçüde yararlanılmış. Kale alanını belirleyen kiklopien
taşların bir kısmı devrilmiş olmasına rağmen birçok yerde temel sırası sağlam
olarak günümüze ulaşmıştır. Kale alanı içinde çeşitli yapılara ait birçok temel
izleri mevcuttur" diye konuştu.
Kale içinden su mahzenlerine veya dışarıya açılan gizli geçitlere inildiği
tahmin edilen merdivenli yollar bulunduğunu ifade eden Çetin, şunları kaydetti:
"Kaya içine oyulan bu merdivenli yollar, belli bir seviyeden sonra toprak
dolgu ile kapanmıştır. Ayrıca Urartu kalelerinde çok sık karşımıza çıkan kayalar
içine oyulmuş kurban çukurları da bulunmaktadır. Toklucak Kalesi, bölge tarihine
ışık tutacak nitelikte çok zengin bulgulara sahip olmasına rağmen insan ve doğa
tahribatına açık durumdadır. Kaçak kazılar ve doğal tahribatlar kaleye çok zarar
vermektedir. Kısa zamanda tedbir alınmaması durumunda telafisi mümkün olmayan
zararlar olacağı açıktır. Kalede bir an önce arkeolojik kazılara başlanması
gerekir."
Yayıncı: Yücel Velioğlu