DENİZLİ (A.A) - İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Ergun Özbudun, Türkiye er veya geç demokratik standartlara daha uygun bir
anayasaya kavuşacaktır. Bu, bu dönemde mi olur, bundan sonraki dönemlerde mi
olur, onu şu anda kestirmek güç dedi.
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset
Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü tarafından düzenlenen Ulusal Siyaset Bilimi
Kongresi 2012 - (USİB12), PAÜ Kongre Kültür Merkezinde başladı.
Kongre, Prof. Dr. Ergun Özbudunun Siyaset Bilimi Açısından Anayasa Yapım
Süreci konulu sunumuyla başladı.
Özbudun, Türkiyenin çok uzun zamandır yeni bir anayasa arayışı içinde
olduğuna dikkat çektiği konuşmasında, 1982 Anayasasının kabul edilmesinden
itibaren başlayan yeni anayasa tartışmalarında çok sayıda taslak anayasa
hazırlandığını ancak bunun gerçekleştirilemediğini söyledi.
1921 Anayasası hariç, hiçbir anayasanın toplumu sadakatle temsil eden
serbestçe seçilmiş kurucu meclisler veya yasama meclisleri tarafından
yapılamadığını ifade eden Özbudun, 2011 seçimlerinden sonra meclisteki 4 siyasi
partinin yeni bir anayasa yapılabileceğini kabul ettiğini hatırlattı.
Bu amaçla TBMMde Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulduğunu belirten Özbudun,
komisyonun çalışma esasını belirlerken yüksek bir çıta koyarak oy birliği
kuralını benimsediğini, bunun da çalışmaları zorlaştırdığını belirtti.
Dünyadaki hiçbir anayasanın yüzde 100 mutabakatla hazırlanmadığına dikkati
çeken Özbudun, yeni anayasa yazım çalışmalarında ilk 6 ay farklı kesimlerin
görüşlerinin alındığını, ikinci 6 ayda ise yazım sürecinin başladığını söyledi.
Özbudun, şu anda taslak anayasada temel haklara ilişkin bölümün yazımının
bittiğini, yeni yasamayla ilgili bölümün ise görüşülmesine başlandığını
belirterek, Yeni anayasa yazımında temel haklara ilişkin 45-46 maddeden ancak
17si üzerinde bir yazım birliği sağlandı. Vatandaşlık, anadilde eğitim,
din-devlet ilişkilerinin düzenlenmesi gibi birtakım temel sorunlarda ciddi görüş
ayrılıkları yaşanıyor. Uzlaşma komisyonu çalışmaları bu nedenle tıkanma noktasına
gelecek gibi görünüyor diye konuştu.
Özbudun, şöyle devam etti:
Peki, bu noktadan sonra bir B planı olabilir mi, başka stratejiler
izlenebilir mi- Yani 4 partinin ittifakı değil, 2li, 3lü ittifaklar denenebilir
mi- Tabii 2li, 3lü ittifaklar derken, taraflardan birinin meclis aritmetiği
itibariyle AK Parti olması zarureti var. Sayın Başbakan son günlerdeki bir
beyanında, Komisyon çalışmaları sonuçsuz kalırsa biz yolumuza devam ederiz,
isterlerse CHPyle veya MHP ile birlikte yolumuzu sürdürürüz beyanında bulundu.
Burada dikkat çekici bir nokta BDPnin buna dahil edilmemiş olması. İkili, üçlü
ittifaklar, başka ülkelerin anayasa yapım süreçlerinde de kullanılmış bir yöntem.
Hatta değişken, alternatif ittifaklar da mesela İspanya anayasasının yapımında
kullanılmış. İkili uzlaşmalarda AK Parti-MHP işbirliği, Kürt sorununda hiçbir
ciddi anayasal adımın atılmaması anlamına gelir. AK Parti-CHP işbirliği ise, iki
partinin din ve devlet ilişkilerinin düzenlenmesi konusundaki hayli farklı
görüşleri nedeniyle çok kolay bir şey değil. Türkiye er veya geç demokratik
standartlara daha uygun bir anayasaya kavuşacaktır. Bu bu dönemde mi olur, bundan
sonraki dönemlerde mi olur, onu şu anda kestirmek güç. Fakat Türkiyenin 60 küsur
yıllık demokratik deneyimi var. Evet, bu deneyimi, askeri kesintilere uğramıştır,
ara rejimlere maruz kalmıştır. Ama 60 küsur yıl sonra demokrasisini hala yüksek
standartlarda pekişmiş bir demokrasi düzeyine yükseltememiş olmak, Türkiye
bakımından bir ayıptır.
Denizli Valisi Abdülkadir Demir, Belediye Başkanı Osman Zolan, PAÜ Rektörü
Prof. Dr. Hüseyin Bağcının da açılışına katıldığı kongrenin 2 gün süreceği
belirtildi.
Muhabir: Mustafa Dermencioğlu / Mustafa Yıldırım
Yayıncı: Ogün Duru