BURSA (A.A) - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD)
Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, yeni Türk Ticaret Kanununun şirketlerin
şeffaflaşması, hesap verebilir bir hale gelmesi ve özellikle Türkiyenin önemli
sorunlarından biri olan kayıt dışı ekonomi ile mücadele adına reform niteliği
taşıdığına inandığını bildirdi.
Boyner, TÜRKONFED 35. Girişim ve İş Dünyası Konseyi toplantısında
yaptığı konuşmada, geçen 10 sene içinde ülkede makro ekonomik istikrarın büyük
ölçüde tehdit edildiğini ifade etti.
10 sene öncesi bilançosuna baktığımız zaman dünyanın en hızlı büyüyen
ekonomilerinden biri haline geldik diyen Boyner, şöyle devam etti:
Belki bunun da ön açıcı rolü karşısında aslında ekonomimizdeki yapısal
sorunlar daha belirgin biçimde ortaya çıkmaya başladı. Kaldı ki 2008 krizinden bu
yana dünyanın gelişmiş ekonomilerinin bile tekrar mikro ölçekte sanayi
politikalarına odaklandığını görüyoruz. Bu aşamada Türkiye ekonomisinin de uzun
ve başarılı bir büyüme ivmesine girmesini sağlayan makro reform sürecinin mikro
reformlarla desteklenmesi ihtiyacı burada öne çıktı.
Boyner, Ülkemizin güçlü ekonomiler içerisinde yerini almasını, ancak
mevcut ve gelecek yıllardaki iş gücü potansiyelini de göz önüne alarak, yüksek
istihdam artışını üretkenlik temelli bir sürdürülebilir bir büyüme ile
birleştiren politikalarla gerçekleştirebiliriz dedi.
-TTKya destek-
Yeni Türk Ticaret Kanununun her aşamasını takip ettiklerini vurgulayan
Boyner, şöyle devam etti:
Yeni TTKya verdiğimiz desteği bu vesileyle hatırlatmak istiyorum. Yeni
kanun şirketlerimizin şeffaflaşması, hesap verebilir bir hale gelmesi ve
özellikle Türkiyenin önemli sorunlarından biri olan kayıt dışı ekonomi ile
mücadele adına reform niteliği taşıdığına inanıyorum. Biz TTKnın sadece içeriği
ile ilgili sınırlı bir görevi olmadığına inanıyoruz. Bugün Cumhuriyet döneminde
medeni kanunun değişikliğinden sonra en önemli yapısal geçişi sağlayacak
düzenlemelerden birine gidiyoruz. Genel ilkelerde problem olduğu algısı, piyasaya
ekonomisi ve kurumsallaşmaya zarar vereceği için değişiklik önerilerinin son
derece sınırlı ve odaklı tutulması gerekiyor diye düşünüyorum.
-Kamu denetimi-
Kamu denetiminde başarılı olmanın yolunun demokrasinin değişim sürecine
paralel bir yaklaşımı benimsemekten geçtiğini dile getiren Boyner, sözlerini
şöyle sürdürdü:
Ancak sivil toplum örgütlerinin kurumsal kararların alınmasında,
seçilmişlerle birlikte rol almasıyla temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye
geçebiliriz. Kamu yönetiminin toplumu sürekli ileriye taşıyacak bir idari
kapasiteye sahip olması, pek çok unsuru aynı anda gözeten kapsamlı bir kamu
yönetimi programının geliştirmesini gerekli kılar. Kamu yönetiminde insan
kaynağının mümkün olan azami seviyede tutulması ve kalitenin arttırılması, kamu
hizmetlerinde kalitenin başlıca unsurlarındandır.
Ülkemizde politika üretmek ve yapmak kavramlarının iç içe geçmiş olması,
önemli bir sorundur ifadesini kullanan Boyner, şunları söyledi:
Bu nedenle politika üretmek sadece seçilmişlerin görev ve yetki alanında
görülmektedir, oysaki bu bakış açısı katılımcı ve çoğulcu demokrasiye geçişte bir
engeldir. Zira politikaların oluşturulmasında yönetimin ve yönetilenlerin
birlikte çalışması, toplumsal mutabakatı sağlamanın da en etkili ve verimli
yoludur. Kamu politikalarının vatandaş odaklı ve etkili olabilmesi ancak bu
şekilde sağlanabilir.
(Bitti)
Muhabir: Harun Kaymaz
Yayıncı: Doğan Sarıtaş