İZMİR (A.A) - Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün,
Türkiyenin mevcut üretim yapısıyla 2023 hedeflerine ulaşmasının mümkün
olmadığını belirterek, Gerçek şu ki, 2023te, 500 milyar dolar ihracat
istiyorsak, bu yapıyla devam edemeyiz. Yüksek katma değerli üretim sistemlerine
ve ürünlere yönelmemiz gerekiyor dedi.
Bakan Ergün, TÜSİAD tarafından Hilton Otelinde düzenlenen Türk Sanayisi
ve Sektörel Yaklaşımlar Seminerinde, Kimya Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem
Planını da açıkladı.
Seminerde yaptığı konuşmada, ekonomideki olumlu gelişmelerin yanında, büyüme
rakamında yüzde 4lük hedefin, yüzde 8,5lara göre küçük bir hedef
sayılabileceğini belirten Ergün, büyümeyi hedeflerken cari açığı da kontrol
altına almak gerektiğine dikkati çekti.
Ergün, cari açık kontrol altına alınmadığında, ne pahasına olursa olsun
büyüyelim demenin, altından kalkılmaz bir hali beraberinde getireceğini ifade
ederek, kontrollü sürecin, kontrolsüz süreçlere göre çok daha faydalı olduğunu
söyledi.
-2023 hedeflerine ulaşmak için-
Ekonomideki bütün rakamların iyiye gittiğini, istihdamın, üretimin
arttığını, ancak bunları yeterli bulmadıklarını dile getiren Ergün, Gerçek şu
ki, 2023te 500 milyar dolar ihracat istiyorsak, bu yapıyla devam edemeyiz.
Yüksek katma değerli üretim sistemlerine ve ürünlere yönelmemiz gerekiyor dedi.
Bakan Ergün, bu nedenle sanayi sektöründeki çalışmaları iki başlıkta
topladıklarını, birinci başlıkta kimya otomotiv makine gibi sektörlerde
yenilikçilik ve markalaşmayı öne çıkaran çalışmaları, ikincisinde de
nanoteknoloji, bilişim gibi yeni alanlarda atılım yapmayı saptadıklarını
kaydetti.
Firmaların teknolojik gelişmelerine yönelik önemli eylemler belirlediklerini
anlatan Bakan Ergün, şunları kaydetti:
Geçtiğimiz yıl otomotiv ve makine sektörüyle ilgili strateji belgesi ve
eylem planını KOBİlere yönelik uygulamaya başladık. Belirlediğimiz eylemlerin
yüzde 85ine yakınında performans kriterlerinin üzerinde bir seyir izliyoruz. 6
ayda bir gözden geçirme çalışması yapılıyor. Kim yavaş, kim hızlı gidiyor,
bunların takibini yapıyoruz. Bu strateji belgeleri kamuyu, özel sektör ve sivil
toplum örgütleriyle işbirliği ve disiplinli çalışmaya zorlayan, yaptıkları işi
doğru şekilde yapmaya, takip etmeye, yol haritası üzerinden gitmeye iten bir
yaklaşım.
Bakan Ergün, yeni teşvik sisteminin devreye girmesiyle birlikte, teknoloji
yoğun ürünlerin üretilmesini sağlayacak adımları da atmış olduklarını söyledi.
-Kimya sektörü Türkiyenin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak-
Kimya sektörünün çok temel alanlarda, insanlığın ihtiyaçlarını karşılayan
çok önemli bir sektör olduğuna işaret eden Ergün, kimya sektörünün, imalat
sanayinin ihtiyaç duyduğu ürünleri de üreten bir sektör olduğunu, sektör
imalatının yüzde 70inin doğrudan tüketici yerine diğer sektörler için
üretildiğine dikkati çekti.
Ergün, bu derece önemli olan sektörün, mevcut durumda Türkiyenin
ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu belirterek, sektörün geçen yıl 13
milyar dolarlık ihracatına karşın, 38 milyar dolar ithalatın gerçekleştiğini,
dolayısıyla 25 milyar dolar açık veren bir sektörle karşı karşıya olunduğunu
kaydetti.
Yurt içinde imalat sektöründe kullanılan ürünlerin yüzde 70 oranında ithal
edildiğini, birçok sektörün sıklıkla kullandığı ürünlerin ya çok az ya da hiç
üretilmediğine işaret eden Ergün, şunları söyledi:
Petrol ve doğal gaz üreten bir ülke olmadığımıza göre, türevlerine
odaklanmalıyız. Kafamızı daha fazla yormamız gerekecek. Yerin ne kadar
derinliklerine inersek inelim, bulacağımız petrol ve doğal gaz sınırlıdır, ama
kafamızı ne kadar yorarsak, ne kadar sondaj yaparsak, ne kadar kafamızı
çalıştırırsak, ne kadar Ar-Ge yaparsak o kadar zengin olacağız. Bizim başka
zenginleşme yolumuz yok. Kas gücü, alın teri de çok önemli ama asıl önemli olan
akıl teridir. Kas gücünün, alın terinin bizi getireceği zenginlik seviyesi
bellidir, biz ancak akılla zenginleşebiliriz.
-Bilimsel gelişme için kültürel iklim de gelişmeli-
Ergün, bu noktada Türkiyenin akla gereken önemi verip vermediği sorusuna
güçlü bir şekilde evet diyebildikleri zaman zenginleşebilmenin mümkün
olacağını ifade etti.
Türkiyenin olimpiyatlarda şampiyon olan sporcularını 200 cumhuriyet altını,
yani 10 kilo altınla ödüllendirdiğini, bunun güzel bir uygulama olduğunu, ancak
benzer teşviklerin bilim alanında söz konusu olmadığını belirten Ergün, şöyle
konuştu:
Başka çocuklar, matematik, fizik, kimya olimpiyatlarına gitmişler. Birçok
ülkenin gencini akıllarını kullanarak geride bırakmışlar, şampiyon olmuşlar.
Bunlara veriyor muyuz 10 kilo altın- Nerede bu çocuklar, onu da bilmiyoruz. Bir
aferin diyorsak, o çocuklar bu aferinle ilerliyor. Bu kültürel iklimi de
güçlendirmeye ihtiyacımız var. Kimya sektörünün ileri gelenleri bile kimya
olimpiyatlarında şampiyon olan çocuğumuzu bulalım, destekleyelim, 10 cumhuriyet
altını verelim diyor mu-
Ar-Ge odaklı ve stratejik yatırımlara önem vermek gerektiğini, yeni teşvik
sisteminde de belli sektörlere ayrı bir önem verdiklerini kaydeden Ergün, İzmir
6. bölge teşviki alabilir mi- Evet alabilir. Stratejik yatırım ya da Ar-Ge odaklı
yatırım yaparsa alabilir, İzmirin bu yönünü öne çıkarması lazım. Sanayi Tezleri
(SAN-TEZ) Programı kapsamında bizim desteklediğimiz 670 projenin 108i kimya
sektörüne ait projelerdir. Önümüzdeki dönemde bu fırsatları daha iyi
değerlendireceğimizi umuyorum dedi.
(Sürecek)
Muhabir: Gülcan Kaplan - Efsun Yılmaz / Ufuk Kırabalı
Yayıncı: Fazilet Özer