ANKARA (A.A) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokrasinin
kesintiye uğradığı dönemlerin ardından büyük ekonomik krizler yaşandığını
belirterek, Müdahale dönemlerinde köşeyi dönenler olmadı mı- Oldu. Hem de
nasıl. İşleri tıkırında gidenler statükoyu korumaya, desteklemeye devam edenler
oldu. Onları da çok iyi biliyoruz. Birileri ceplerini külliyetli biçimde
doldururken milletin çoğunluğu krizlerin faturasını ödemek zorunda bırakıldı
dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) İhracatın Şampiyonları
Ödül Töreni ve 2023e Giderken Değer Yaratmak ve Liderlik konulu toplantıda
yaptığı konuşmaya, gerek en fazla ihracat yapan firmalara gerek TİM üyelerine
gerekse Türkiye genelinde üreten, istihdam sağlayan, ihracat yapan herkese
şükranlarını sunduğunu belirterek başladı.
Hükümetin açıkladığı 2023 Vizyonunundaki hedeflere doğru kararlı şekilde
yürüdüklerini anlatan Erdoğan, 2023 için ihracatta hedefin 500 milyar dolar
belirlendiğini söyledi. TİMin bu hedefi benimsediğini, gerçeğe dönüşebileceğine
inandığını ve başarılı, örnek bir strateji hazırlayarak kamuoyuna açıkladığını
kaydetti.
Erdoğan, Bir kez daha TİMe, TİMin başkanına ve yöneticilerine, tüm
mensuplarına 500 milyar dolar ihracat hedefine inandıkları, bunu gerçekleştirmek
için yoğun çaba sarf ettikleri için de ayrıca teşekkür ediyorum dedi.
Bu hedefin bireysel değil milli bir mesele olduğunu vurgulayan Erdoğan,
Türkiyenin 2002de 36 milyar dolar olan toplam ihracatının 2011de dünyadaki
krize rağmen 135 milyar dolara ulaştığını, 9 senede ihracatın 3,75 kat arttığını,
bu artışın tarihin en maliyetli krizinin yaşandığı dönemde sağlandığını
vurguladı.
-2 trilyon dolarlık milli gelir hedefi-
Türkiyenin en fazla ihracatı Avrupaya yaptığını, Avrupada ağır seyreden
krize rağmen 135 milyar dolar gibi bir rekorun elde edildiğini söyleyen Erdoğan,
Önümüzde 2023 için 11 yıl daha var. 11 yılda bir dört kat daha artış
sağladığımızda, Allahın izniyle biz 500 milyar doların da üzerine çıkarız diye
konuştu.
Göreve geldiklerinde 230 milyar dolar olan milli gelirin bugün 772 milyar
dolar seviyesine yükseldiğini belirten Erdoğan, Türkiyenin yılda ortalama yüzde
5 oranında büyüdüğünü, milli gelirin 3,3 kat arttığını anlattı.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Önümüzdeki 11 sene boyunca aynı hız ve istikrarla, aynı güvenle yolumuza
devam edersek yine inanıyorum ki 2 trilyon doları çok ama çok rahat yakalarız.
Önemli olan inanmak, azmetmek. İnanç öyle bir şey ki, atalarımızın söylediği gibi
tekeden bile süt çıkartır. O kadar önemli. Önemli olan özgüven sahibi olmak.
Türkiye nerelerden hangi seviyelere geldi. Bunu görür ve anlarsak çok daha yüksek
zirvelere ulaşacağımızı da görürüz, anlarız.
Tabii burada temkini elden bırakmak gibi bir lüksümüz yok. Şu gerçeği de
görmek zorundayız; biz enflasyonu 2002de yüzde 30dan devraldık, yüzde 6,4e
kadar indirdik. Küresel krizin etkisiyle 2011i yüzde 10 ile kapattık. Enflasyonu
üç haneli, iki haneli oranlardan tek haneli oranlara indirmek elbette zordur ama
tek haneli oranlara indirdikten sonra daha da aşağılara çekmek çok daha zordur.
Çok daha fazla dikkat, çok daha fazla gayret gerektirir. İhracatı 9 yılda üç kat
artırdık, önümüzdeki 11 yılda nasıl olsa bir üç kat daha artar deme lüksü yok.
Çünkü bu noktadan sonra rekabet daha da ağırlaşıyor, bu noktadan sonra yarış
artık heyecanlanıyor. Geleneksel yöntemler, babadan kalma usuller yeterli
olmuyor. Artık bu noktadan sonra yeni mecralar, yeni usuller, yeni imkanlar
bulmamız gerekiyor.
-Türk iş adamlarının övüldüğüne şahit oluyoruz-
Dünyayı ve gelişen teknolojileri takip etmenin önemine işaret eden Başbakan
Erdoğan, Kendimizi sürekli güncellemeye mecburuz. Daha fazla marka oluşturarak,
daha fazla ülkeye açılarak, kapsama alanını daha da geliştirerek heyecanla bu işi
sürdürmemiz gerekiyor diye konuştu.
Sahip olunan girişimci ruhtan ve girişimci iş adamlarından büyük gurur
duyduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
Hangi kıtaya, hangi ülkeye gitsem orada mutlaka Türkiyeden bir iş adamı,
bir ihracatçı, bir müteahhit görüyorum. Hangi ülkeye gitsem inanın o ülkenin
başkanları, başbakanları, bakanları tarafından Türkiyenin iş adamlarının
övüldüğüne şahit oluyor, bundan milletim ve ülkem adına büyük gurur duyuyorum.
Öncelikle bu heyecanı hiç kaybetmeyeceğiz. Bu coşkuyu, bu azmi asla
yitirmeyeceğiz. Biz aktif, barışçı dış politikamızla sizler için yolları açmaya,
yolları temizlemeye, sınırları esnetmeye, vizeleri kaldırmaya devam edeceğiz.
Devlet başkanları ya da başbakanlarla vizeleri konuşurken ilk gündemimize gelen
nedir biliyor musunuz- İş adamlarımızın vize muafiyetini lütfen imzalayalım.
İlk konuştuğumuz hep budur. İşe buradan başlıyoruz ondan sonra vatandaşların
vizeleri konusuna geçiyoruz. Çünkü bir yerden bu adımları atmamız gerekiyor.
Burada da öncelik iş adamlarımızdadır, akademisyenlerimizde, sporcularımızdadır.
Hepsinin öncelikler sıralamasına göre adımını atarak bu vize muafiyeti olayını
hamd olsun çözüyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tırların geçiş
sorunlarından karne sıkıntılarına, müteahhitlerin alacaklarından girecekleri
ihalelere kadar her alanda küçük, büyük demeden sizin için ülkeler ziyaret etmeye
devam edeceğiz. İnşallah sizler de açılan bu yollardan, açılan bu kapılardan,
sınırlardan geçerek gururumuz, yük akımız olmaya devam edeceksiniz.
-Demokrasinin kesintiye uğradığı dönemler-
Geleneksel yöntemleri aşmak ve değişime çok hızlı şekilde uyum sağlamak
gerektiğine vurgu yapan Başbakan Erdoğan, iş adamlarının tek başına gayret, çaba
ve mücadelelerinin başarı için yeterli olmadığını çok iyi bildiklerini söyledi.
Erdoğan, Bürokrasinin iş adamlarının hızına uyum sağlaması, değişimine
adapte olması gerekiyor. Aynı zamanda siyasetin iş adamlarıyla aynı vizyonu
taşıması gerekiyor. Yasamanın, yargının özellikle yasaların ve anayasanın iş
adamlarıyla birlikte 2023 vizyonuna uygun bir şekle, uygun bir ruha bürünmesi
gerekiyor diye konuştu.
Bu konularda 9,5 yıldır çok önemli adımlar attıklarını, Türkiyenin
büyümesinin önündeki engelleri kaldırmak için azimli bir mücadele verdiklerini
ifade eden Erdoğan, her alanda reformlar gerçekleştirildiğini, vergi yüklerini
azalttıklarını, sigorta primlerini düşürdüklerini, teşvik uygulamalarını
yenilediklerini anlattı.
Erdoğan, şöyle konuştu:
En önemlisi ekonomi için sanayici, tüccar, yatırımcı, girişimci, ihracatçı
için son derece önemli olan istikrar ve güven ortamını çok sağlam bir zemin
üzerinde yeniden inşa ettik. Çetelerle, cunta ve mafyayla mücadele ettik.
İstikrarı, güven ortamını hedef alan her ne tehdit varsa korkmadan, yılmadan,
cesaretle üzerine gittik.
Daha önce gerek MÜSİADın gerek TOBBun genel kurullarında da ifade ettim;
demokrasinin kesintiye uğradığı her dönemin ardından çok ağır ekonomik krizler
geldi. Türkiyenin tüm birikimlerini sildi, süpürdü. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül,
28 Şubat sonrasında Türkiye ekonomisi daraldı, enflasyon yükseldi, faizler
fırladı. Bunun faturası da sizlere, bizlere, bütün milletimize çıkartıldı.
Bu müdahale dönemlerinde köşeyi dönenler olmadı mı- Oldu. Hem de nasıl.
İşleri tıkırında gidenler statükoyu korumaya, desteklemeye devam edenler oldu.
Onları da çok iyi biliyoruz. Ama kendilerinin dışındakileri görmediler. Kendileri
dışındaki iş adamlarını görmediler. Görmek istemediler. Birileri ceplerini
külliyetli biçimde doldururken milletin çoğunluğu krizlerin faturasını ödemek
zorunda bırakıldı. İşte biz artık böyle bir Türkiyeyi geride bıraktık, böyle bir
Türkiye asla düşlemiyoruz. İstikrar, güven çok önemli dedik. Bu iki unsurun
bozulmaması için çok büyük hassasiyetle yürüdük, yürümeye devam ediyoruz.
(Sürecek)
(HAS-EÜN-EBG)