Türkiyeden daha fazla, yurt dışında tanınan

Türkiyeden daha fazla, yurt dışında tanınan müze -Kafkasyadan Macaristana Iraktan Yemene kadar olan tüm Osmanlı coğrafyasında kullanılan yüzlerce yıllık giysi ve takıların sergilendiği Bursadaki Uluumay Osmanlı Halk Kıyafetler


BURSA (A.A) - Haluk Yüksel - Kafkasyadan Macaristana Iraktan Yemene kadar olan tüm Osmanlı coğrafyasında kullanılan yüzlerce yıllık giysi ve takıların sergilendiği Bursadaki Uluumay Osmanlı Halk Kıyafetleri ve Takıları Müzesinin, Türkiyeden daha fazla yurt dışında tanındığı bildirildi.
     Bursada Muradiye Mahallesindeki Şair Ahmet Paşa Medresesinde kurulan ve 18 Eylül 2004de ziyarete açılan müzede, folklor-etnografya araştırmacısı Esat Uluumayın yarım asrı bulan çalışmalarının sonucunda topladığı, tarihi 17. yüzyıla uzanan Osmanlı el sanatları, 100 adet geleneksel halk giysisi ve 500den fazla Osmanlı gümüş halk takısı sergileniyor.
     Müzenin kurucusu Esat Uluumay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, halk oyunlarına duyduğu ilgi sayesinde koleksiyonerliğe başladığını, 2004 yılında açtıkları müzenin 52 yıllık bir birikimin sonucu olduğunu söyledi.
     Bu eserleri daha çok 1960-1985 döneminde topladığını dile getiren Uluumay, Bursa Halk Oyunları Derneğinin, Kılıç Kalkan Derneğinin 15 yıl başkanlığını yaptım ve bütün dünyayı bu vesileyle gezdik, Osmanlı coğrafyasını da gezdik. Orada, Kafkasyadan Macaristana Iraktan Yemene kadar olan tüm Osmanlı coğrafyasından, antikacılardan fiilen satın aldım her bir parçasını. Bir kıyafet üzerinde en az 5, en çok 20 parça vardır. Ben bu parçaların her birini, ayrı antikacıdan almışımdır, ama yaptığım araştırmalarla, Osmanlı halk kıyafetlerini çok güzel bir şekilde öğrendiğim için hangi parça hangi yöreye ait onu bildiğim için bunları parça parça aldım ve böyle komple kıyafetler haline ben getirdim diye konuştu.
    
     -Sergilenen eserler-
    
     Folklor araştırmalarının sevgi ve bilgiyle yapılan bir iş olduğunu dile getiren Uluumay, şöyle devam etti:
     Şu anda 100 kıyafet sergileyebiliyorum. Osmanlı el sanatlarını sergileyebiliyorum ve de ayrıca 500den fazla Osmanlı gümüş halk takısı sergileyebiliyorum. 100 kıyafetten başka, depomda 200 kıyafet daha var. Müzede eserler üst üste. Çok yığıldı, bir iğne koymaya yer yok. Alan sıkıntısı çok fazla. Burada bu binanın 30 misli olsa, benim koleksiyonlarıma yetmez. Ama Allah burayı nasip etti, burayı olduğu kadarıyla değerlendirmeye gayret ediyoruz. 200 kıyafet de depomda, boncuk, bakır, Osmanlı el sanatlarıyla ilgili eşyalar var. Buradan ayrıca 7 tane müstakil her şeyiyle tam müze çıkabilecek durumda. Yani kahve, hamam, at ve binicilik, boncuk eşyalar müzeleri çıkabilir. Buradaki boncuk eşyalar koleksiyonu Türkiyede böyle hiç kimsede yok. Antik değil, tamamen Osmanlı döneminde yapılmış olan vatandaşlarımızın yapmış olduğu boncuk eşyalar. Bunlar ayakkabıdan başlığa kadar, her türlü kullanılan çeşitli aksesuarlar.
    
     -Herhangi bir modacımız teşrif etmediler-
    
     Uluumay, müzenin açıldığı günden itibaren yabancıların dikkatini çektiğini, hatta moda ve tasarım ile ilgilenen yabancıların ilgi odağı olduğunu vurgulayarak, Türkiyede ise aynı ilgiyi görmediğini belirtti. Uluumay, şunları kaydetti:
     Müze, Türkiyeden fazla yurt dışında tanındı. Yurt dışında tanındı derken turistler akıyor manasında değil. Amerikadan, Avrupadan ve Avusturalyadan tasarım okullarının öğrenci ve profesörleri geliyorlar. Onlar bir gün kalıyor, sabahtan akşama kadar araştırma yapıyorlar, çizimler yapıyorlar, ondan sonra memleketlerine dönüyorlar. Hatta Bursayı dolaşmıyorlar bile, dolaşmalarına da pek vakit kalmıyor. Bir günlük geliyorlar ve sabahtan akşama kadar burada kalıyorlar. Doğrudan buraya geliyorlar, daha önceden de randevu alıyorlar ve burada çok takdir eden laflar söylüyorlar. Yurt dışından gelenler tabii stilist ve moda okulları özellikle, ama Türkiyeden daha herhangi bir modacımız teşrif etmediler.
     Bu konuda tek istisnanın modacı Faruk Saraç olduğunu belirten Uluumay, Faruk Saraç bey zaten burada komşumuz. Onun yaptığı moda tasarım okulu (Faruk Saraç Tasarım Meslek Yüksek Okulu) var. Onun dışında gelen olmadı dedi.
    
     -Taklit ederek bir yere varamayız-
    
     Uluumay, bu müzeyi nostaljik duygularla yapmadığını, gelenekselden evrensele bir çıkış, yani bir temel kaynak oluşturması için yaptığını ve çok önem verdiğini dile getirerek, Türkiyede de bugün olmasa bile ileride bu işlerle ilgilenen moda-tekstil, takı ve ayakkabı tasarımcılarının müzedeki eserlerden esinleneceğine inandığını vurguladı.
     Gelenekselden evrensele gidebilmenin önemine dikkati çeken Uluumay, şöyle konuştu:
     Gelenekselden evrensele gidebilmek için kendi kaynaklarımızı kullanmamız lazım, yani dünyada bir Türk kültüründen bahsedebilmek için kendi kaynaklarımızdan tasarımlanmış eserler meydana getirmemiz lazım, o zaman Türk kültürü olur. Avrupa, Amerika veya Avusturalyanın veya diğer ülkelerin meydana getirdikleri eserleri taklit ederek bir yere varamayız. Türk kültürü diyebilmemiz için kendi kaynaklarımızdan hareket etmemiz lazım. Burada mesela tekstile, modaya, ayakkabıcılığa, sinema ve tiyatroya, takıcılığa, dericiliğe düşünebileceğiniz her şeye, kaynak var. O kaynakları değerlendirirlerse tabii ki Türk kültürüne hizmet edilmiş olurlar diye düşünüyorum.
    
     -Ayakkabı imalatçılarına açık çağrı-
    
     Uluumay, ayakkabı imalatçılarına çok sayıda teklifte bulunduğunu, ancak bir tanesinin bile gelip tekliflerini düşünmediğini ifade ederek, verdiği bir örnekle tasarımcılara öneride bulundu. Uluumay, şöyle dedi:
     Burada, gelin kıyafetlerinin olduğu bir oda var. Oradaki ayakkabılar, galoş ayakkabılardır, yani hem ev içinde giyilen hem dışında giyilen. Ev içinde giyilen ayakkabı, ev dışarıda giyilen deriden yapılma ayakkabının içine girer. Şimdi hanımlarımız ne yapıyor- Bir gezmeye, misafirliğe gittikleri zaman, yanında bir ayakkabı veya terlik götürüyorlar. Hiç buna gerek kalmayacak şekilde yapılmış hem ayakkabılar var hem gelin ayakkabıları var hem galoş potin dediğimiz devamlı kullanılacak tipte, yaz kış kullanılabilecek ayakkabılar var. Onları ayakkabıcılarımıza özellikle öneririm.
    
     Yayıncı: Doğan Sarıtaş
<< Önceki Haber Türkiyeden daha fazla, yurt dışında tanınan Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER