ÇANAKKALE (A.A) - Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)
Araştırma ve Uygulama Hastanesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç.
Dr. Bahadır Bakım, Türkiyede depresyon hastalığının yükselen bir trend
sergilediğini bildirdi.
Bakım, yaptığı yazılı açıklamada, İbn-i Sina ya da Hipokrat döneminde olsun
depresyonun bir şekilde daha farklı kelimelerle tanımlandığını ifade etti.
Depresyonun her zaman her toplumda olabileceğine işaret eden Bakım, Ama
sıklığı değişiyor tabii. Etkilenen kişi sayısı da farklılaşıyor. Bunlar önemli
ama asıl önemli olan bunun tedavi edilebilir hastalık olduğunu bilip, tedavi
edebilecek kişiye gitmek dedi.
Bakım, Türkiyede yaşanan depresyon vakalarıyla ilgili şu görüşlerini
paylaştı:
Depresyon giderek artıyor tabii. Çünkü sosyal destek azalmasının etkileri,
kişinin daha çok tek başına kalması ve kendine zaman ayıramamasıyla ilişkili
olarak kişi kendini yetersiz görüyor. Kişi kendini yetersiz gördükten sonra
çevresine karşı olumsuz bakış açısı söz konusu oluyor. Daha sonra da geleceğe
yönelik olumsuz bir bakışı oluyor. Bu olumsuz bakışlar giderek artıkça kişinin
hayatına bakışındaki renkler beyazdan daha çok koyu renklere, siyaha, beje ya da
griye dönüşüyor. O da diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de
hayatı olumsuz bir şekilde etkiliyor. Ülkemizde ne yazık ki depresyon yükselen
bir trend sergilemekte.
Depresyon hastalığının tedavisi hakkında da bilgi veren Bakım, şunları
kaydetti:
Tedavide farklı yaklaşımlar var. Bu farklı yaklaşımların hepsinin bir
arada uygulanması gerekiyor. Depresyonda ilaç tedavisinin en az bir yıl kadar
doktor kontrolünde sürdürülmesi ve aniden kesilmemesi gerekiyor. Depresyon
ilaçlarının, antidepresan ilaçlarının alışkanlık, bağımlılık yapmadığının
bilinmesi gerekiyor. Bir diğer yaklaşım ise psikoterapidir. Daha önce
söylediğimiz gibi kişinin kendine, çevreye ve geleceğe yönelik olumsuz bakış
açısına yönelik ya da geçmişten gelen bir takım olumsuz düşünce şemaları
dediğimiz yaklaşımlarını değiştirmeye yönelik terapiler yapılması gerekiyor.
Bunlara cevap vermediği ve intihar riski olduğu durumlarda halk arasında elektro
şok tedavisi denilen elektrokonvulsif terapi (EKT) yapılması gerekiyor. Bazı
durumlarda ise elektro şok yapılamıyorsa, bir takım başka yöntemler
uygulanabilir. Ama depresyon, hastaların yüzde 70inde iyileştirilebilen bir
bozukluktur. Kişilerin yüzde 20-25 kadarında tedaviye cevapsızlık oluşuyor.
Muhabir: Mehmet Bayer
Yayıncı: Doğan Sarıtaş