RİZE (A.A) - Muhittin Sandıkçı - Dünyada üzerine kar yağan tek
çay olma özelliğini taşıyan Türk çayının tamamının organik üretilmesi çalışmaları
kapsamında bu yıl 20 bin 985 üretici, 78 bin 602 dekar alanda organik çay
üretimine başlayacak.
Türk çay sektörünün geleceğiyle ilgili yürütülen organik çay üretiminin
yaygınlaştırılması projesi kapsamında, Hemşin Vadisi yaklaşık 3 yıl önce
Organik Tarım Havzası ilan edilerek, 3 bin 338 üretici 13 bin 86 dekar alanda
organik çay üretimine geçmişti.
ÇAYKUR Genel Müdürlüğü ise organik tarıma geçiş sürecinde üreticiye dekar
başına başlangıç yılı için 130, ikinci yıl için 260, üçüncü yıl tam organik tarım
alanları için 425 lira destekleme sağlamıştı. Bu yıl ise 88 köyde 20 bin 985
üretici, 78 bin 602 dekar alanda organik çay tarımına geçecek. Bu çalışmayla 10
bin ton organik kuru çay üretiminin gerçekleştirileceği tahmin ediliyor.
ÇAYKUR, önümüzdeki yıllarda 758 bin dekar alanda yapılan çay tarımının
tamamını organiğe dönüştürmeyi ve üzerine kar yağan tek çay Türk çayı sloganı
ile özellikle yurt dışında kendine önemli pazar oluşturmayı hedefliyor.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan
Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza Saklı, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
üzerine kar yağmasının Türk çayının değerini artırdığını, zararlı maddelerle
mücadeleyi kolaylaştırdığını belirtti.
Dünyada çay tarımının Türkiyeye göre daha sıcak bölgelerde yapıldığını
ifade eden saklı, Türkiye dışında çay üretilen her bölgede tarım zararlılarına
karşı ilaç kullanma mecburiyeti var. Türk çayında kar ve soğuk doğal yollardan
tarım zararlılarını öldürdüğü için tarım ilacı kullanmaya gerek kalmıyor. Hava
sıcaklıkları sıfırın altına indiği için tarım ilacı kullanmak zorunda
kalmıyoruz dedi.
Dünyada çay sektörüyle ilgilenenlerin Türk çayının üzerine kar yağdığını çok
fazla bilmediğini dile getiren Saklı, Bu kişilere çayımızın üzerine kar
yağdığını, çayda tarım ilacı kalıntısı olmadığını söylediğimizde inanamıyorlar.
Çok büyük organik tarım potansiyelimiz var ve bu potansiyeli tam olarak
değerlendiremiyoruz. Organik çaya ekstra fiyat veren sadece Avrupadır. Bunun
için yurt dışına satacağımız organik çayı yabancı pazarın damak tadını bilerek
üretmemiz gerekiyor diye konuştu.
-Türk çayında pestisit olmadığı sloganlaştırılmalı-
Yrd. Doç. Dr Saklı, yurt dışı pazarlarda çayda tarım ilacı kullanılmadığının
mutlaka vurgulanması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
Türkiye dışında çay üreten ülkelerin organik çaylarında dahi az da olsa
pestisit söz konusu. Batıda analiz yapılan organik çaylarda bir kısım tarım ilacı
kalıntılarına rastlanıyor, bu sorgulanıyor. Türk çayında organik olsun olmasın,
pestisit kalıntısı olmaması büyük bir avantaj. Mutlaka çaylarımızın üzerine
pestisit olmadığını belirten yazı yazmamız lazım. Özellikle yurt dışı ihracatında
bunu yapmamız lazım. Analizlerde bu çok açık şekilde ortaya çıkacak ve büyük
avantaj sağlayacaktır.
Türk çayının sorunları arasında pazarlama, demleme süresi ve üretimden
kaynaklanan kalite problemi olduğunu belirten Saklı, Dünya çayı tek düze
üretmiyor. Çayı belli kriterlere göre üreterek pazarlıyor. Biz ise her bölgenin
çayını aynı şekilde üretiyoruz. Dünyada sezonunun ilk 15 günü toplanan çaylar
farklı üretime tabi tutuluyor, biz de her dönem üretim aynı şekilde yapılıyor.
Özellikle yüksek bölgelerde üretilen çay dünya pazarında büyük öneme sahipken,
bölgemizde yüksek bölgelerde fazla çay üretilmiyor. Bin rakımın üzerine çay
yetiştirirsek, yılda iki ürün alabiliriz ancak çok kaliteli ürün olur. Bu
değerleri oluşturmalıyız.
Yayıncı: Murat Kaban