İZMİR (A.A) - Gülcan Kaplan - Hakkari dağlarında 13 yıldır
botanik araştırmaları yapan akademisyen Mehmet Fırat, yeryüzü var olduğundan bu
yana yaşadığı tespit edilen 24. bitkiyi keşfederek, Clinopodium Hakkaricum
adını verdi.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Biyoloji Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi
Mehmet Fırat, Ege Üniversitesinde düzenlenen ve yerli ve yabancı çok sayıda
akademisyen ve bilim insanının katıldığı 21. Ulusal Biyoloji Kongresinde,
keşfettiği bitkiyle ilgili sunum yaptı.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Fırat, bilim insanlarının yaptığı ve
yeryüzü var olduğundan beri yaşadığı tespit edilen 24 tane bitki türünden biri
olan nadir ve endemik bitkinin adına özellikle yörenin ismini vermek istediğini
belirterek, Bu bitkiyi dünyada ilk kez ben buldum ve ismini özellikle seçtim.
Hakkarinin adı hep olumsuzluklarla anılır, biz güzel şeylerle de anılsın diye
ismi Hakkari olsun istedik dedi.
Fırat, dünya florası için yeni bir tür tür kaydı olan bitkinin dünya bilim
çevrelerince takdirle karşılandığını ifade etti.
Nane ve kekikle akraba olan Hakkaricumun Zap Vadisinde eylül ayında
çiçeklenen, kayalardan çıkan bir bitki olduğunu kaydeden Fırat, Yöre halkına
sorduğumda, kurutup ayran aşı gibi yemeklerde nane gibi kullandıklarını
söylediler. Ama çok yaygın kullanılmıyor, çünkü dar bir bölgede yetişiyor. Bana
göre korunma gerektiren bir bitki. Çünkü Zap Vadisinde dinamitle yol açma
çalışmaları oluyor, hayvan otlatmaları falan da zarar veriyor. O yüzden korumamız
gerekiyor şeklinde konuştu.
-Türkiye florası için 4 yeni tür kaydı-
Mehmet Fırat, bu sene Türkiyede 4 yeni türün de tespitini yaptığını
anlatarak, şöyle devam etti:
Bu sene 4 tane yeni kayıt dediğimiz bitki çeşidini tespit ettim. Tulipa
systola dediğimiz kırmızı lale çeşidi. Mısır, Suriye ve Irakta biliniyordu,
ülkemizde ilk kez tespit ettik. 16 çeşit lale vardı, bununla birlikte 17ye
çıktı. Diğeri süsen dediğimiz Iris zagrica. Çok güzel bir süsen çeşidi, navruz da
denir ve Zagros Dağında buldum. Üçüncüsü Allium calocephalum, yabani sarımsak.
Yöre halkı kamyon kamyon toplar, kurutup, kışın pilava, ayran aşına katar. Yöre
halkı liz diyor buna. Ve dördüncü olarak da Astragalus brugieri var, bu da bir
geven çeşididir. Çiçekleri top top ve dikenlidir. Bunun Türkiyede bir türü
vardı, bununla birlikte ikiye çıktı.
-13 yılda 13 bin bitki örneği topladım-
1998-1999 yıllarında Hakkariye ilk arazi gezilerini yapmaya başladığını, o
tarihten bu yana yılda ortalama 90 güne yakın arazi çalışması gerçekleştirdiğini
anlatan Fırat, Bu süre zarfında 12-13 bin bitki örneği almışım. Bu, dünyada eşi
benzeri çok az olan bir durum. Benim toplamalarım dışında zaten Hakkariye gidip
çalışan yerli botanikçi yok, yabancı botanikçilerden de 80, 150, 200 sene önce
gelenler olmuş ve onların topladığı bitki de çok az. Bin civarında bir şey diye
konuştu.
Fırat, kendi toplamalarıyla birlikte Hakkaride 3 bine yakın bitki türünün
tespit edildiğini dile getirerek, Bu da dünyada eşi benzeri çok az olan bir
durum. Düşünün ki bütün Avrupada 12 bin 500, bütün Britanyada 2 bin bitki türü
var ve bizim Hakkaride 3 bin. Üstelik bunların çoğu oraya özgü, oraya endemik ya
da nadir bitkiler. Bir kısmı İranda da var dedi.
Himalayalar ve Alpleri de gördüğünü ama Hakkarinin en vahşi doğaya sahip
bir topoğrafyada yer aldığını vurgulayan Fırat, Bir saat içinde yüzlerce farklı
topoğrafyayla karşılaşırsınız. Mesela Türkiyenin iki buzullarından biri burada
var. 20 milyon yıllıktır bu buzullar. 4 bin 160 metreye yükseliyor. O tepelerde
göller var, buz gibi, aşağıya iniyorsunuz çok sıcak. Böylesine geniş bir
yelpaze ifadelerini kullandı.
Yayıncı: J.Jale Durgun