ZONGULDAK (A.A) - Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessese
Müdürlüğü maden ocağındaki metan gazı püskürmesi sonucu göçük altında kaldığı
tahmin edilen 3 madencinin ailesinin endişeli bekleyişi sürüyor.
Madencilerden Hüseyin Kürekçinin (55) kızı Mürvet Doğdu, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, eşinin de 9 yıldır babasıyla aynı ocakta çalıştığını,
mesaisinin farklı olduğunu söyledi.
Umudunu kaybetmek istemediğini belirten Doğdu, Babam iki gündür ocakta
belki sağ, daha çok çaba gösterseler belki babam kurtulacak. Umudumu kaybetmek
istemiyorum, benim babam oradan sağ çıkacak. İki gündür ulaşılmaz mı- Babam işe
giderken yeni aldığı kıyafetleri giymiş, ilk defa beyaz kıyafetlerini giyerek
gitmiş. Şimdi ben eşimi o ocağa nasıl göndereceğim, iki çocuğum var benim.
Yetkililerin düşünmelerini istiyorum, kaç can gitti, biraz duyarlı olsunlar
diye konuştu.
Doğdu, eşinin ve babasının maaşlarının düzenli alamadıkları, çok düşük
ücretlerle ocakta çalıştıklarını kaydetti.
Madencinin eşi 3 çocuk annesi Safiye Kürekçi de eşini pazartesi günü
kahvaltı ettikten sonra işe gönderdiğini, saat 13.30da acı haberi aldığını
söyledi.
Kürekçi, madende 18 yıl çalışmasının ardından eşinin emekli olduğunu, 8
yıldır da özel sektörde çalıştığını ifade etti.
Madencinin annesi Mürvet Kürekçi de canının çok yandığını belirterek
gözyaşlarına tutamadı.
-Babası da madende ölmüştü-
Yüksel Kocanın (41) eşi Arife Koca da çok üzüntülü olduklarını
vurgulayarak, Eşim o gün işe gitmek istemiyordu, yollama beni dedi, işinden
geri kalmaması için gönderdim, gideceğini biliyordu. Yaklaşık 5 yıldır madende
çalışıyordu. Başbakanımızdan eşimin çıkartılmasına destek vermesini istiyorum. 3
gündür kocamı bekliyorum. Yetkililerden hiçbir bilgi yok, sabrımız taştı.
Bilgileri televizyondan alıyoruz diye konuştu.
Madencinin annesi Hayriye Koca, eşinin de 1983te aynı maden ocağındaki iş
kazasında kaybettiğini ifade ederek, şunları söyledi:
Oğlum babasını kaybettiğimizde 12 yaşındaydı, bundan dolayı ocağa girmek
istemiyordu. Ancak yaşam şartları nedeniyle başladı. Asgari ücretle oraya inilir
mi, maaşlarını bile zamanında alamıyorlardı. Bu ocağa 2 ay önce işçilerin
girmemesi konusunda uyarı yapıldığını biliyoruz. Artık ölüsü ya da dirisini
bekliyoruz. Herkes kendi canından korkuyor, çalışmayı ihmal ediyor. Ben oğlumu
istiyorum, Allahtan ümidimizi kesmiyoruz.
Kocanın kardeşi Emine Dağkıran da 1983te babasının ölümüyle de benzer
acıyı yaşadıklarını, yaşanan olayda ihmal olduğunu düşündüklerinden işin peşini
bırakmayacaklarını belirterek, Benim kardeşim ihmal yüzünden gitti. Sayın
Başbakanımızın isterse 24 saat içinde kardeşimi oradan çıkartabileceğine
inanıyoruz. En azından kardeşimi cenazesi versinler, yerini bilelim ifadelerini
kullandı.
Kocanın yakınları TTKya giderek yetkililerden de bilgi aldı. Madenci
aileleri, yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı.
Muhabir: İdris Köle/Erdinç Aksoy
Yayıncı: Ebubekir Gülüm