ZONGULDAK (A.A) - Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessese
Müdürlüğünde galeri açma işi sırasında meydana gelen iş kazasında 8 madencinin
hayatını kaybetmesinin ardından aileler dernek kurma kararı aldı.
Maden ocağının eksi 630 kodunda meydana gelen iş kazasında yaşamını yitiren
işçilerin yakınları Kozlu beldesinde bir madenci ailesinin evinde toplandı.
Madenci aileleri yaptıkları toplantıda yaşanan acıların unutulmaması ve
haklarını daha iyi savunabilmek amacıyla dernek kurma kararı aldı.
Yaşamını yitiren maden işçilerinden Ahmet Şekerin (30) babası Mehmet Şeker,
gazetecilere yaptığı açıklamada, bugün toplanmalarının nedeninin 8 şehit madenci
yakınını bir araya getirmek olduğunu söyledi.
Sıkıntılarını herkesin bildiğine dikkati çeken baba Şeker, Ocaklardaki
sıkıntılar daha önceden tespit edilmiş. Bu sıkıntılar ve arızalar giderilmemiş.
Bu sıkıntılar bilinmesine rağmen işçiler çalıştırılmış. Bundan dolayı iş kazası
meydana geldi. Giden gitti. Yaşamını yitiren işçilerin geride kalan çocuklarına,
eşlerine ve yakınlarına sahip çıkılması için bize yardımcı olunmasını istiyoruz.
Madenci ailelerine verilen bir maaş var. Bu maaşla insanlar nasıl geçinsin. Bu
sorunların giderilmesini istiyoruz. Bugüne kadar madenci aileleri olarak bir
araya gelemedik. Dertlerimizi birbirimize anlatmak adına toplandık. Bundan sonra
birlik olup bu olayın üzerine gideceğiz diye konuştu.
Madendeki iş kazasında yaşamını yitiren Satılmış Arslanın (35) babası Rıza
Arslan, madenci yakınlarının aralarında anlaşarak dernek kurmak istediklerini ve
şehitlerin arkalarında durarak çocuklarına sahip çıkmaya çalışacaklarını
belirterek, Zonguldakta bugüne kadar maden şehitleri adına dernek kurulmadı.
Bu derneği kurarak sesimizi yükselteceğiz dedi.
-Oğlum, Gölcük depreminden kurtuldu ama buradan kurtulamadı-
Hayatını kaybeden işçilerden Köksal Kadıoğlunun annesi Mehdiye Kadıoğlu
(71), 2 çocuğunun çeşitli nedenlerden dolayı yaşamını yitirmesinin ardından oğlu
Köksalı, yaklaşık 15 yıl önce Kocaelinin Gölcük ilçesine gönderdiğini belirtti.
Oğlu Köksalın 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin ardından Zonguldaka geri
döndüğünü ifade eden anne Kadıoğlu, Oğlum geri geldikten sonra çeşitli işlerde
çalışmaya başladı. İş bulamayınca mecbur kaldı maden ocağında çalışmaya. Yavrumu
kurtaramadım bu beni yaktı. Ben buna dayanamıyorum. Oğlum, Gölcük depreminden
kurtuldu ama buradan kurtulamadı. Gece gündüz uykusuz kaldık. Nasıl acıyı
savuşturacağız bilemiyorum. Gözlerimden kan gelmeye başladı. Suçluların
bulunmasını istiyoruz. Bu acı yüklenecek gibi değil. Ben oğlumu böyle görmek
istemiyordum şeklinde konuştu.
Madendeki iş kazasında yaşamını yitiren Satılmış Arslanın (35) eşi Çiğdem
Arslan, eşinin olay olmadan bir hafta önce 3 defa eve erken geldiğini belirterek,
Niye erken geldiğini sorduğumda bana gaz sıkışması olduğunu söyledi. Yeni işe
gitti. 3 gün sonra tekrar eve geldiğinde yine gaz sıkışması olduğunu yineledi.
Madem gaz sıkışması vardı. Sorumlular neredeydi. 3 bin 500 lira için hava boşluğu
açılamaz mıydı- Gaz sıkışması olduğunu söylemesine rağmen eşimi ben niye
gönderdim kendimi hala anlayamıyorum ifadesini kullandı.
-Mecbur olduğu için ocağa girdi-
Muhsin Akyüzün kız kardeşi Yasemin Birkan, herkesin bir şekilde acısını
yaşadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
Kardeşim 30 yaşındaydı. Soruyorum. Değdi mi- Kardeşim nişanlıydı. Mecbur
olduğu için ocağa girdi. Bunları oraya soktukları zaman en azından yapılması
gerekenler yapılmalıydı. Benim 30 yaşında kardeşim gitti. Değdi mi- Sudan çıkmış
balığa döndük. Değdiyse eğer bizi böyle acımızla bıraksınlar. Zonguldakta bu
şekilde olaylar oluyor. Bu olaylarla ilgili kimse ceza almadı. Biz ilk olmak
istiyoruz. Maddiyat istemiyoruz. Bizim istediğimiz koltuklarında rahat oturanlar
o koltuklardan kaldırılsınlar. Sesimizi kesinlikle duyuracağız. Bundan sonra
böyle acılar yaşanmasın.
-Ben ağabeyimi kaybettim, başka ağabeyler kaybolmasın
Köksal Kadıoğlunun kız kardeşi Nilüfer Zengin, iş kazasında ağabeyini,
toplanan madenci ailelerinin de çocuklarını ve eşlerini kaybettiğini acılarının
kendisininkinden daha fazla olduğunu söyledi.
Bu acıya dayanamadığını madenci ailelerinin nasıl dayanacağına bilemediğine
dikkati çeken Zengin, şöyle konuştu:
Bu olay Zonguldakın kaderi denilerek üzeri örtülmesin. Devletimiz ve
başbakanımız gerektiğinde yumruğunu masaya vuruyor. Zonguldak için de masaya
vurulsun. Sorumluları çıkartsınlar. Ölenlerin ailelerin arkasında durulsun. Ben
ağabeyimi kaybettim, başka ağabeyler kaybolmasın. Çocukları yetim kalmasın. Ben
geceleri uyuyamıyorum. Sorumlular nasıl uyuyor. Başbakanımıza güveniyorum. Bu
olayın üzerinin örtülmesine izin vermesin. Yumruğunu masaya vursun. Ben haplarla
ayakta duruyorum. Eşimin ve çocuklarımın psikolojisini bozdum. Bir başsağlığına
bile gelen olmadı. Allahım bana dayanma gücü ver. Bu olayda suçu olanlar rahat
uyumasınlar. Vicdanlarıyla, paraları arasında kalmışlar.
-Kelimeler bile yetmiyor-
İşçilerden Ahmet Şekerin eşi Arzu Şeker de eşinin maden ocaklarına keyfine
veya gezmeye gitmediğini çocuklarına ekmek parası kazanmaya gittiğine işaret
etti.
Eşinin oğlunun okul masraflarını karşılamak için maden ocağına gittiğini
ifade eden Arzu Şeker, sözlerini şöyle tamamladı:
Eşim maden ocağına gezmeye gitmedi. Umutla gelmesini bekledik ama gelmedi.
Çaresi yok. Konuşsak da her şey boş. Eşim gelmeyecek biliyorum. Kendimizi
kandırıyoruz. Kelimeler bile yetmiyor. Bu olayla ilgili ne yapılması gerekiyorsa
yapacağız. Eşim 7-8 yıldır maden ocağında çalışıyordu. Eşim çalıştığı zaman odunu
kömürü gelmezdi. Ama bir can gittikten sonra bunlar gelmeye başladı. Ben şimdi
bunları ne yapayım. Hakkımı çocuklarım için arayacağım. Çocuklarım kimseye boyun
bükmeyecekler.
Muhabir: Ferdi Akıllı
Yayıncı: Ebubekir Gülüm