KOCAELİ (A.A) - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan
Erinç, gazeteciliğin diğer mesleklerden daha sıkı göz önünde bulundurulması
gereken, ilkeleri olan bir meslek olduğunu söyledi.
Valiliklerin basın ve halkla ilişkiler müdürlerinin katılımıyla BİK Darıca
Tatil Köyünde düzenlenen seminerde konuşan Erinç, mutluluğun gölgelendiği bir
süreçten geçildiğini ifade ederek, Sakaryada gazete denetimi sırasında uğradığı
silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Devrim Ersen Özerginin Basın İlan
Kurumunun (BİK) ilk görev şehidi olmasının Türk basınının acılı günlerinden
birini oluşturduğunu ifade etti.
Saldırıdaki iki yaralının acılarını katmerleştirdiğini dile getiren Erinç,
Umudumuz, arkadaşlarımızın sağlık durumlarının iyiye gitmesi ve yine
mesleklerine dönerek aramıza katılmalarıdır dedi.
Demokrasinin yerelden başlayarak güçleneceğini, Türk basınının sorunlarının
yerelde yayın yapan meslektaşlarının sorunlarının çözümü ölçüsünde çözüme
kavuşacağına inandıklarını vurgulayan Erinç, gazeteleri, yayın organlarını
sınıflandırırken, yerel, bölgesel ve yaygın olarak değerlendirdiklerini, ulusal
basının da üç unsurun bir araya gelmesiyle oluştuğunu düşündüklerini kaydetti.
Yerelde görev yapan meslektaşlarının daha büyük sorumluluklar taşıdığına
inandığını anlatan Erinç, hem hemşehrilerini bilgilendirmek hem de sorunlarına
çözüm üretmek, öneride bulunmak gibi başka görevleri bulunduğunu bildirdi.
Erinç, valiliklerin basın ve halkla ilişkiler müdürlerinin görevlerine
ilişkin ise şunları söyledi:
İl basın ve halkla ilişkiler müdürlerinin basınla ilişkileri yalnızca
resmi ilan dağıtımıyla sınırlı değildir, aynı zamanda gazetecilerin kimlik ve
kişiliklerini yakından ilgilendiren bir kamu belgesi olan basın kartıyla ilgili
sorunlarının çözümü konusunda da büyük görevler üslendiklerini biliyoruz.
Gazetecilik mesleği, zaman zaman yanlış anlaşılan mesleklerin başında
geliyor. Bazı arkadaşlarımız, gazeteci oldukları için her şeyi söyleme ve yazma
hakkına sahip olduklarını, yöneticiler ya da haber kaynakları için istedikleri
sıfatları kullanabileceklerini var sayıyorlar. Bu yanlış, Türk basını için
geneldeki sorunlardan bir başkasını oluşturuyor. Gazetecilik mesleği, diğer
mesleklerden daha sıkı olarak göz önünde bulundurulması gereken, ilkeleri olan
bir meslektir.
-Yayın organlarının sınıflandırılması-
Yerelde yayın yapan meslektaşlarımıza katkıda bulunmayı görev sayıyoruz
diyen Erinç, yayın organlarının yerel ve bölgesel diye
sınıflandırıldığını ancak yerel gazeteci diye bir tanımın kullanılmaması
gerektiğine dikkati çekti.
Gazeteciliğin dünyanın neresinde olursa olsun, aynı kurallarla yapılan bir
meslek olduğunu vurgulayan Erinç, şunları kaydetti:
Zaten sadece yerelde görev yapan gazetecilerden söz etmek bugünlerde zor.
Çünkü onların büyük bölümü yaygın medyada görev yapan meslektaşlarımız. Kendi
yaşadıkları illerle, ilçelerle ilgili haberleri yaygın medyaya aktarmak
görevleri. İnternetin çıkmasından sonra yerel medya kavramının geçerli olup
olmadığını da düşünmek zorundayız. Bir ilçede yayımlanan gazete, internet portalı
da oluşturmuşsa, dünyanın neresinde olursa olsun o ille ilgili haberlere,
olaylara ulaşma olanağı doğmuş durumda.
Belki de meslekle ilgili tanımlarımızı gözden geçirmek gibi bir zorunlulukla
karşı karşıya kaldığımızı itiraf etmek durumundayız. Bu tür eğitim seminerlerinde
hem aynı mesleği yapanların bir araya gelmesi dayanışma duygusunu geliştiriyor
hem de değişen mevzuat konusundaki değişiklikleri topluca irdelemek, tek sesli
bir çalışma yapmayı da sağlıyor.
Erinç, Türk basını için basın ve halkla ilişkiler müdürlerinin önemli
görevleri bulunduğunu, Sakaryadaki son menfur saldırıyla görevlerine tehlikenin
de eklendiğini sözlerine ekledi.
Muhabir: Yunus Emre Günaydın - Tahir Turan Eroğlu
Yayıncı: Kemal Kaymak