GÜMÜŞHANE (A.A) - Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulu
Başkanı Ramazan Kadak, tarımsal üretimde, sürdürülebilir bir üretim için doğal
risklere karşı modern koruma tedbirlerinin, tarım sigortalarının uygulanması
zorunluluğu olduğunu söyledi.
Kadak, Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen Tarım Sigortaları
toplantısında yaptığı konuşmada, herkesin bir şekilde tarım sektörünün içinde
olduğunu belirtti.
Tarım Sigortaları Havuzu olarak 6.5 yıllık kısa bir geçmişleri olduğunu
ifade eden Kadak, Bu kısa geçmişimiz içerisinde önemli mesafeler aldığımızı
söyleyebilirim. Ancak geldiğimiz nokta istediğimiz, beklediğimiz nokta değildir.
Tarım sigortası, üreticilerimiz, çiftçilerimiz ve yetiştiricilerimiz için son
derece hayati önem taşımaktadır dedi.
Türkiyede tarım sektörünün ekonomide önemli olduğunu vurgulayan Kadak,
Tarımsal istihdam ülkemizde yüzde 25.5dir. Tarımsal gayri safi yurt içi hasıla
ise 62.7 milyar dolardır. Tarımda kişi başına gelir geçen yıl 3 bin 653 dolar
olarak tespit edildi. Geçen yıl tarımsal ihracatımız ise 15.3 milyar dolar
olmuştur. Türkiye tarımda dünyada yedinci, Avrupa Birliği ülkeleri arasında ise
birinci sıradadır. Buğday üretiminde dünyada sekizinci, ABde birinci, toplam
sebze üretiminde ise dünyada ikinci, ABde birinci sıradadır diye konuştu.
Tarım sektörünün ülkelerin beslenme, istihdam ve kalkınması için önemli ve
stratejik bir sektör olduğunu kaydeden Kadak, şunları söyledi:
Doğa şartlarına bağlı üretim yapılan bir sektör olması sebebiyle dünyanın
her yerinde hassas ve stratejik bir sektör olarak ele alınmaktadır. Dolayısıyla
tarımsal üretimde, sürdürülebilir bir üretim için doğal risklere karşı modern
koruma tedbirlerinin, tarım sigortalarının uygulanması zorunluluğu vardır.
Tarımda yaşanabilecek riskleri, felaket tarzında riskler, yönetilmesi zor
riskler ve kontrol edilebilir riskler olmak üzere üç ana başlıkta toplamaktayız.
Felaket tarzındaki riskler, don, kuraklık, sel ve su baskını, yönetilmesi zor
riskler, fırtına, hortum, deprem ve heyelan, kontrol edilebilir riskler ise
hastalıklar ve zararlılar olarak tespit edilmiştir. Tüm bu riskler karşısında
tarım sigortaları olarak devlet sigortası, özel sektör sigortası ve devlet-özel
sektör işbirliği olmak üzere üç sigorta modeli uygulanmaktadır.
Kadak, Türkiyede 1948 yılında Muhtaç Çiftçilere Ödünç Tohumluk Verilmesi
Kanununun hayata geçirildiğini belirterek, Bu kanun, ürün ve ekilişlerin yüzde
40 ve daha fazlası zarar görmüş üreticilere ayni yardım yapılmasını kapsıyordu.
Ancak, 2001 yılında yürürlükten kaldırıldı. 2005 yılında 5363 Sayılı Tarım
Sigortaları Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yasalaşarak yürürlüğe girdi.
Bu yasa ile bugüne kadar sigortalanamayan doğal afet risklerinin sigorta
kapsamına alınması ve çiftçilerin çeşitli sigorta ihtiyaçlarının büyük ölçüde
karşılanması yönü ile yüksek güvence sağlanmıştır. Tamamen sigorta prensiplerine
ve teknik esaslara göre yapılan çalışma ile sürdürülebilirlik ve güvenilirlik
özellikleri ile çalışmalar sürdürülmektedir dedi.
-Tarımsal sürdürülebilirliğini mutlaka sağlamamız gerekiyor-
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Tarım Sigortaları ve Doğal Afetler Daire
Başkanı Bekir Ergürülü ise gıdayı sağlayan en önemli sektörün tarım sektörü
olduğunu ifade ederek, Tarımsal üretiminin sürdürülebilirliğini mutlaka
sağlamamız gerekiyor. 75 milyona yakın nüfusumuzu beslemekle beraber, yıllık 30
milyon turistimizi beslemek ve bunun yanında da ihracat yapmak gibi bir hedefimiz
var. Tarımda çalışanlarımız sayesinde 75 milyon nüfusumuz besleniyor, 30 milyon
turistimizin gıda ihtiyacı gideriliyor ve 15 milyar dolara yakın da ihracat
yapıyoruz. Bizim hedefimiz daha ileridir diye konuştu.
Bakanlığın son 10 yılda yaptığı çalışmalara bağlı olarak, 22 milyar dolardan
alınan gayri safi milli hasılanın 62 milyar dolara çıkarıldığını, hedefin 2023
yılında 150 milyar dolarlık bir tarımsal hasılayı sağlamak olduğunu dile getiren
Ergürülü, şunları kaydetti:
Bu hasılayı sağlarken karşılaşılacak tehditler de bulunmaktadır. Bakanlık
olarak üretimde verimliliği artırma çalışmalarımız sürerken riskleri de göz ardı
etmiyoruz. Tarımsal üretim her zaman riske açıktır. Tarımsal üretimde
sürdürülebilirliği sağlamak için tarımsal riski yönetmemiz gerekiyor. Yıllardır
kriz yönetiyoruz. Dolu yağdıktan sonra ne yapacağımızı düşünüyoruz. Artık, biz
tarımda risk yöneteceğiz. Riski yönetebilmek için de yıllardır düşünülen Tarım
Sigortaları Kanunu 2005 yılında TBMMde yasalaştırıldı. Bu kapsamda tarımda risk
yönetimini de değerlendirmeye başladık. Risk Yönetimi Şube Müdürlüğü ile denetim
altına alınmaya çalışılan risk yönetimi, bakanlıktaki yeniden yapılanma ile Tarım
Sigortaları ve Doğal Afetler Daire Başkanlığına dönüştürüldü.
Bu şunu göstermektedir, tarımda risk yönetimi toplumun her kesimi tarafından
bir ihtiyaç olarak görülmektedir. Yıllardır afetlerle mücadele eden
çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Bir risk Bakanlar Kurulu kararı ile koruma
altına alınmış ise bu risk karşısında mağdur olmamaları için üreticilerimizin
tarım sigortasını önemsemeleri gerekmektedir.
Toplantıya Gümüşhane Vali Yardımcısı Cahit Karatepe, Gıda Tarım ve
Hayvancılık Müdürü Hasan Irkın, ilçe müdürleri, ziraat odası başkanları ve sivil
toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
Muhabir: İbrahim Özdemir / Asena Akçay
Yayıncı: Murat Kaban