Anadolu'da 'kocakarı' ilacı olarak bilinen sülük, artık kamu hastanelerinde yapılacak. Uzmanlar merdivenaltı yerlerde yapılan sülük tedavisinin ise hastalığı iyileştirmeden ziyade ölümle sonuçlanabileceğini söylüyor. Uzman doktorlar ve bunun eğitimini almış kişiler tarafından yapılacak sülük tedavisinin ise ülser, kanser tedavisi, çok ciddi ağrılara sebep olan ağrılar, kronik hastalıklar, görme ile ilgili sorunlar, hipertansiyon, kulak çınlaması, hipertansiyon, bel ve boyun fıtığı gibi birçok hastalığa iyi geldiğini ifade ediyor. Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Memet Işık, uzmanlar tarafından yapılmayan sülük tedavisinin ciddi reaksiyonlar doğurabileceğini, kanama problemi olan hastaların kanının durmayarak ölümle sonuçlanabileceğini söyledi.
Sağlık Bakanlığı 27 Ekim 2014 günlü Resmi Gazete'de 'Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği'ni yayımladı. Bu yönetmeliğe göre, Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastaneler, özel hastaneler ve üniversite hastaneleri 'sülük, hacamat, sinek larvası, arı, bitkisel ilaç, hipnoz ve çıkıkçı' gibi alternatif alanlarda da hizmet verebilecek. Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde bu hizmeti uzman olarak veren Doç. Dr. Memet Işık, sülük tedavisiyle ilgili yanlış bilinenlere açıklık getirdi. Bakanlığın yayınladığı yönetmelikle alternatif tıpın kullanım alanını çok sınırlandırdığını ifade eden Memet Işık, tıp dünyasında sülük tedavisinin birçok alanda kullanıldığını belirtti. Sülük tedavisinin halk arasında 'kireçlenme' olarak bilinen ağrılarda kullanıldığını kaydeden Işık, boyun fıtıklarında ve çok ilerlememiş bel fıtıklarında etkili olduğunu söyledi.
Sülük tedavisinin kesinlikle bir hekim tarafından yapılması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Işık, sülüğün çok ciddi bir tedavi yöntemi olduğunu, bu canlıyı sadece ağrılı bölgeye koymanın yetmeyeceğini, tedavi sırasında oluşabilecek olumsuz durumla müdahale edebilecek uzman kişilerin yapması gerektiğini açıkladı. Bu konulara ilgi duyan insanların sülük tedavisini hastalara uyguladığını kaydeden Işık, "Bazı insanlar bunları evlerinde ya da kendi ofislerinde uygulamaya çalışıyor. Bu sağlık açısından büyük risk taşıyor. Yani bir anda ciddi bir alerjik reaksiyon gelişebilir. Hastayı ölüme götürebilecek kadar ciddi reaksiyonlar olabilir. Eğer hastada kanama ile ilgili bir sıkıntı var ise mesela hemofili, hastanın kanı durmayabilir." dedi.
SÜLÜKLE TEDAVİ EDİLEMEYEN NEREDEYSE HASTALIK YOK
Sülük tedavisinin çok geniş bir yelpazede kullanılabileceğini ifade eden Memet Işık, kanser hastalarının çektiği ağrıları da dindirmede etkin rol oynadığını, bunun dışında eklem hastalıkları, kronik hastalıklar, görme ile ilgili sorunlar, göz sinirlerini dejenerasyonu, dolaşım bozuklukları, kulak çınlaması, hipertansiyon, ALS hastalığı ve birçok hastalıklarda sülük tedavisinin uygulanabileceğini açıkladı.
'SÜLÜK KAN EMEREK DEĞİL AĞZINDAKİ SALYA İLE TEDAVİ EDER'
Halk arasında sülüğün kan emerek tedavi etme özelliğine de açıklık getiren Doç. Dr. Işık, sülüğün salyasında 120'ye yakın biyoaktif maddenin tespit edildiğini, bu maddelerden en önemlisinin de kanı sulandırıcı özelliğe sahip olması olduğunu belirtti. Sülüğün bir defa beslendikten sonra iki yıl kadar o aldığı kanla yaşadığını kaydeden Işık, iyi bakılan bu hayvanın 8-10 yıl yaşayabileceğini ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı: "Biz tedavide bir sülüğü bir defa kullanıyoruz. Bir kez kullanılan sülüğün tekrar kullanılmaması lazım. Çünkü sülüğün asıl tedaviye fayda eden kısmı ağzındaki salya. Ağzında biyoaktif maddeler oluşması için belli bir zamanın geçmesi lazım. Birkaç gün içerisinde sık sık kullanılan sülük emse bile kan alsa bile o kan kusturularak tekrar kullanılıyor. Tedavi edici etkisi olmuyor. Çünkü bu salyanın oluşması için tavsiye edilen 3 ay sülüğün emmemesi ve tekrar başka bir yerde kullanılmaması gerekir." CİHAN