ZONGULDAK (A.A) - Ferdi Akıllı - Gülhane Askeri Tıp Akademisi
(GATA) Spor Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Taner Aydın, Soğukta spor
yapacak olanların spora başlamadan önce ısınma egzersizlerini daha uzun yapmaları
uygun olacaktır dedi.
Prof. Dr. Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hava sıcaklığının düştüğü
ortamlarda yapılacak egzersizlerin kişinin sağlığını riske etmemesi, soğuğun
patolojik etkilerinden korunması, sporu emniyetli ve keyifle uzun süre
yapabilmesi için bir kısım tedbirler alınması gerektiğini söyledi.
Hava koşullarına uyum sağlamak amacıyla kullanılan kıyafetler, malzemeler ve
yapılacak egzersizin tipi, süresi, şiddeti ve modeli hava şartlarına uygun hale
getirilmesi gerektiğini ifade eden Aydın, Soğuk ortamlarda egzersiz konusunda
önemli unsurlar arasında ortamın sıcaklığı, rüzgar durumu, giysiler, kişinin
sağlık durumu ve vücut yağ oranı sayılabilir dedi.
Solunan havanın soğuk olmasının solunum sistemi adaptasyon mekanizmalarında
bir noktaya kadar sorun oluşturmadığına dikkati çeken Aydın, şöyle devam etti:
Normal şartlarda solunan hava, alveollere giden yolda 27-32°Cye kadar
ısınabilir. Çok soğuk havalarda (-15°C ile -20°C altındaki sıcaklıklarda) solunan
havanın solunum yollarında ideal bir sıcaklığa ulaşarak akciğerlerimize ulaşma
şansı yoktur. Bu sıcaklıklarda sporcuların üst solunum yolu hastalıklarına
yakalanma riskinin artması kaçınılmazdır. Bu ısınma ile birlikte kuru havanın
nemlendirilmesi amacıyla su harcaması arttığından, özellikle şiddetli spor
sırasında önemli miktarda su kaybı ortaya çıkabilir. Ayrıca bir kısım önlemler
alınsa bile bu sıcaklıklarda sporcuların hipotermi (vücut iç ısının düşmesi),
donma, soğuk ısırığı (cilt yaraları) gibi sağlık sorunlarıyla karşılaşma
olasılığı yüksek olacaktır.
-Sporcular soğuk havalarda sıvı kaybı sorunuyla karşılaşabilir-
Soğuk ortamda yapılan egzersizlerin getireceği en büyük problemin hipotermi
ile başladığını vurgulayan Taner Aydın, Aktivitenin yapıldığı ortamın ısısının
düşük, rutubetinin yüksek ve havanın rüzgarlı oluşu hipotermi riskini artırır.
Soğuk ortamda yapılan egzersizlerde görülen sağlık sorunları kapalı ve açık
ortamlarda yapılmasına göre değişmektedir. Kapalı ve sportif aktiviteye uygun
alanlarda yapılan egzersizlerde, soğukta kalma süresi, uygun giysi değişimi,
sıcak içecek imkanı ve uygun sığınak gibi nedenlerle kış sporları da dahil olmak
üzere hipotermiye bağlı problemler çok fazla görülmez. Açık arazi şartlarında
yapılan traking, dağcılık, kır koşusu, buzda balık avlama, dalgıçlık ve dağda
kayak esnasında soğuk yaralanmaları oldukça büyük sağlık riskleri taşırlar ve
hatta ölüm riski bulunmaktadır diye konuştu.
Suda ısı kaybı, karada yapılan egzersizlere göre 25 kat daha fazla olduğunu
vurgulayan Aydın, şunları kaydetti:
Soğuk hava ve suda yapılan egzersizlerde hipotermi riski daha büyüktür.
Soğuk hava susuzluk hissi oluşmasını engelleyebilir. Terleniliyorsa soğuk hava
bunun bir kısmının buharlaşmasına neden olur. Buna ek olarak soğuk havada nefes
yoluyla da sıvı kaybı olur ve soğukta idrar miktarı da artabilir. Sporcular soğuk
havalarda sıvı kaybı sorunuyla karşılaşabilir. Ağız ve burnu basit bir maskeyle
korumak su kaybını azaltacağı için yararlı bir önlemdir. Bu nedenlerle 20-30
dakikalık aralıklarla sıvı tüketmek gerekmektedir.
-Isınma egzersizlerini daha uzun sürede yapın-
Aydın, spor yaparken kasların yakacağı enerjinin şeker depolarından
karşılandığını ifade ederek, şöyle konuştu:
Soğukta yapılan spor sırasında kaslar daha fazla enerjiye gereksinim
duyarlar ve daha çabuk yorulurlar. Spor yaparken enerjinin yaklaşık yüzde 20sini
kaslar kullanırken, yüzde 80ini ısı olarak kullanılır. Düzenli ve sık
aralıklarla tüketilen besleyiciliği yüksek ana ve ara öğünler glikojen ve yağ
depolarını koruyarak ısı üretimine yakıt sağlar. Soğukta eller, ayaklar, ciltte
ve kaslarda istemsiz kasılma, titreme varsa koordinasyonun azaldığı, motor
kontrolün kaybedilmeye başlanıldığının işaretleri olabilir. Tüm bunlar
yaralanmalara sebep olabilir. Soğukta azalmış esneklik ve gerilme yaralanmaların
ortaya çıkmasına sebep olur. Soğukta spor yapacak olanların spora başlamadan önce
ısınma egzersizlerini daha uzun yapmaları uygun olacaktır. Soğuk havada yapılan
egzersizlerde üşümemek için çok kalın, hava geçirmez malzemelerin yanı sıra
başlıklar kullanılması vücut iç ısısının artmasına neden olabilir. Egzersiz
esnasında baştan ısı kaybı yüzde 25-30 civarındadır. Sadece başın açık olması
bile ısı çarpmasına bağlı problemlerin görülmesini engelleyebilir. Aynı şekilde
çok soğuk ortamlarda başın uygun başlıklarla kapatılması hipotermi riskini
azaltır. İzin veriliyorsa kulaklık, bere, eldiven giymek uygun olacaktır. Eğer
izin verilmiyorsa, burun, kulak, yanak gibi soğuğa maruz kalan vücudumuzun açık
bölgelerine bir tabaka oluşturacak şekilde vazelinli veya gliserinli pomatlar
sürülmelidir.
-Soğuktan en az etkilenmek için çok kat giyinin-
Sporun metabolizma ve ısı artışına bunun da terlemeye neden olduğunu
vurgulayan Aydın, sözlerini şöyle tamamladı:
Havanın soğuk olması terlemeye engel olmaz. Terleme sonucu kıyafetler
nemli ıslak hale gelecek, yalıtım özelliğini kaybedecektir. Bu da daha çok ısı
kaybına sebep olacaktır. Su sporları, su teması nedeniyle, karada yapılan
sporlara göre daha hızlı bir ısı kaybına neden olabileceği unutulmamalıdır.
Soğuk, spor yapanlarda özellikle el ve ayaklar başta olmak olmak üzere damar
daralmasına neden olacaktır. Vücut soğuğa karşı uç noktalara kan akışını
azaltarak cevap verir. Bu yolla ısı kaybını azaltıp, merkezi ısının düşmesini
önlemeye çalışır. Soğukta tansiyon yükselmekte, kalp krizi riski artmakta,
özellikle soğukta spor yapanlarda bu risk daha da artmaktadır. Bu nedenle
soğuktan en az etkilenmek için çok kat giyinmek, bere takmak, eldiven giymek
uygun olacaktır. Düşük ısı, yüksek nem ve rüzgarın fazla olduğu ortamlarda
egzersiz yapmanın limitlerini sporculara öğreterek ortadan kaldırılabilir.
Yeterli karbonhidrat ve sıvı tüketilebilir. Uygun giysiler giyilirse ve vücuttaki
belirtilere dikkat edilip önlem alınırsa soğuk hava koşullarında da güvenli bir
şekilde spor yapılmış olunabilir.
Yayıncı: Ebubekir Gülüm