ELAZIĞ (A.A) - İsmail Şen - Elazığ Hazarbaba Bakım ve
Rehabilitasyon Merkezinde kalan şizofreni hastası emekli binbaşı İhsan Demirus
(53), ebru sanatıyla farklı eserler ortaya koyuyor.
Demirus, hayat hikayesini AA muhabirine anlattı. 1981 yılında Kara Harp
Okulunu bitirdiğini ve aynı yıl Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği
Bölümünü kazandığını anlatan Demirus, bu bölümden mezun olduktan sonra 1986
yılında İstanbul Teknik Üniversitesinde masterini tamamladığını ve Kara Harp
Okulunda öğretim görevlisi olarak göreve başladığını aktardı.
1990 yılında Gazi Üniversitesinde kompozit zırhlar üzerine doktora yapmaya
başladığını dile getiren Demirus, bu sırada kazandığı bursla Hollandaya
gittiğini söyledi.
Doktora tezi kapsamında, Hollandada koruyucu zırhlar, çelik yelek, tank
zırhları ve zırhlı personel taşıyıcılar üzerine 9 ay çalışma yaptığını anlatan
Demirus, 1995 yılında yurda döndüğünü ve tezini bitiremeden rahatsızlandığını
ifade etti.
Rahatsızlığının ardından çevresiyle olan ilişkilerinin zayıfladığını,
yalnızlığa itildiğini belirten Demirus, hastalığı sürecinde en büyük desteği
eşinden ve çocuklarından gördüğünü söyledi.
İhsan Demirus, rehabilite için 2011 yılında merkeze geldiğini, 20 aydır
bulunduğu merkezde ebru sanatıyla tanışmasının ardından psikolojik durumunun
gayet iyi duruma geldiğini belirterek, Ebru çalışması, takı kursu, seramik
kursu, halk oyunları gibi sosyal aktivitelerimiz var. Ben ebru ile vaktimi
geçiriyorum. Bir yıldır ebru çalışması yapıyoruz. Ebru ile çalışma esnasında
günlük meşgalelerden uzaklaşıyoruz, stresten uzaklaşıyoruz. Kendimizi tamamen
ebrunun çizimlerine bırakıyoruz. Psikolojik rehabilite edilmemiz üzerinde ebrunun
büyük katkıları var dedi.
Hazarbaba Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Selahattin Bozkurt ise ebru
sanatının, depresyon, şizofreni gibi pek çok hastalığın tedavisinde olumlu
etkilerinin görüldüğünü söyledi.
Hastaların ebru ve benzeri sanatlarla rehabilite olduklarını anlatan
Bozkurt, Adeta sinirleri alınmış gibi apayrı insanlar çıkıyor karşımıza ve bu
etkileşim süreci kısa sürmüyor. Yaparken biten bir şey değil, o dinginlik artık
karakterlerinin bir parçası oluyor ve apayrı bir kimliğe, kişiliğe bürünüyorlar.
Saygıdeğer oluyorlar ve insanları sevmeye, saymaya başlıyorlar diye konuştu.
Yayıncı: Cemal Coşkun