Şırnak, tüm güzellikleriyle keşfedilmeyi bekliyor

Şırnak, tüm güzellikleriyle keşfedilmeyi bekliyor -Yıllarca terör olayları nedeniyle sahip olduğu doğal güzellikleri gölgede kalan Şırnak, doğa ve inanç turizmine meraklı ziyaretçilerini bekliyor -Hazreti Nuhun gemisinin kalıntıları


ŞIRNAK (A.A) - Meral Özdemir - Yıllarca terör olaylarının gölgesinde kaldığından, sahip olduğu doğal güzellikleri yeterince yansıtamayan Şırnak, artık keşfedilmeyi bekliyor.
     Kentin tarihi, rivayetlere göre Nuh Tufanı öncesine dayanır. Bu rivayetlere göre Cizre, tufandan sonra ikinci kez Hazreti Nuh ve oğulları tarafından inşa edilirken Cizrenin kızgın sıcağından korunmak için Şırnak, yazlık ve yaylak olarak inşa edilir. Guti, Babil, Asur, Pers, Med, Sasani, Roma, Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlılara ev sahipliği yapan, Cudi Dağının kuzeyinde "Şehr-i Nuh" adıyla kurulan, önceleri "Şerneh", daha sonraki yıllarda ise Şırnak adını alan kent, 1990da da il statüsüne kavuştu.
     Çatışmalı ortamda olumsuzluklarla gündemde olan Şırnak, çözüm sürecinin getirdiği olumlu atmosferle Cudi, Gabar, Kato ve Herekol dağlarının görkemini, yemyeşil yaylalarını, rafting, kano yapılabilecek akarsuları ile tarihi ve kültürel değerlerini meraklılarıyla buluşturmayı istiyor.
     Sahip olduğu zengin tarihi, kültürel kaynakları ve doğal değerleri ile ciddi bir potansiyele sahip Şırnak, doğa turizminde aranılan mekanlar arasında yer almak için çaba gösteriyor.
     Mardin Havaalanına gelecek ziyaretçilerin karayoluyla yaklaşık 2 saatte ulaştığı Şırnak, gezginleri ihtişamlı dağları ve kıvrımlı yollarıyla karşılıyor.
    
     -"Birbirine kavuşamayan aşıkların türbesi"-
    
     Nüfus ve yüz ölçümü bakımından Şırnaktan daha büyük olar Cizre ilçesi, ev sahipliği yaptığı eserleriyle kentle adeta yarışıyor.
     Ünlü Kürt düşünür ve mutasavvıf Ahmed-i Haninin, Emir Zeyneddinin güzellikleriyle dillere destan Zin ve Siti adlı iki kız kardeşinin, Mem ve Taceddin adındaki iki gençle olan aşklarını kaleme alarak ölümsüzleştirdiği eserine konu olan hikaye ve aşıkların mezarlarının bulunduğu "Mem u Zin Türbesi", beşeri aşkın ilahi aşka dönüşmesinin sembollerinden.
     Babil, Asur, Guti, Med, Selçuklu, Osmanlı, Roma, Emevi ve Abbasi dönemlerine ait arkeolojik eserlerin yer aldığı, sibernetiğin babası sayılan ve tarihteki ilk robotların mucidi olarak tanınan Cizreli büyük alim ve fizikçi Ebul-İz El Cezerinin adı verilen müze, Cizrede görülmesi gereken eserler arasında.
     Müzede, ayrıca Cizreli araştırmacı Abdullah Yaşinin topladığı arkeolojik ve etnografik eserler sergileniyor. İlçenin 6 bin yıl öncesine kadar uzanan kültürel kimliğini yansıtan Babil tuğlaları ile dinozorlara ait fosil dişleri, taş kabartmalar ve pişmiş topraktan kaplar da müzenin ilgi çeken eserlerinden.
     Cizre Azizan Beyi İkinci Şeref tarafından kırmızı tuğlalardan yapıldığı için "Medresetül Hamra" olarak adlandırılan "Kırmızı Medrese" ve Ulu Cami, Cizrede ilgi çeken mekanların başında yer alıyor.
    
     -Cehennem Deresinde rafting-
    
     Kasrik beldesinde Gutilerden kalma köprü, taştan yontulmuş sulama kanalı, ata binmiş adam figürü, Besta Meryem Kaplıcaları, Birca Belek Kalesi, Güçlükonaktaki Finik Kalesi, Hista Kaplıcaları ile İdil İlçesindeki Merkez Cami ve çok sayıda kilise de görülmeye değer.
     Şırnak ayrıca, yaylarındaki bin bir renkteki çiçeklerini Kato ve Herekol dağlarında yetişen ters lalelerini ve zengin bitki çeşitliliğini göstermek için de doğa severleri bekliyor. Dillere destan Faraşin Yaylasında "Yeşile, gökyüzünün maviliğine doydum" diyenler için ise Güçlükonaktaki Cehennem Deresi de adrenalin tutkunlarını raftinge çağırıyor.
     Kültür ve inanç turizmi açısından zengin bir potansiyele sahip Şırnak, ayrıca Kızılsu, Habur ve Hezil çaylarının beslediği Dicle Nehrinde, kano ve rafting yapmaya son derece uygun.
     Kuran-ı Kerimin Hud Suresinin 44. Ayetinde Hazreti Nuhun Gemisinin Cudi Dağında bulunduğu ibaresiyle ayrı bir önem kazanan Cudi Dağı da keşfedilmeyi beklerken, geleceğin önemli turizm mekanları arasında.
    
     -Yöresel lezzetler-
    
     Ayran ve pirincin buluşmasıyla pişirilen ve üzerine kızgın tereyağının dökülmesiyle hazırlanan "Gulul" yöresel lezzetlerin başında gelir. Baharda doğada kendiliğinden çıkan, soğan ve kavurmayla pişirilen "Suryaz" ile ceviz, incir, kuru üzüm, kepekli un ve pekmezden oluşarak tatlıya dönüşen "Kadge Dıfse" (pekmez tatlısı) "tadına bakmadan dönmeyin" dedirtecek lezzetlerden.
     Şırnak ziyaret edilirken, organik Beytüşşebap balı, peynir ve genç kızların el emeği göz nuruyla dokunan dünyaca ünlü yöre kilimleri satın alınabilir.
    
     -Şırnaklıların bir hayali var-
    
     Şırnak Kültür Turizm Müdürü Teymur Erol, Şırnakın henüz dağ ve doğa turizmi yönünden keşfedilmediğini ancak ciddi bir potansiyele sahip olduğunu bildirdi.
     Şırnaklıların bir hayali olduğunu anlatan Erol, "Yöre halkının bir hayali var. Bir gün, Şırnak merkezden veya Cizreden bir teleferik sisteminin kurulup Cudinin tepesine çıkılması. Dicle Nehrinin geçtiği bir ovadan, oraya çıkmak çok zor olmasa gerek. Bu hayalin gerçekleşeceğine inanıyoruz" dedi.
     Erol, son 20-30 yılda olumsuz olaylar yüzünden bazı tahribatların yaşandığını, ancak bunların hızla telafi edileceğini belirterek, şunları söyledi:
     "Bizim cesur turizm seyahat acentelerine ihtiyacımız var. Maalesef bugüne kadar acenteler kenti pek tercih etmiyordu. Çözüm süreciyle bunun aşılacağına inanıyorum. Biz ne kadar tanıtım yaparsak yapalım Şırnakla ilgili yapılan 2 olumsuz haber bütün çabalarımızı sonuçsuz kılıyordu. Allahın izniyle artık çözüm süreciyle bu handikap ortadan kalkacak. Şırnak gerçekten görülmeye değer. Hazreti Nuhun gemisinin burada bulunduğuna temel referansımız Kuran-ı Kerim. Ayrıca Cudi Dağı tepesinde olduğu belgelerden de anlaşılıyor. Mutlaka bu bölgenin tamamının bilimsel araştırmalara açılması lazım. Bugüne kadar güvenlik nedeniyle yaylalara, Cudiye çıkılamıyordu. En kısa zamanda bunların aşılacağına inanıyoruz. Tüm bunlar aşılınca Şırnak, ciddi turist alacak. Çünkü iki ülkeye sınırı olan bir il."
    
     -Kato Dağında kayak-
    
     Erol, Şırnakta toplam 98 tescilli yapının bulunduğunu, biri 5 yıldızlı olmak üzere turizm işletme belgeli bin 644 yatak kapasitesine sahip olduğunu belirterek, yapımı devam eden Şırnak Havaalanının tamamlanmasıyla ziyaretçilerin kolayca kente ulaşabileceğini anlattı.
     Beytüşşebapta kış aylarında 2-3 metreye yakın kar yağdığını, Kato ve Altın dağlarında kayak tesislerinin kurulabileceğini belirten Erol, "Neden Iraktan, Suriyeden insanlar gelip kayak yapmasın. Şırnak bunu fazlasıyla hak ediyor. Biz de bütün bu turizm potansiyelimizi açığa çıkarmak için altyapı çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.
    
     Yayıncı: İrfan Cemiloğlu
<< Önceki Haber Şırnak, tüm güzellikleriyle keşfedilmeyi bekliyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER