ELAZIĞ (A.A) - İsmail Şen - Elazığda 14 yıl önce yakalandığı
lösemi hastalığını yenmeyi başaran Ramazan Öner, hastalık sürecinde yaşadıklarını
kaleme aldı. Bu süreçte şiir de yazan Öner, yazdıklarının kitap haline
dönüştürülüp yayımlanacağı günü dört gözle bekliyor.
Ramazan Öner (26), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1998 yılında 12 yaşında
lösemiye yakalandığını belirtti. O yıllarda hastalığın tedavisi için zorunlu
olarak Ankaraya gittiğini anlatan Öner, Ankaraya giderken kollarımın arasında
ajandam ve ajandanın arasında kalemim vardı. Çünkü en iyi arkadaşım şiirlerimdi.
İlk gittiğimiz gün doktor yanağımdan süzülen gözyaşlarını silerek, artık
misafirimizsin dedi. O misafirlik, koskoca 3 yıl sürdü diye konuştu.
Öner, zor geçen hastane günlerinde psikolojik ve ruhsal çöküntüye uğradığını
ifade ederek, bu zor günlerde ilkokuldan itibaren yazmaya başladığı şiirlerinin
kendisini hayata tutundurduğunu, sıkıntılarından ve acılarından uzaklaştırdığını
söyledi.
Yastığının altındaki ajandası ve kaleminin hastanede kendisine yoldaşlık
ettiğini aktaran Öner, şöyle konuştu:
Hastanede memleketime, anneme olan özlemimi anlatan şiirler yazıyordum.
Damarımda giden ilaçlara inat güçlü olmak adına ajandama bir şeyler karalardım.
Sol kolumdan kemoterapi ilacı giderken, sağ kolumla şiir yazardım. Ayaklarımıza
kadar bütün damarlar kullanılmıştı. Elimi kullanamadığım yıllar da oldu. Ama ne
olursa olsun benim içimde bir şiir aşkı vardı. İşte o her şeye yeterdi. Belki de
üç sene arka arkaya kullanılan kemoterapi ilaçlarından daha etkiliydi şiirlerim.
Hüzünlendiğimde gözyaşım kalemimdeki mürekkebim oluyordu.
Öner, hastane çalışanları için de şiirler yazdığını dile getirerek, Ufak
bir dertleri, hasretleri olduğunda kalemimden yardım isterlerdi ve kalemim
gerçekten bana da yetiyordu onlara da yetiyordu. Çünkü önemli olan o kalemin
içindeki duyguyu yakalayabilmek önemli olan o kalemin içindeki duyguyla her şeyi
ve lösemiyi yeneceğine inanabilmektir. Ben inandım. Allahın da izniyle
şiirlerimle hastalığımı dize getirdim dedi.
2001 yılında tedavinin olumlu sonuçlandığını ve hastalığı yenmeyi
başardığını bildiren Öner, hastalığın tekrar etme ihtimaline karşın yılda bir kez
kontrole gittiğini söyledi.
Hastalık sürecinde yaşadıklarını kaleme aldığını ve Merhaba Yaşamak adı
altında kitap haline dönüştürmek istediğini anlatan Öner, maddi imkansızlıklardan
dolayı yazdıklarını kitap haline dönüştürüp piyasaya süremediğini, onun okurla
buluşacağı günü dört gözle beklediğini sözlerine ekledi.
-Doktor görüşü-
Elazığda bulunduğu dönemlerde Önerin hastalığını takip eden Fırat
üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji Onkoloji Ana Bilimdalı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Saadet Akarsu da kanser hastalarının ilk tanı kondukları zaman hayattan
kopar bir pozisyona geldiklerini, bütün beklentilerinin, duygularının
etkilendiğini ve sonucunu bilmedikleri bir sürece girdiklerine dikkati çekti.
Bu süreçte hastaların yalnız bırakılmaması ve içinde yaşattıklarını,
hissettiklerini dışarıya dökebilme imkanının tanınmasının gerekliliğini
vurgulayan Akarsu, şöyle devam etti:
Hekimler olarak onlara ilaçlar veriyoruz. İlaçların yan etkilerini
engelleyecek bazı tedaviler uyguluyoruz ama tek çözüm bu değil. Hastalara
hissettiklerini dışarıya vurabilmesini sağlayabilmeliyiz. Resim çizdireceğiz,
şiir yazdıracağız, şiir okutturacağız veya spora yönlendireceğiz. Bizim
hastalarımızdan özellikle Ramazan Öner bu süreci yazdığı şiirleriyle atlattı.
Bunu kendisi de paylaşıyor biz de bu enerjisini hissettik. Ramazanın şiirlerini
be de okudum, çok zevk aldım. Kitabını merakla bekliyorum.
Önerin şiirlerinden bazı bölümler şu şekilde; Dışarıda yağmur yağıyor,
içimde sen/Nisan yağmurlarında ıslanıyorum/Saçlarım ıslak, gözlerim
ıslak/Yüreğime yağıyorsun, sağanak sağanak, Özledim annem, özledim
seni/Nefesimi tamamlayan nefesini/Şimdi şiirlerim var kollarımda/Özledim annem,
özledim seni, Ölüm hasret dinlemez anne/Mezar sonra gel söylemez
anne/Musalla soğuktur, üşüteceksin/Ecel başka gün beklemez anne.
Yayıncı: Cemal Coşkun